İsrail-Suriye Çatışmasında Dürziler: Kimdir, Ne Durumdadırlar ve Gelecekte Ne Olacak?

YAYINLAMA:

Orta Doğu'nun karmaşık ve çok katmanlı etnik, dini ve mezhebi yapısı, özellikle İsrail ve Suriye arasındaki çatışmalarla birlikte sürekli bir değişim içindedir. Bu çatışmaların en az bilinen ancak son derece etkili bir unsuru da Dürzi topluluğudur. İsrail, Suriye ve Lübnan'da önemli bir nüfusa sahip olan Dürziler, hem bölgesel dinamiklerin hem de uluslararası ilişkilerin önemli bir parçası haline gelmiştir.

Dürziler, özellikle dinî kimliklerinden ve sosyal yapılarından dolayı tarih boyunca çeşitli tehditlerle karşılaşmış ve buna bağlı olarak hem Suriye'deki iç savaşta hem de İsrail'in güvenlik stratejilerinde belirleyici bir rol oynamışlardır. Bu makale, Dürzi kimliği ve bu kimliğin İsrail-Suriye çatışmasındaki rolünü analiz ederken, aynı zamanda bu etnik grup ve mezhep arasındaki sosyal, politik ve güvenlik temelli ilişkilerin evrimini irdeleyecektir.

Dürziler Kimdir?
Dürzilik, İslam'ın Şii mezhebinin bir kolu olarak ortaya çıkmış ve 11. yüzyılda Mısır'da doğmuştur. Ancak zamanla, kendi dini doktrinleri ve öğretileri ile tamamen özgün bir inanç sistemi geliştirmiştir. Dürziler, özellikle vahdet-i vücud (varlık birliği) öğretisiyle tanınırlar ve bu öğreti, tüm evrenin bir bütün olarak Allah tarafından yaratıldığını ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu savunur. Dürziliğin bu öğretileri, hem dini hem de felsefi bir boyut taşır ve topluluğun dünya görüşünü şekillendirir.

Dürziler, çoğunlukla Lübnan, Suriye ve İsrail'de yaşamaktadır. Dürzi inancı, katı bir şekilde yalnızca belirli kişiler arasında aktarılır; bu nedenle Dürzi topluluğuna dışarıdan katılım mümkün değildir. Sadece doğrudan doğan kişiler bu inancı kabul edebilirler. Ayrıca, Dürzilerin kendilerine ait bir dini kitabı ve merkezi bir dini otoritesi yoktur; bunun yerine, öğretiler, "akılcı" bir yaklaşım benimseyen dini liderler tarafından aktarılır.

İsrail ve Dürziler: Tarihsel Bir Bağlantı
Dürziler, İsrail’in kuruluşundan itibaren önemli bir stratejik grup haline gelmişlerdir. 1948'de İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte, Dürziler, İsrail topraklarında, özellikle de Galile bölgesinde yoğunlaşmışlardır. İsrail, Dürzi toplumunu her zaman güvenilir bir müttefik olarak görmüş ve onlara özel haklar tanımıştır. Bu haklar arasında, Dürzilerin İsrail ordusuna katılım zorunluluğu da bulunmaktadır. Bugün İsrail’de yaklaşık 150.000 Dürzi yaşamaktadır ve bunlar, İsrail’in askeri hizmetine katılma zorunluluğuna sahip olan tek etnik grup arasında yer almaktadır.

İsrail hükümeti, Dürzilerin Sadık Araplar olarak adlandırılmasına neden olacak kadar sıkı bir işbirliği geliştirmiştir. Dürziler, 1948 Arap-İsrail savaşında İsrail'in yanında yer almış ve bu işbirliği, İsrail ile Dürzi toplumu arasında güçlü bir güven bağının kurulmasına yol açmıştır.

Ancak, bu sadakat ve işbirliği, aynı zamanda Dürziler arasında bazı bölünmelere yol açmıştır. Özellikle Suriye'deki Dürzi toplumu, İsrail ile bu kadar yakın bir işbirliği yapmayı bazen ihanet olarak görmüş ve bu durum, bölgedeki Dürzi toplulukları arasında karmaşık bir etnik ve dini çatışma yaratmıştır.

Suriye'deki Dürziler ve İç Savaş
Suriye’de Dürziler, nüfusun %3-4’ünü oluşturur ve çoğunlukla ülkenin güneyindeki bölgelerde, özellikle Dara ve Süveyda illerinde yaşarlar. Suriye iç savaşının patlak vermesiyle, Dürziler bu çatışmanın ortasında kalmışlardır. Esad rejimi, Suriye'nin azınlıklarına güvenmeye devam etmiş ve Dürziler, hükümetin askeri gücünde önemli bir yer tutmuşlardır. Esad rejimi, Dürzilerle bir işbirliği içinde olarak onları, devletin güvenliğini sağlamak için kullanmıştır. Bununla birlikte, bu ilişki, Dürzi toplumunun farklı fraksiyonları arasında farklı görüşlere yol açmıştır.

Bazı Dürzi grupları Esad rejimine sadık kalırken, diğerleri daha nötr bir tutum benimsemiş ve hükümetin veya muhalefetin bir tarafına katılmaktan kaçınmıştır. Özellikle Suriye'nin güneyindeki Dürziler, kendilerini her iki taraftan da tehdit altında hissetmiş ve hayatta kalabilmek için çeşitli stratejik ittifaklar kurmuşlardır. Ayrıca, 2015 yılında Dürzi liderlerinin Esad’a destek vermeye devam etmeleri, onları, Suriye’deki Arap isyanlarının hedefi haline getirmiştir.

İsrail-Suriye Çatışmasında Dürzilerin Rolü: Stratejik ve Politik Temalar
İsrail-Suriye çatışmasında Dürziler, hem bir tampon bölge hem de stratejik bir grup olarak büyük önem taşır. İsrail'in güvenlik politikası, Suriye'deki iç savaşta Dürzilerin varlığını ve politik tutumlarını dikkatlice izlemeye yönelmiştir. Dürzi nüfusunun çoğunluğu, İsrail'e komşu olan Suriye sınırına yakın bölgelerde yaşadığından, bu bölgedeki gerilimler doğrudan İsrail'in güvenliğini etkileyebilir.

İsrail, Suriye'deki Dürzileri doğrudan desteklememekle birlikte, bölgedeki çatışmalarda dolaylı bir şekilde etkili olmuştur. İsrail, özellikle 2013 yılında Suriye'nin güneyindeki Dürzi bölgelerine insani yardım göndermiştir. Bu yardım, İsrail'in bölgedeki Dürzi nüfusunu güvenli tutma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Bununla birlikte, Suriye'deki Dürziler arasında, İsrail'in müdahalesine karşı çıkanlar da vardır. Suriye'deki Dürzi toplumu, hem Esad yönetimi hem de İsrail'in müdahalelerinden bağımsız kalma çabasında olmuştur. Bu durum, İsrail ile Dürzi topluluğu arasında zaman zaman gerginliğe yol açmış, ancak yine de Dürziler, her iki tarafla da diplomatik ilişkiler kurarak hayatta kalma stratejisi izlemişlerdir.

Sonuç: Gelecekteki Olasılıklar ve Zorluklar
İsrail-Suriye çatışmasındaki Dürzilerin rolü, sadece dinî ve etnik kimliklerine değil, aynı zamanda stratejik ve politik tercihlerine de bağlıdır. Suriye iç savaşının ve Orta Doğu’daki genel kaosun ortasında Dürziler, pragmatik bir duruş sergileyerek hayatta kalma mücadelesi vermektedir. İsrail, Dürzileri stratejik bir müttefik olarak kabul ederken, Dürziler de bir yandan kendi toplumsal yapılarından ödün vermemek için bağımsızlıklarını korumaya çalışmaktadır.

Bundan sonra, Dürzilerin geleceği büyük ölçüde bölgedeki büyük güçlerin stratejilerine ve iç savaşın gidişatına bağlı olacaktır. Ancak bir şey kesin: Dürziler, hem İsrail'in hem de Suriye'nin güvenlik politikaları içinde önemli bir oyuncu olmayı sürdüreceklerdir.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *