ABD, Venezuela Petrolüne Göz Dikerken: Barut Kokusu Latin Amerika’ya Yayılıyor
Latin Amerika, enerji üzerinden yeniden küresel güçlerin satranç tahtasına dönüyor. Ancak bu defa sadece hamleler değil, barut kokusu da sınırda…
ABD’nin Venezuela’ya yeniden yönelmesi; sadece enerji stratejisi değil, aynı zamanda jeopolitik dengelerin yeniden kurulması anlamına geliyor. Özellikle Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sonrası, Washington alternatif enerji kaynakları arayışında. Venezuela petrolü bu noktada cazibesini artırıyor.
Chevron gibi Amerikan enerji devlerinin tekrar Venezuela’ya dönmesi, yalnızca ekonomik değil, siyasi bir mesaj taşıyor. Maduro ile kurulan “zoraki normalleşme”, ABD’nin Latin Amerika’daki etkisini artırmaya yönelik bir adım. Bu, Rusya için açık bir meydan okuma.
Kremlin ise boş durmuyor. Moskova, Karakas’la askeri ve ekonomik iş birliklerini sıkılaştırma sinyalleri veriyor. Bu, Latin Amerika’da soğuk savaş döneminden beri süren etki savaşının 2025 versiyonu.
Ancak işin bir diğer cephesi daha var: Kolombiya-Venezuela sınırında tırmanan gerilim. Venezuela’nın sınıra 15.000 asker yığması, Kolombiya tarafından açık bir tehdit olarak görüldü. Kolombiya ordusu karşılık verdi. Catatumbo ve çevresinde askeri hareketlilik artarken, sınırda ticaret durdu, geçişler askıya alındı.
Ve bu denkleme Türkiye de dolaylı olarak dahil. Türkiye’nin Kolombiya’daki liman yatırımları ve artan diplomatik varlığı, Bogotá tarafından “yumuşak baskı” olarak algılanıyor. Kolombiya, Türkiye’nin Venezuela’ya yaklaşımı ve bölgedeki ekonomik nüfuzundan rahatsız.
Sonuç olarak:
Latin Amerika’da enerji, sadece enerji değil. Petrol borularının gölgesinde, diplomatik gerilimler büyüyor. Kolombiya-Venezuela hattında yaşanacak bir çatışma; sadece bölgesel bir kriz değil, küresel dengeleri de etkileyebilecek bir sarsıntıya dönüşebilir.
Ve bu satranç tahtasında taşlar artık yavaş değil, oldukça sert hamlelerle ilerliyor.