YILDIZ YAZICIOĞLU / LEFKOŞA- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Tufan Erhürman'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanlığı'na, parti kurultayında tıp doktoru Sıla Usar İncirli seçildi. “Şimdi partimizin eşitlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği çok önemli bir ilkesidir. O yüzden CTP bir kadın başkan seçerek aslında kendi ilkesine, ilkelerine sahip çıktı” diyen İncirli, kuzeyde yapılacak olası erken genel seçimlerde Başbakan olmaya hazırlanıyor.
İncirli, 1 Aralık’ta Erkut Şahali ve Asım Akansoy ile yarıştığı kurultayda 1284 oy ile delegelerden yüzde 52,6’sının desteğiyle CTP liderliğine seçilmesi sonrasında ilk kez Türkiye’deki bazı medya kuruluşları temsilcisi basın mensuplarıyla ilk kez buluştu. İncirli, beraberinde CTP’li Meclis Başkanvekili Fazilet Özdenefe, milletvekilleri Fikri Toros ve Ürün Solyalı ile birlikte Kıbrıs’ın gündemiyle ilgili konuştu.
Aralarında Gazete Kritik’in de bulunduğu medya kuruluşu temsilcileriyle görüşmesinde Kıbrıs adasındaki “erken seçim” gündemini yorumlayan İncirli, ana muhalefet partisi olarak iktidar hedefini işaret etti.
CTP’nin 1970 yılında kurulduğunu ve sol değerleri benimsediğini anımsatan İncirli, Erhürman’ın KKTC’nin 6’ncı Cumhurbaşkanı seçildiği sürece ilişkin “Herhangi bir seçim gibi olmadı bu. Kıbrıs Türk siyasetini de aslında Kıbrıs sorunu konusunu oldukça etkileyecek bir seçim oldu. Sayın Tufan Erhürman, yüzde 63 gibi bir oyla seçimi kazandı. Bu, oldukça başarılı bir sonuç. Kıbrıs Türk Halkı’nın o toplumsal uzlaşıyı ortaya koyduğu ve ortak hedeflerde buluştuğu bir seçim oldu bu. Tufan Hoca’nın şahsiyeti de tabii bunda etkili oldu. Partimizin, bugüne kadar sürdürmüş olduğu çalışmaların da bunda çok büyük etkisi var. Ama Kıbrıs Türk halkı, açık bir şekilde artık sorunlarına çözüm istediğini, bir tartışma değil de bir uzlaşıyla çözüm istediğini ve şu anki sosyal, ekonomik ve siyasi durumu artık kabul etmediğini ilan ettiği bir seçim sonucudur bu” dedi.
KKTC’de “çift başlılık” olur mu?: Zaten CTP’nin tek başına iktidar ihtimali var
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasındaki siyasi atmosferi anlatan İncirli, eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın partisi Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi’nin (YDP) oluşturduğu üçlü koalisyon hükümeti için Kıbrıs Türk halkınca değişim sinyali verildiğini işaret etti. Şimdi bu hükümet ile yeni Cumhurbaşkanı Erhürman arasında “çift başlılık” olması durumuyla ilgili soru üzerine İncirli, “Sayın Cumhurbaşkanı, o kadar haklı bir yerde duruyor ki kullandığı argümanlar, ortaya koyduğu siyaset, o kadar doğru ve haklı ki buna karşı durulabileceğini doğrusu düşünmüyorum. İkincisi de halktan almış olduğu destek çok büyük. Dolayısıyla ben, böyle bir iki başlılık olma ihtimalini görmemekle birlikte şunu da eklemek istiyorum: normalde genel seçimler, Ocak 2027’de olacak, Kıbrıs'ın kuzeyinde, ülkemizde. Ama bir erken seçim olasılığını çok yüksek olarak görüyoruz. Ve şu anda bütün göstergeler, bu erken genel seçimde, CTP’nin çok güçlü bir şekilde yani cumhurbaşkanımızla benzer siyasi görüşteki partimizin çok güçlü bir ihtimalle de tek başına iktidara gelme olasılığı var şu anda. Çünkü az önce dedim ya insanlar, içinde bulundukları ortamını artık kabul etmiyorlar. Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğü bir tarafta duruyor. Ama diğer tarafta da iç sorunlar, insanların artık tahammül edebileceğinin çok ötesine geçti. Büyük bir ekonomik kriz var. Doğru yönetilmeyen bir devlet var. Adalet duygusunu ileri derecede zedeleyen işler yapan bir hükümet var. Liyakate hiç önem vermeyen, adam kayırmacılıkla işi yürüten, yasalar karşısında bile insanları eşit tutamayan bir hükümet var. Ve insanlarda bir güven yok bu hükümete karşı. Çünkü canları yanıyor. Hayat pahalılığından dolayı hem emekçiler, çalışanlar hem de iş dünyası büyük bir sıkıntı içerisinde. İş dünyasında da bunlarda bir sıkışmışlık var. O yüzden ülkede yaşayan herkes, aslında mevcut duruma bir itiraz ortaya koyuyor. İşte CTP'nin görevi de bu toplumsal itiraza liderlik yapmaktır. Bunu yaparken de kapsayıcı olmaya, diyaloğa açık olmaya, iş birliği peşinde gitmeye ve sorunlara ortak çareler bulma noktasında bir vizyonu var CTP’nin. O yüzden biz toplumun tüm kesimleriyle CTP olarak, iyi ilişkiler kuracağız, temas kuracağız” diye konuştu.
“Erken seçim için sendikalar, sivil toplumla birlikte hareket edeceğiz”
Kıbrıs Meclisi’nde CTP’nin 19 milletvekili varken Erhürman’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle 18 sandalyeye sahip olduklarını anımsatan İncirli, iki bağımsız milletvekili desteği olsa da üçlü hükümet cephesinde 29 sandalye bulunduğunu ve dolayısıyla aritmetik olarak mecliste erken seçim kararı alamadıklarını işaret etti.
İncirli, “Hem Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kıbrıs Türk Halkı'nın ortaya koyduğu bu mevcut düzene karşı olan güçlü pozisyon var. Hem de çok ciddi yolsuzluk ve rüşvet gerekçeli tutuklamalar oldu. Başbakanlık Müsteşarı gibi isimler. O yüzden insanlar da artık bu kirlilikten, bu çürümüşlükten, bu yozlaşmadan bıktılar. Elbette bizim sayımız yetmez ama ne zaman yeter? Tüm toplumsal kesimlerle partimiz, diyalog içinde olacak. Kıbrıs'ta sendikal hareket canlıdır. Ekonomik örgütlerle de istişareler edeceğiz. Sendikalarla da istişare edeceğiz. Sivil toplumla da birlikte hareket ettiğimiz takdirde, o işte bizim o aritmetik eksiğimizi tamamlayacağız. Meclis’te bütçe görüşme takvimi sona erdikten sonra Ocak ayı itibariyle, önümüzdeki günlerde biz bu toplumsal muhalefeti de daha önceden yapmakta çok tecrübeli olduğumuz durumda örgütlemeye başlayacağız” mesajını verdi.
Seçim takvimine Ankara etkisi: Bu kadar yozlaşmış yönetimi hiç kimse takdir etmemeli
Ankara’da AK Parti iktidarıyla tanışma hazırlığını açıklayan İncirli, peki erken seçim kararı alınıp alınmamasında Ankara etkisini sorduğumuz ise şunları söyledi:
“Biz, Kurultaydan çıkar çıkmaz Dış İlişkiler Sekreterimiz Fikri Bey (Toros) ile bu konuyu değerlendirdik. Tam kararlaştırmadık ama böyle bir niyetimiz var. Biz Türkiye'yle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile iyi ilişkiler, çok iyi ilişkiler kurmanın en doğrusu olduğunu düşünüyoruz. Türkiye maalesef bizleri çok iyi tanımıyor, çok iyi bilemiyor. İşte karşılıklı, samimi, birbirine saygılı, iki kardeş ülke olarak bu ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir devlet ve onlar da birçok sorunla elbette ilgileniyorlar. Kendi bölgelerinde birçok sorunla ilgileniyorlar. Ama Kıbrıs'ın kuzeyinde, ben bu kadar yozlaşmış, bu kadar çürümüş, bu kadar adil olmayan, bu kadar liyakatsiz bir yönetimin hiç kimse tarafından takdir edilme ihtimali olmadığını düşünüyorum.”
İncirli, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Erhürman’ın KKTC Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine “KKTC’nin 82’nci il yapılması” şeklindeki açıklaması içinse “O açıklamayı bize söylemedi Sayın Bahçeli. Biz, o açıklamayı üzerimize alınmadık. Kendi ülkesindeki bazı insanlara söyledi diye düşündüm” ifadesini kullandı.
Kıbrıs sorununda çözüm ihtimali var mı?: Erhürman’ın seçilmesi çözüm iradesi tescili
Tufan Erhürman’ın Kıbrıs sorunu çözümüyle ilgili görüşlerine katıldıklarını vurgulayan İncirli, “Artık Kıbrıs sorununda çok tecrübe edindik, çok hayal kırıklıkları yaşadık ve çok da acılar çektik. Biz uzun süreden beri ülkemizde kalıcı ve adil bir barış olmasını istiyoruz. Çünkü Kıbrıs sorunu çözülmediğinde, Ada’nın tümünün potansiyelinin kullanılamadığını söylüyoruz. KKTC’nin ve tanınmamış olmasından dolayı da çözümsüzlüğün Kıbrıs Türk halkına maliyetinin her açıdan çok yüksek olduğunu biliyoruz. Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi de tescillenmiştir. 2004 Annan referandumu Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin tescilidir. 2017'de Crans-Montana konferansı sırasında yine Türk tarafı çözüme ulaşmak için, hedefe ulaşmak için her türlü baskıyı kurdu. Bu da ikinci tescildir. Üçüncü tescil ise Kıbrıs'ta çözüm için çalışacak olan Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını savunan bir cumhurbaşkanını seçti halkımız. O yüzden Kıbrıs Türk halkı iradesi açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonucu itibariyle Kıbrıs’ta atadan adalı olanlar ile yerleştirme politikası kapsamında Türkiye’den gelenler arasında ortaklaşa çözüm yönünde hareket edildiğini anlatan İncirli, “Biz artık bu son seçimde kardeşlik ve eşitlik cephesi kuruldu artık Kıbrıs'ta. Son seçimde Kıbrıs Türk halkı ne yaptı, ortak kaynaşarak cephe oluşturdu. Kıbrıs Rum tarafı karşısında çok tecrübeli bir Cumhurbaşkanımız. Biz de onun çözüm yönünde attığı her adımı destekleyen bir pozisyonda duracağız, CTP olarak. Şu anda muhalefetteyiz, yakın zamanda iktidarda olacağız. Ama bu, değişmez bizim pozisyonumuz açısından. Biz, bu çözüm adımlarını sonuna kadar destekleyeceğiz” açıklamasını yaptı.
“Kayıt dışılıkla mücadele edeceğiz, devletin gelirlerini hizmet olarak geri döndüreceğiz”
CTP Genel Başkanı İncirli, Türkiye başta olmak üzere KKTC’nin dışarıdan algılanışı değiştirmek gerektiğini ve bunun için de hükümet olduklarında adadaki kayıt dışılık ile mücadele edeceklerini şöyle dile getirdi:
“KKTC tanınmadığı için uluslararası hukukun dışında olmak bizim için çok önemli bir handikap. Bu bizi çok zorlayan bir şey. Ama kendi içimizdeki yönetim anlayışında çok büyük sorunlar var. Adalet yokluğu, liyakata uyulmaması, adil paylaşım olmaması yani kazanç ülkede bir yerlerde toplanırken ülke tamamına yayılmaması gibi başlıklar aslında bir ideolojik mesele. Biz, bunu böyle görüyoruz. Çok ciddi bir kayıt dışılık var şu anda ülkede ve bu sürekli, kararlı bir şekilde üzerine gidilmesi ve çözülmesi gereken bir sorundur. Çünkü insanlarımız ve ülkemiz geleceğinden ekonomik kaynakları çalınıyor. Bu kayıt dışılık ama öyle bir şey ki çürümüş, yozlaşmış yönetimlere bir süre sonra sponsor oluyor. Yönetimler kayıt dışılığı seviyor ve kayıt dışılık sponsor olduğunda o yönetimler iktidarda kalmaya başlıyor. Ama buradan halk büyük bir zarar görüyor. İşte bizim iktidarımız döneminde, bu kayıt dışılıkla biz çok kararlı ve sürekli bir şekilde mücadele edeceğiz. Ve devletin gelirlerinin bu şekilde arttırılması ve adil bir şekilde insanlara bunun hizmet olarak dönmesini sağlayacağız.
Şu anda kayıt dışı ekonomi, sadece rakamlarla ibaret değil bizim inancımıza göre. Kayıt dışılık olduğu sürece ülkede sosyal kriz de oluyor. İşte bu tetikçiler, çeteler, mafyatik ilişkiler, bunlar kayıt dışılıktan beslenen meselelerdir. Biz, bunu iç içe geçmiş ekonomik ve sosyal bir kriz olarak değerlendiriyoruz. Ve bunun da doğurduğu bir sıkıntı daha var, o da güvenlik krizidir. Kıbrıs’ta bizim en çok övündüğümüz şey çok güvenli bir ülke olmaktı. Ama artık öyle değil.
Elbette bizim gelişmeye de ihtiyacımız var. Şu anda bütçeyi biz görüşüyoruz. 191 milyar TL bütçe. Ama 26 milyar TL açığı var bu bütçede. Düşünebiliyor musunuz? Sürekli borçlanmak zorunda kalmış, gelirlerini arttıramamış, ülke potansiyelini kullanamamış bir hükümetten söz ediyoruz.
Mesela nüfus sayımı yapılmasını da çok önemsiyoruz. Mutlaka nüfus bilgisi kayıt altına alınmalı.”