HDP'li Dilşat Canbaz Kaya'dan Kanal İstanbul Araştırma Önergesi

Dilşat Canbaz Kaya tarafından İstanbul'un yıkım projesi olacak olan Kanal İstanbul'un ekonomik, sosyal, siyasal etkilerini, doğal çevreye vereceği zararları araştırmak amacıyla meclis araştırması yapılması talebiyle TBMM'ne araştırma önergesi sunuldu.

Vekil Haberleri 26.10.2018, 16:58 26.10.2018, 16:58
HDP'li Dilşat Canbaz Kaya'dan Kanal İstanbul Araştırma Önergesi

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Karadeniz ile Marmara Denizi’ni birleştirmeyi amaçlayan ve İstanbul sınırları içerisinden geçmesi planlanan Kanal İstanbul projesinin doğal çevreye, insan sağlığına; ekonomik, sosyal ve siyasal hayata etkilerini araştırmak amacıyla Anayasanın 98inci, İçtüzüğün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

 

 

Dilşat CANBAZ KAYA

İstanbul Milletvekili

 

GEREKÇE

Nüfus, sanayi, çarpık kentleşme, orman arazilerinin tahribatı gibi birçok faktörün İstanbul üzerinde arttırdığı tahribat yetmiyormuşçasına, ‘devasa’ projeler olarak servis edilen, İstanbul’un ve bir iç deniz olan Marmara Denizi’nin yıkımına, yok olmasına neden olabilecek girişimler tüm ekoloji ve kent kurumlarının uyarılarına rağmen hayata geçirilmek istenmektedir.

            Kanal projesi, İstanbul ve çevresi için ciddi risk faktörlerini barındırmaktadır. İstanbul, Kuzey Anadolu Deprem hattı üzerinde yer almaktadır. İl, 17 Ağustos 1999 depreminde ağır bir kentsel bedel ödemiştir. 17 Ağustos Marmara depreminde resmi kayıtlara göre toplamda 17 bin 480 kişi yaşamını yitirmiştir. Kanal İstanbul, deprem riski yüksek olan bölgeler üzerinde yapılmak istenmektedir. Kanal alanında derinlemesine yapılacak bir çalışmanın İstanbul üzerindeki aktif fay hatlarını etkileme olasılığının yüksek olduğu uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

            Kanal İstanbul projesi, şehrin doğal/ekolojik dengesini de alt üst edecektir. Kentin, üçüncü havalimanı ve köprüsü ile geniş ormanlık araziler tahrip edilmiş, betonlaşmaya açılmıştır. Bu projeyle birlikte İstanbul’un yeraltı ve yer üstü su kaynakları yok olmayla karşı karşıya kalacaktır. Proje, Küçükçekmece Gölünü tamamen yok ederken, Terkos Gölünü besleyen su kaynaklarına zarar vererek onun da yakın zamanda yok olmasına neden olacaktır. Projenin tanıtımında ifade edilen yeşil alan oranı ekolojik/doğal yaşama karşılık gelmemektedir. Bu reklam argümanı, doğanın tahrip edilmesine yönelik halktan gelecek tepkilerin önünü kesmek amaçlıdır. Proje, oksijen oranı her geçen gün azalan İstanbul’da, üçüncü havaalanı ve köprü projeleriyle birlikte düşünüldüğünde, milyonlarca hektar ormanlık alan ve ona bağlı canlı yaşam yok edecek; oksijen oranının daha da düşmesine ve buna bağlı ciddi halk sağlığı sorunlarının ortaya çıkmasına neden olacaktır.

 

Kanal İstanbul projesi, iki iç denizi de olumsuz etkileyecektir. Marmara denizi, çevresindeki sanayi bölgelerinin atıklarıyla ciddi bir kirliliği barındırmaktadır. Bağımsız bilim kuruluşlarının yaptığı araştırmaya göre Marmara Denizindeki artan kirlilik nedeniyle deniz yüzeyinin 150 metre, Karadeniz’de ise 100 metrenin aşağısında canlı yaşamı yoğunluğu oldukça alt sevilerdedir. Karadeniz, Tuna nehri havzasında yer alan ülkelerin sanayi atıklarını yoğun olarak akıttığı bir denizdir. Karadeniz kıyısında yer alan şehirlerimizin evsel ve sanayi atıklarının da Kardeniz’e akıtıldığı düşünüldüğünde,  Karadeniz’den taşınan ağır metal suları, zaten ağır sanayi ve evsel atıklar nedeniyle kirlilik oranı yüksek olan Marmara Denizini, gelecekte bir ölü denize dönüştürme riskiyle karşı karşıya bırakacaktır. Buna bağlı olarak da özellikle Marmara bölgesinde kanser oranlarında yükseliş kaydedilecek, halk sağlığında ciddi sorunlar, olumsuzluklar yaşanacaktır.

Kanal İstanbul; doğal bitki örtüsüne, hayvan yaşamına, güvenli ve sağlıklı barınma hakkına, insan sağlığına yönelik geri dönülemez zararlar verecektir. Projenin tanıtımında yer alan, olumlu algı yaratma çabalarına karşı gerçeğin hiç de AKP iktidarı tarafından belirtildiği gibi olmadığı, bağımsız bilim kuruluşları tarafından birçok raporla ortaya konulmuştur. Doğal dengeye yönelik gerçekleşecek bu müdahale, sadece İstanbul’a değil; Marmara Bölgesine, Karadeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı olan ülkelere, doğa ve insan sağlığına yönelik yaratacağı olumsuz gelişmeler nedeniyle konuyla ilgili meclis araştırması açmak meclisin ertelenemez görevidir.

Yorumlar (0)