Bir Milletin Destanı: 18 Mart Çanakkale Zaferi

YAYINLAMA:

Tarih, bazen bir ulusun kaderini değiştiren anlara tanıklık eder. İşte 18 Mart 1915, böyle bir gün… Çanakkale Boğazı’nda bir milletin inancı, cesareti ve fedakârlığıyla yazılmış, dünya tarihine altın harflerle kazınmış bir destan.

"Çanakkale Geçilmez!" Bu söz, yalnızca bir savaşın sonucu değil; bir milletin bağımsızlık uğruna verdiği mücadelenin özüdür. Düşmanın modern silahlarına karşı, Mehmetçiğin imanı ve vatan sevgisi ile verilen bu mücadele, tarihin en onurlu direnişlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Çanakkale’de dökülen kan, yalnızca bir toprak parçasını değil, bir milletin ruhunu savundu.

Fedakârlığın ve Birliğin Zaferi Çanakkale’de kazanılan zafer, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda insanlık tarihine örnek olacak bir fedakârlık hikâyesidir. 15 yaşında cepheye koşan gençlerden, cephede yaralı düşman askerine su veren Mehmetçiğe kadar, bu zaferin her anı insanlık ve vicdan dersleriyle doludur.

Tarihten Geleceğe Bir Miras 18 Mart, geçmişe bir saygı duruşu olduğu kadar, geleceğe bir rehberdir. Çanakkale Zaferi bize, birlik olduğumuzda altından kalkamayacağımız hiçbir zorluk olmadığını hatırlatır. Bugün, bu kutsal mirası anlamak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevidir.

Hatırlamak ve Minnet Duymak Bugün, Çanakkale’de canını veren kahramanları bir kez daha minnetle anıyoruz. Onlar ki, bize bu topraklarda özgürce yaşama fırsatı sundular. Her birini saygı, rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.

Çanakkale yalnızca bir zafer değil; bir milletin yeniden doğuşunun simgesi. O gün gökyüzüne yükselen "Çanakkale Geçilmez!" haykırışı, bugün hala kalbimizde yankılanıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *