SANSÜRÜN KALDIRILDIĞI DEĞİL, OTOSANSÜRÜN GALİP GELDİĞİ ÇAĞDAYIZ
Türkiye’de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk bir yılında en az bin 732 gazetecinin işsiz kaldığı ortaya çıkarken, öte yandan basında sansürün kaldırılışının 111. yılının içindeyiz.
Bir ülkede demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi ancak basın önündeki engellerin kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Basın özgürlüğü, “objektiflik” ilkesinden taviz vermeden; baskı, tehdit ve sansürsüzce gazetecilerin özgürce çalışabilmesidir. Basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasi, hukuk ve insan haklarından söz edilemez.
Ülkemizde yerel ve ulusal basında bir baskı rejimi krizi yaşanmaktadır. Gazeteciler ya hapiste ya da işsizler. Bu “hapishane” tanımının içine hem fiziksel olarak, hem zihnen, hem de ekonomik açıdan zapturapt altına alınmış gazetecileri ve medya kurumlarını eklememiz şarttır.
Hâl buyken, basında sansürün kaldırılışının yıldönümü olarak kutlanan 24 Temmuz’u ne yazık ki, üzerine otosansürün eklendiği bir dönem olarak yaşamaktayız.
Gazeteciliğin suç olmadığı, basın emekçilerinin tutuklanmadığı, hedef gösterilmediği, işsiz kalmadığı; sansür ve otosansürden uzaklaştığımız bir ülke umudu ve özlemi ile değerli Basın Emekçilerimizin 24 Temmuz Basın Bayramını tebrik ediyorum.
Cezaevindeki ve dışarıdaki tüm gazeteciler için özgürlüğün sınırsızca yaşandığı 24 Temmuz’lar olsun.
Av. Abdurrahman Tutdere
Adıyaman Milletvekili