CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 18 Mart Deniz Çanakkale Zaferi vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin önemine vurgu yaptı. Bağcıoğlu, bu özel günde, aziz şehitleri anarken, Çanakkale’de gösterilen kahramanlıkların hatırlatıcı olduğunu dile getirerek, vatan ve Cumhuriyet sevgisinin pekiştirilmesi gerektiğini belirtti. Hedeflerinin yalnızca duygusal bir bağlılıktan ibaret olmadığını, savunma sanayisini güçlendirmek için aktif adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi. Bağcıoğlu, bağımsız ve güçlü bir savunma kapasitesinin, millî güvenlik açısından gereklilik olduğunu ifade etti.
Millî Savunma Sanayisinin Önemi
Yankı Bağcıoğlu, yazısında, millî harp silahları ve araçlarına sahip olmanın, modern muharebe ortamında hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Tarih boyunca, millî üretimi olmayan silah sistemlerinin savaş anındaki etkisizliği ve kayıpları dikkat çekmektedir. Bu gerçeğe istinaden, millî savunma sanayisinin bağımsızlığının sağlanmasının aciliyetine değinerek, hammadde ve teknolojide dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini belirtti. Bugün savunma sanayisindeki maddi unsurların, milletin geleceği açısından kritik bir noktada olduğunu ifade eden Bağcıoğlu, ATMACA güdümlü mermisi ve AKYA torpidosunun, bağımsız bir savunma anlayışının örnekleri arasında yer aldığını açıkladı. ATMACA'nın denizaltılardan atılabilir hale gelmesi, Türkiye’nin deniz kuvvetleri açısından kazandığı stratejik kabiliyeti gözler önüne seriyor. Bu projelerin Deniz Kuvvetleri'ni uluslararası arenada daha etkili bir konuma yükselttiğini belirtti.
Proje Süreçlerinin Uzun Dönemli Fizibilitesi
Bağcıoğlu, millî savunma projelerinin arka planında yatan uzun yıllara dayanan çalışmaların önemine de dikkat çekti. Özellikle konsept aşamalarının ve harekât ihtiyaçlarının belirlenmesinin, geçmişteki deneyimler ışığında geliştiğini belirtti. Örneğin, Milli Gemi Projesi ve TCG Anadolu'nun temelini oluşturan çalışmaların geriye dönük olarak 1990’lara kadar uzandığını ifade etti. Ayrıca, bu projelerin başarılarının, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar giden birikimler ve toplumun her kesiminin katkılarıyla mümkün hale geldiğini vurguladı. Dolayısıyla, geçmişte yer alan allıklara ve gazilere verdiğimiz değerin, gelecekteki projelere de yansıması gerektiğini belirtti.
Eleştiriler ve Destekleme İhtiyacı
Bağcıoğlu, millî savunma sanayisine yönelik eleştirilerin bazen yanlış yönlendirmelerle vatan hainliği gibi etiketlenmesine dikkat çekti. Bu bağlamda, eleştirinin yapıcı olması gerektiğini ve millî projeleri desteklemek için sağlıklı bir bakış açısının oluşturulmasının önemini vurguladı. Ayrıca, 2007-2015 yılları arasında yaşanan FETÖ kumpaslarının, ordudaki personel yapısını zayıflattığını ve bu durumun savunma sanayisindeki projeleri olumsuz etkilediğini hatırlattı. Bağcıoğlu, CHP’nin hedefinin, tüm siyasi yönelimlerden bağımsız, adaletli bir destek sistemi oluşturmak olduğunu belirtti. Bu çerçevede, mühendislerin yurt dışına gitmesini engellemek ve yerel firmaları eşit şekilde desteklemek gerektiğini dile getirdi.
Gelecek İçin Stratejik Hedefler
Bağcıoğlu, geleceği şekillendirecek stratejik hedeflerin belirli başlıklar etrafında toplanması gerektiğini ifade etti. "Savunma Sanayi-2030" olarak adlandırılan politika belgesi, etkin proje yönetimi, adil rekabet ve bilgi güvenliği gibi konularla bu hedefleri destekleyecektir. Bu belgede yer alacak politikaların, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini pekiştirecek bir dönüm noktası olacağını belirtti. Atılacak her adımın, hem Çanakkale Zaferi'ne hem de şehitlere olan borcu ödemek anlamını taşıdığını vurgulayan Bağcıoğlu, Türkiye’nin savunma sanayisinde yeni bir çağın başlaması için azimli bir şekilde çaba gösterileceğini ifade etti.
