İstanbul Barosu, Avukat Ali Şafak’ın gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, olayın yalnızca şahsi bir durum olmadığını, aynı zamanda savunma makamına yönelik açık bir tehdit olduğunu vurguladı. Baro, Avukat Şafak’ın mesleki faaliyetleri dolayısıyla gece saatlerinde gözaltına alınmasını hukuka aykırı bir uygulama olarak nitelendirerek bu eylemi kınadı. Baro yetkilileri, konuya dair gerekli belgeleri topladıklarını ve ilgili taraflar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma çerçevesinde, Şile Belediyesi’ne bağlı olarak çalışan Belediye Başkanı Özgür Kabadayı ve Avukat Ali Şafak’ın da dahil olduğu toplam altı kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltına alınma süreci, akşam saatlerinde İstanbul’da bir kafeden çıkarken gerçekleşti. Mali Şube ekipleri tarafından gerçekleştirilen bu operasyonun gerekçeleri hala netlik kazanamazken, itirazlar üzerine Baro, gözaltındaki avukatla görüşmek için girişimlerde bulundu. Ancak bu girişimlerin çoğu uzun süreli beklemelerle sonuçsuz kaldı.
İstanbul Barosu, gözaltındaki Avukat Ali Şafak'ın savunma hakkının ihlal edildiğini, özellikle de gözaltı sürecinde yaşanan iletişimsizlik ve belirsizlikten dolayı meslektaşlarının haklarının ihlal edildiğini belirtti. Baro, soruşturmanın 16 Haziran 2025'te başladığı bilgisini elde etmekte zorluk çektiklerini ve bu bilginin yalnızca yoğun talepler sonucunda gece yarısından sonra elde edilebildiğini ifade etti. Avukatlarla iletişim kurma taleplerinin yanıtsız kalması, durumun ciddiyetini bir kat daha artırdı.
Olayla ilgili olarak avukatların yasal haklarına yönelik yapılan müdahale, İstanbul Barosu tarafından kayda geçirilmiş ve bu hukuka aykırı durum karşısında durumu protesto etmek üzere gerekli hukuki yollara başvurulacağı ifade edilmiştir. Avukatların gözaltındaki meslektaşlarıyla görüşmelerinin engellenmesi ve arama sırasında baro temsilcilerinin hazır bulunmaması gibi uygulamaların yasal olmadığını belirten baro, temsilcilerin yalnızca arama tutanağı aşamasına katılabilmesi ve işlemin tüm sürecinin dışarıda bırakılmasını eleştirdi.
Bütün bu yaşananlar, Avrupa Konseyi’nin Avukatlık Mesleğinin Korunmasına İlişkin Sözleşmesi'ne açıkça ters düşmektedir. Bu sözleşmeye göre, avukatların bağımsız bir şekilde görevlerini yürütebilmeleri esastır. İstanbul Barosu, yaşanan hadiseleri yalnızca meslek onuruna değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğüne de bir tehdit olarak değerlendirmektedir. Baro temsilcileri, bu tür keyfi uygulamaların önlenmesi için gereğinin yapılması amacıyla hukuki mercilere başvuracaklarını belirtmişlerdir.