Son yıllarda Anayasa Mahkemesi, bazı yasaları iptal ettiğinde, bu yasaların torba kanunlar şeklinde, ya da benzer değişikliklerle yeniden TBMM'ye sunulması dikkat çekiyor. Bu durum, yasaların tartışmalı hale gelmesine ve hukuk sisteminde belirsizlikler yaşanmasına yol açıyor. Yasa değişikliklerinin gereği gibi incelenmeden ve halkın yararına uygun düzenlemeler içermeden tekrar gündeme gelmesi, kamuoyunda endişeler yaratmakta.
CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptallerden sonra yasaların yürürlükte kalma süresine dair önemli bir kanun teklifi sundu. Bu teklifte, iptal edilen bir yasa veya hükmün, yeniden düzenlenme süresinin 4 ayla sınırlı olmasını öneriyor. Bu öneri, Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra yasaların hâlâ geçerli kalmasını önlemeye yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Uzun’un önerisi, iptallerin ardından hızlı bir yasama süreci için bir çerçeve oluşturarak, belirsizliklerin önüne geçmeyi hedefliyor. Böylece, yasaların yürürlükte kalma süresi boyunca yaşanabilecek hak ihlallerinin de önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Yasama Sürecindeki Eleştiriler
Cumhur Uzun, yasama sürecinin işleyişinin sık sık eleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasaların, aynı haliyle veya çok benzer şekilde yeniden Meclise sunulmasını, yasama kurnazlığı olarak nitelendiriyor. Bu yaklaşımın, demokratik işleyişi zayıflattığını ve halkın doğru bir şekilde temsil edilmesine engel olduğunu vurguluyor. İptal edilen yasaların, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği gerekçeleri dikkate almaksızın yeniden gündeme getirilmesi, yasaların geçerliliği açısından sorunlar yaratıyor.
Anayasa Mahkemesi ile İlişki
Uzun, iptal edilen yasa maddelerinin tekrar yasalaşması halinde yaşanabilecek sorunların ciddiyetine dikkat çekiyor. Anayasa’ya aykırı düzenlemelerin, yeniden gündeme gelmesiyle birlikte, uzun süreli inceleme süreçlerine girmesi ve yasal olarak yürürlükte kalarak, toplumsal düzeyde sorunlar yaratması bekleniyor. Mahkemenin iptali sonrasında dahi yasaların, uygulamada kalmasi, yanlış hak kazanımlarının önünü açmakta. Bu durum, hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmesine yol açabiliyor. Uzun, kamuoyunun bu tür durumlarla daha fazla karşılaşmaması için acil reformlar yapılması gerektiğini savunuyor.
Yeniden düzenleme sürecinin kısıtlanması ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı gösterilmesi yönündeki bu tür teklifler, Türkiye’de yasama süreçlerinin daha sağlıklı işlemesi adına önem taşıyor. Cumhur Uzun’un önerisi, yasaların halkı tehdit etmeyen, aksine toplumsal fayda sağlayan bir yapıya dönüşmesi yönünde önemli bir adım olabilir. Anayasa Mahkemesi iptali açısından getirilen yeniliklerle, hukukun ve demokrasinin temellerinden biri olan yasama sürecinin etkin bir şekilde çalışması sağlanabilir. Dolayısıyla, yasaların yürürlük süreleri üzerinde yapılacak kısıtlamalar, gelecekte daha uyumlu bir yasama ortamının oluşmasına katkı sunabilir.