T24'te yer alan habere göre, Karar yazarı Elif Çakır, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Makul ve müspet" olarak değerlendirdiği Başbakan Binali Yıldırım sunduğu anayasa teklifine ilişkin olarak "Hem MHP’nin dediği gibi parlamenter sistem korunmuş olacak hem AK Parti’nin istediği gibi başkanlık sistemi gelecek hem de Tayyip Erdoğan’ın önerdiği gibi ‘Türk tipi’ olacak..." diye yazdı. Çakır, MHP'nin kendisini sistem dışı bırakacak bir başkanlık modelini savunmadığını belirterek referanduma sunulması beklenen yeni sistemi beş maddede özetledi: "Meclis’in mevcut yapısının korunduğu ikiden fazla partinin Meclis’te olmasına izin veren bir sistem olur. Seçim sistemi iki turlu olmaz. Kabine ABD modelindeki gibi dışarıdan atanır. Meclis sadece yasama ile ilgilenir."
Elif Çakır'ın Karar gazetesinin bugünkü (15 Kasım 2016) nüshaasında yayımlanan "Devlet Bahçeli 'pozitif muğlak' bir strateji yürütüyor" başlıklı yazısından öne çıkanlar şöyle:
AK Parti’nin kurucu isimlerinden ve siyasetin duayenlerinden önemli bir ismin yorumu bu.
Devlet Bahçeli’nin ‘başkanlık’ ve ‘idam’ tartışmalarını gündeme getirmesini ve bu iki konuya dair son günlerde yürüttüğü siyasi hamleleri “pozitif muğlaklık” olarak yorumluyor:
“Sayın Bahçeli’nin yaptığı bu siyasete bir kavram da buldum. Yaptığı şey tam olarak “pozitif muğlaklık”! Yani gerek “başkanlık sistemi” gerekse “idam” tartışmalarına dair söyledikleri “pozitif yaklaşım” gibi görünse de tamamen “muğlak” şeyler. Örneğin, “başkanlık sistemine” dair söylediklerine baktığınızda “başkanlık sistemini” savunduğunu düşündürtüyor. Ancak şöyle bakın, “başkanlık sistemi” geldiği zaman sistem ancak iki partiye izin veriyor. Peki, MHP kendisini siyaset dışı bırakacak bir sisteme neden “evet” desin ve neden bu sistemin Meclis’e gelmesine, referanduma gitmesine izin versin? Bütün bunlar AK Parti olarak, hükümet olarak sormamız gereken ve cevaplanması gereken sorulardır. Hakeza “idam” konusu da böyle. Koalisyonda olduğu dönemde ‘en iyi formülü bularak devleti bir krizden çıkartmayı’ başaran Bahçeli’nin bugün ‘gelsin idam destekleyelim’ demesinin arka planına bakmamız lazım. 2011 seçimlerinde AK Parti olarak biz meydanlarda MHP’yi sıkıştırmıştık ‘elinde fırsat vardı, niye APO’yu asmadın’ diye. Devlet Bahçeli bugün ‘hadi getirin idamı destek verelim’ diyerek bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Bir sonraki seçimlerde meydanlarda ‘destek vereyim dedim, elinizde imkanlar vardı, niye getiremediniz’ diyerek siyasi üstünlük sağlayacaktır.
İşte MHP Genel Merkezdeki kulisler:
Muhtemelen ABD değil Türk tipi başkanlık modeli olacak!
“Son günlerde yazılanları çizilenleri dikkatle takip ediyoruz. MHP’ye, yani bize haksızlık etmekten yorulmadınız mı? (Sizi kast etmiyorum elbette) MHP neden AK Parti'yi ‘duvara çarpacakmış’? Neden MHP’nin ne dediğine, ne söylemek istediğine bakılmıyor. Biz Türkiye’de ‘yasal’ olmayan fiili bir durumun olduğunu söylüyoruz. Ve bu fiili durumun yasal bir zemine kavuşmasını istiyoruz. Çünkü bu fiili durumdan vazgeçilmeyecek. Madem ki böyle, özellikle 15 Temmuz’la birlikte oluşan fiili bir durum söz konusu ve Türkiye olağanüstü bir süreçten geçerken bu fiili durum ayrıca bir krize sebebiyet vermesin diyoruz. Birkaç yıldır da Türkiye’de bir ‘sistem’ tartışması var. MHP olarak bunun netliğe kavuşmasını istiyoruz.
Başkanlık sistemi deyince ABD tipi ‘başkanlık sistemi’ne baktığınızda ortaya çıkan tablo ile bu tür yorumların yapılması, endişelerin olması normal olabilir. Nedir o?
1) ABD modeli başkanlık sistemi iki partiye izin veriyor.
2) ABD modelinde daraltılmış seçim sistemi var.
3) Seçimler iki turlu yapılıyor.
Böyle olduğu zaman akla hemen MHP’nin kendisini sistem dışı bırakacağı düşünülüyor