ÜCRETSİZ TOPLU TAŞIMA
Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 2019 yılı yerel seçimlerinde kampanya teknik ve projeler danışmanlığını yaptığım dönemde ilk kez ortaya atmıştım konuyu. O tarihlerde İstanbul için peş peşe projeler açıklıyor, her açıklamamızdan sonra etkisini kamuoyu yoklamalarında net bir şekilde görüyorduk. 2019 seçimlerinde İstanbullular üzerinde etki yaratan projelerimizden bir kaçı; E80(TEM) otoyolu üzerinde planladığımız ilk etabı 13 istasyondan oluşan ikinci metrobüs hattı olan Megabüs Projesi, 0-4 yaş arası çocuk sahibi annelere ücretsiz ulaşım, İstanbul’u kapsayacak şekilde planlanmış bazı hatlarda 24 saat ulaşım, toplu taşımanın tek çatıdan yönetimi, yeni parket & devam et projeleri, ticari servisler için “Tahdit, tehdit olmayacak” projesi gibi daha pek çok yerel yönetim projesini peş peşe açıkladığımız bir seçim dönemiydi. Toplantılarda, miting alanlarında ve kapalı salon buluşmalarında karşılığını aldığımızı, o güne kadar CHP’ye oy vermeyi düşünmemiş büyük kitlelerin gönlünü almayı başardığımızı gördükçe ayakları yere basan, mevzuat ve teknik açıdan uygulamasını yapabileceğimize emin olduğumuz projeler ile seçim gününe doğru ilerliyorduk. Seçime iki veya üç hafta kala anketlerde, rakip aday olan Sayın Binali Yıldırım ile başa baş bir yarış götürdüğümüz pozisyona gelmiştik. Seçim sathı için ayırdığımız birkaç etkili proje açıklamasının yanına bir süredir çalışmalarını yaptığım; İstanbullular için ücretsiz toplu ulaşım içeriğine sahip olan “Adil Ulaşım Hakkı” projesini eklemek istemiştim. Proje detaylarını ve uygulama esaslarını içeren hazırlıklarımı önce kampanyadaki teknik ekibimizden, çalışma arkadaşım Sayın Emrah Şahan ile sonra da Sayın İmamoğlu ile paylaştım. Her iki isim de proje fikrimi çok beğenmelerine ve kamuoyunda çok büyük etki dalgası oluşturacağına inanmalarına rağmen projenin, adalet temelli sosyalist bir proje fikri olması nedeni ile önce çekingen davrandılar. Sonrasında ise sayın başkan, bu projeyi mutlaka hayata geçirmek istediğini ancak toplumun hazır olması konusunda emin olamadığını belirtip “Bunu ikinci dönem için kullanalım hocam” diyerek o an için hazırladığım proje listesinden kaldırdım. Seçimi kazanıp artık projeleri uygulamaya sokma kısmına geldiğimizde öncelikle annelere ücretsiz ulaşım ve gece ulaşımı ile başlamıştık, seçim sonrası görev yaptığım ve istifa ederek ayrıldığım 6 aylık kısa dönemde seçim öncesi vaatlerimizden bu şekilde bir kaçını uygulamaya alır iken bir yandan da çok önem verdiğim ve uygulamaya geçireceğime inandığım ücretsiz ulaşım projem için altyapı hazırlıklarını yapmak üzere İstanbul’un kronik toplu taşıma sorunları üzerine mevzuat ve idari düzenleme çalışmalarını yapıyordum. Belediye içindeki görevimden ayrıldıktan sonra bile danışmanlık yaptığım gruplar üzerinden İstanbul’da ilk kez “Minibüs ve Dolmuştan Taksiye Dönüşüm”, “ Lastik Tekerlekli Taşımacılığın İETT Çatısında Toplanması (Kiralama Modeli)” gibi bir çok projeyi yürütme ve yönetme imkanım oldu. İlk dönem bu şekilde biter iken elbette sözü verilip uygulamaya geçemeyen Megabüs gibi projeler de oldu. İBB’deki görevime devam etmeyi tercih etseydim bu projeleri de, planlayıcısı ve fikir sahibi olarak, hayata geçirmek için tüm ekibi zorlamaya devam ederdim.
2019’dan 2024’e geldiğimizde ben İstanbul Büyükşehir Belediyesinden uzaklaşmış, sadece konu bazlı ihtiyaç duyulan bir proje veya uygulama için sorulduğunda katkı sunan bir akademisyen olarak Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nde Ulaştırma Mühendisliği Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaya devam ediyordum. 2024 yerel seçim sürecine girmeye başladığımızda ise bu sefer Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden seçim öncesi bir davet geldi. Toplu taşıma ücret ödeme sistemlerinde yapmayı planladıkları değişimi bir türlü hayata geçirememeleri nedeni ile süreci yönetmemi ve yeni seçim döneminde Ankara’daki tüm otobüslerde satın almış oldukları yeni sistemin uygulanmış olmasını istediler. Bu alandaki deneyimim ve geçmiş çalışmalarımı bilerek Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü’ne davet edildim ve başlangıçta geçici görev ile süreci yönetmeye başladım. Bu büyük değişim süreci aynı zamanda seçim öncesine denk gelmesi nedeni ile bir yandan ABB tarafından satın alınmış yeni sistem için teknik altyapı çalışmaları yürütülür iken diğer bir yandan da 2024 yerel seçimlerinde Sayın Mansur Yavaş’a toplum içinde fark yaratacak ve Ankaralıyı rahatlatacak aynı zamanda görev alanım olan toplu taşıma projeleri hazırlamak için çalışıyordum. Bu süreçte de EGO tarafından verilen toplu taşıma hizmetinin Ankara geneline yaygınlaştırılması, teknolojik donanımların artırılması, yenilenebilir enerji kaynakları yaratarak elektrikli otobüsleri etap etap devreye almak, transfer merkezleri oluşturmak, raylı sistem projelerini tamamlayarak dönem sonuna kadar inşaatına başlamak ve yoğun emek verdiğim projem olan “Ankara Ücretsiz Ulaşım“ projesini devreye sokmak gibi bir çok başlıkta hazırlıklar yaptım. İstanbul ile karşılaştırdığımda sorunları çok daha çözülebilir bir noktada olan Ankara için proje fikir ve sunumları da İstanbul’a göre oldukça sade ve etki alanı zayıftı. Hazırlanan Ankara kampanya dokümanlarında bile proje olarak sunulan bazı fikirlerin açıklamalarında “uygun görülmemiştir” ifadesini gördüğümde, o dönem basın tarafından da fark edilmemişti, Ankara ve Sayın Mansur Yavaş Başkan için fark yaratacak bir iddianın öne sürülmesi gerektiğini düşündüm. İstanbul’da Sayın İmamoğlu tarafından çok beğenilen ancak uygulamaya sokamadığım ve kendi tabirim ile hayatımın projesi olarak gördüğüm “ücretsiz ulaşım” projesi fikrini sayın Mansur Yavaş’ da beğenmiş hatta Sayın Özgür Özel’in de bulunduğu seçim öncesi bir toplantıda; “Bir gün Ankara’da ulaşım neden ücretsiz olmasın” diyerek fikri sahiplenmişti. 2024 yerel seçimler sonrasında çalışmalarımıza hız vermek üzere yüksek bir moral ile çalışma dönemine girdiğimizde bir yandan ücret toplama sistemi ve teknoloji yeniliği yapılır iken bir yandan da Ankara ulaşımındaki tüm sorunları dinleyerek yıllardır el atılmayan özellikle trafik ve ulaşım yönetimi konusunda EGO’yu tek otorite yapmak için büyük bir çaba sarfettim. Bunların yanı sıra BRT olarak isimlendirdiğimiz, bilinen ismi ile metrobüs, hızlı ve yüksek kapasiteli lastik tekerlekli taşımacılık projeleri üzerine çalışır iken bir yandan da İnşaat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Ankara’nın saygın üniversitelerindeki ulaşım ana bilim dalı öğretim üyeleri ile toplantılar yaparak Ankara trafiği üzerine çalışmalar başlattım. Tabii ki benim bu hareketliliğim ve hazırlıklarım, iç yapısını çok iyi bilmediğim ve benim için de farklı bir yapı olan Ankara Büyükşehir Belediyesi dinamikleri içinde rahatsızlık da yaratmıştı.
Konuya dönecek olursam “adil ulaşım hakkı” olarak isimlendirdiğim, ücretsiz taşımacılık projesinin ilk adımı, Özel Halk otobüslerin kiralanması ile başlayacaktı. Ankara genelinde çalışan tüm özel halk otobüslerinin kiralanarak EGO çatısı altına alınmasından sonra tüm detaylarını hazırladığım ve hatta yüksek lisans öğrencilerime tez çalışmalarını yaptırdığım, akademik makale ve konferans bildirisi hazırlıklarını yapmış olduğum “ücretsiz toplu taşıma” aşamasına geçiş süreci başlayacaktı.
2024 yılı Ekim ayı sonunda EGO’daki görevimin sonlanması ile birlikte Ankara için hazırlamış olduğum ve her biri detaylı, uzun çalışmalar sonucu hazırlanmış olan kentiçi ulaşım çözümleri, trafik yönetimi, toplu taşıma iyileştirme, özel halk otobüsü kiralama modeli ve ücretsiz ulaşım projeleri de yarıda kaldı. Bugün üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen sağlık sorunları sebebi ile fiilen yaşamış olduğum Ankara için hazırlamış ve üzerinde kafa yormuş olduğum projelerin hayata geçirilmemiş olmasının kentte ne denli önemli sonuçlarının olduğunu görüyor ve yaşıyorum. Yönetilemeyen bir trafik sorunu her geçen gün büyür iken kentte ulaşım ve toplu taşıma üzerindeki düzensizlik de kontrol edilemeyen bir şekilde başını almış gidiyor. Tam da bu ortamda tüm kamuoyu Ankara ulaşımını tartışır iken Ankaralılar her gün bu konu üzerinde konuşur iken Sayın Mansur Yavaş’tan bir açıklama geldi. “Bütçemiz imkân verir ise 1000 otobüs alıp Ankara’da halkı bedava taşıyarak trafiği hafifleteceğiz” açıklamasını yapan sayın başkanın, yaklaşık 1,5 yıl önce seçim döneminde sunmuş olduğum düşünce ve projeye şu an söylem olarak da olsa sahip çıkması bence önemlidir. Ancak bu konuda tabii ki bir ulaştırma tekniği ve ulaşım mevzuat bilgisi ile özel bir deneyime ihtiyaç olduğunu unutmamak gerekir. Üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçtiği için bazı konuların unutulmuş olduğunu düşünerek birkaç noktaya dikkat çekmek isterim. Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki Ankara’da ücretsiz ulaşım projesini devreye almak için 1000 yeni otobüse ihtiyaç yok. Mevcut filo ve özel halk otobüsleri ile bu projeyi başlatmak ve yönetmek mümkündür. Bunu yönetir iken hazırlamış olduğum finans projesi ile her sene sisteme 100 yeni otobüs eklemek de mümkündür. Bir diğer önemli konu ise “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri” üzerine çıkarılmış olan 4736 sayılı kanun ile bir kamu hizmeti olan ve kamu kaynakları ile gerçekleştirilen toplu taşıma sisteminde ücretsiz taşınabilecek yolcuların kimler olduğu ve ne koşullarda taşınabilecekleri yer almaktadır. Bu anlamda ücretsiz taşımacılık projesini işletebilmek için mevcut yasal yapı altında kente özel bir çözüm sunulması ve bir finansman altyapısı hazırlanması gerektiği unutulmamalıdır. Sistemin adı her ne kadar ücretsiz toplu taşıma olsa da bu sistemlerin farklı işleyen bir finans modeli bulunmaktadır.
Bir gün ülkemizde gerçekten yıllarımı vererek üzerinde çalıştığım ve ortaya attığım ücretsiz toplu taşıma projesi fikrime sahip çıkacak ve uygulamaya sokacak bir belediye veya merkezi yönetim olur ise ben gönüllü olarak yardımcı olmaya hazırım.