Ankara Trafiği
Son günlerde yazılı ve görsel basında sıkça gördüğümüz bir haber haline geldi Ankara’nın trafik sorunu. Özellikle doğma büyüme Ankaralılar ve asgari son 10 yılını Ankara’da geçirenler için bugün Ankara’da yaşanan trafik yoğunluğu inanılmaz boyutlara ulaşmış ve hatta çekilmez duruma gelmiş durumda. Benim gibi geçmiş yaşantısında bir dönem İstanbul’da yaşamışlar için bile Ankara trafiği gerçekten yorucu ve anlamsız olmaya başladı.
Peki nasıl oluştu bu durum, hangi ara ulaşım süresi 15 dakikalık kent denilen Ankara, saatler süren bir trafik çilesine sahip oldu? Bu konuda en sık duyulan ve bana göre de haklılık payı yüksek olan en net değişim, 2023 depremi sonrası deprem bölgesinden Ankara’ya olan göç akınıdır. Resmi kayıtlara göre yaklaşık 300 bin kişinin deprem sonrasında Ankara’ya yerleştiği dikkate alınır ise 5.780.000 (2022 sonu nüfus verisi) kişinin yaşadığı kentte 300 bin kişilik göçün bu denli bir etki yaratması beklenmemeli. % 5 lik bir nüfus artışı ile ulaşım süresinin %100’den fazla artmış olması ulaştırma mühendisliği normlarına göre doğrudan bir gerekçe olarak değerlendirilmesi pek mümkün değil. Bu durumda kentte nüfus artışının dışında başka etkenler de olmalı. Son iki yılını yerleşik olarak Ankara’da geçiren bir ulaştırma uzmanı olarak ben de bu konudaki tespit ve gözlemlerimi aktarmak isterim.
Ankara’da yaşanan trafik sorununu üç başlık halinde ele almak gerekir. Bunlardan ilki yerel yönetim yapısı kaynaklıdır. Ulaşımı düzenlemek ve ilgili yatırımları yapmak üzere görevli olan liyakatli bir ekibin bulunmaması gelişen ve büyüyen bir kent olan Ankara’nın ulaşım ihtiyaçlarına yanıt verecek proje ve düzenlemelerin yapılmasının önüne geçmektedir. Bu durum plansızlık ve projesizlik ile kentte varlığını gösteriyor. Bugün İstanbul, Kocaeli, Mersin, Gaziantep gibi yoğun göç alan ve hareketliliğin çok yoğun olduğu kentlere baktığımızda yerel yönetim yapısı içinde uzmanlık konusu ulaşım olan ekiplerin ve yöneticilerin varlığını görülecektir. Yerel yönetimlerde, Ulaşım Daire Başkanlığı yapısı içinde kentin gelecek senaryolarına göre ulaşım ve trafik problemlerinin çözümü için çalışan ulaşım alanında eğitim almış teknik bir ekibin yer alması bir zorunluluktur. Ulaştırma bir uzmanlık alanı olup ancak bu alanda yetişmiş personel ve liyakatli yöneticiler ile idare edildiğinde kentin ulaşım problemlerine karşılık verebilir. Ankara Büyükşehir Belediyesi yapısına baktığımızda ise Ulaşım Daire Başkanlığı’nın nerede ise sadece evrak işi yapan plan ve proje hazırlama işleyişinden uzak bir yapılanma olduğu görülmektedir. Sinyalizasyonun bile Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından yönetildiği bir kentte dinamik bir problem olan trafik sorunlarına çözüm bulunamaması normal karşılanmalıdır. Kentin ulaşıma dair sorunlarının çözümlenebilmesi için atılacak ilk adım bu alanda deneyim ve uzmanlık sahibi bir üst yönetim kurularak bu alanda yetişmiş personel temin edilerek kent ulaşımının yönetilmesi olacaktır.
İkinci önemli konu ise Ankara’nın kentiçi trafik sinyalizasyon ve geometrik düzenleme sorunudur. Gelişi güzel ve 30 yıl öncesinin teknolojisi ile yönetilmeye çalışılan sinyalizasyon sisteminde liyakat sahibi bir ekip ile yapılacak revizyonlar kentte hissedilir derecede rahatlama yaşatacaktır. Teknik olarak her akımın ayrı bir faz ile sabit süreli çalıştığı (bu kısmı daha anlaşılır yazmam gerekir ise kavşaktaki her trafik akım kolunun izole bir şekilde ayrı ayrı çalışmasından bahsediyorum) kavşak yapıları kent trafiğini olumsuz etkilemekte, yolculuk sürelerini uzatmakta, yakıt tüketimini ve emisyon gaz salınımlarını artırmaktadır. Kentiçindeki pek çok kavşakta da düzensiz ve yetersiz geometrik yapılar, kötü sinyalizasyon sistemi ile birleşince trafik yoğunluğunun gün geçtikçe artması normal karşılanmalıdır. 27 sene boyunca yurt içi ve yurt dışı pek çok şehirde çalıştığım bu alanda iddia ediyorum ki sadece geometrik düzenlemeler ve sinyalizasyon projeleri ile Ankara trafiğinde hissedilir derecede rahatlama yaşanması mümkündür. Çok büyük bütçelere de ihtiyaç duymayan bu düzenlemelerin yapılabilmesi için yerel yönetimin önce kendi içinde uzman ekipler kurması, sonrasında ise bu alanda çalışan sektör profesyonellerinden proje desteği alması gerekir.
Ankara trafik sorununu hafifletebilmek için atılacak üçüncü adım ise toplu taşıma alanındadır. Benim de kısa bir süre Genel Müdürlük görevini yürüttüğüm EGO çatısı altında başlatmış olduğum kentiçi toplu taşıma optimizasyon çalışmasının tamamlanarak uygulamaya başlanması önemlidir. EGO Genel Müdürlüğü çatısı altında da konuya hakim, liyakat sahibi bir ekip ile yönetim sağlanmadan toplu taşımanın iyileştirilmesi beklenmemelidir. Kaliteli, nitelikli , konforlu, ekonomik ve güvenli bir toplu taşıma yapısı kurulmadıkça özel araç kullanımının önüne geçmek mümkün değildir. Yerel yönetimlerin üç ana görevinden biri olan ulaşımın sağlanması için gerekli kaynak, bütçe ve kalifiye insan kaynağı acilen oluşturulmalıdır. Kentler için sosyal adaletin de en önemli aracı olan toplu taşıma sisteminin etkin hale getirilmesi amacı ile ivedilik ile ulaşım alanında uzman bir yönetim ekibi kurulmalı ve iş ehillerine teslim edilmelidir. Bu konuda hem teknik hem de akademik olarak çalışmalarını yaparak başkanlık makamına sunmuş olduğum ücretsiz toplu taşıma sisteminin de hayata geçirilmesi Ankara’nın ulaşım açısından kurtuluşu olacaktır. Nitelikli bir toplu taşıma sistemi, yerel yönetimler için kent trafiğini rahatlatacak en önemli silah pozisyonundadır.
Türkiye’nin en büyük ikinci kentinin trafiği ve toplu ulaşımı, bu alanda eğitim almamış, konuya uzak ve deneyim sahibi olmayan bir ekip ile yönetildiği sürece kentte trafik sorununu ve bu sorunun büyüyerek devam ettiğini konuşmamız sürpriz olmayacaktır.