Babacan'dan Erdoğan'a Ayşe Buğra tepkisi: Boğaziçi'nin en sevilen hocalarından biri

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan canlı yayında açıklamalarda bulundu.

SİYASET 06.02.2021, 14:40
Babacan'dan Erdoğan'a Ayşe Buğra tepkisi: Boğaziçi'nin en sevilen hocalarından biri

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan canlı yayında Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın sorularını yanıtladı.

Babacan'ın açıklamaları şöyle:

Boğaziçi Protestoları

Boğaziçi Üniversitesi kökleri 150 sene önce dayanan çok önemli bir üniversitemiz. Rektör ataması ve gösterilerle ilgili hükümetin katı ve aşırı tutumu bizi açıkçası üzdü ve ağrımıza gitti. Böylesine bir eğitim kurumunda böyle olayların yaşanması, hükümetin, hükümet ortaklarının aldığı tavır üzücü ve kaygı verici.

Hükümetin iki ortağı neredeyse torunları yaşındaki gençlerle uğraşıyorlar, 'terörist' diyorlar. Bizim parti kurucularımız iki tane Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi arkadaşımız var. Onlarda bu gösterilerde yer aldılar ama DEVA Partili kimlikleriyle değil öğrenci kimlikleri ile yer aldılar. Olayların en ileriye gitti gece yine Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi arkadaşımız, gerçekten üniversite öğrencisi olanlar için Vatan Emniyeti'nde hukuki destek verdiler.

Biz bunu siyasi alan olarak görmedik. Hak ve özgürlük alanı olarak gördük. Burada gerçekten hükümetin arayıp da bulamadığı bir tablo aslında. Hükümet düşman ve karşıt taraflar üzerinden besleniyor. Ülkenin hiçbir sorununa çözüm bulamadıkları için karşıt taraflar üzerinden siyaset üretiyorlar. 

Son kararı açıkçası ben oldukça tahrik edici bir karar olarak görüyorum. Öğrenciler ve hocaların ciddi bir rahatsızlığı var. Zaten eylemler oldu bugüne kadar ama bundan sonra daha yaratıcı bir pozisyona geçmeleri gerekiyor sanırım. Niteliğin değişmesi daha faydalı olur gibi bir kanaatimiz var. Daha sakin bir döneme geçerken Boğaziçi Üniversitesi açısından böyle bir karar adeta durumu alevlendirmeyi sağlayabilir. Hem öğrencilerimizin hem öğretim üyelerinin tahriğe kapılmaması lazım. Bir sıradanlaştırma çabası görüyoruz. Şehir Üniversitesi'nde de aynısını yaptılar. Kapattılar, yerle bir ettiler.

Tam kontrol edemiyorsam, köklü bir geleneği ve kültürü varsa o kurumu önce bir sıradanlaştırma çabası var. İki bölüm açılmasında yeni hoca ihtiyacı olacak ve muhtemelen benzer profilde insanlar oralarda görevlendirilecek. Arkasındaki oyun planını görmek lazım. 

Pes etmemek lazım ama eylemlerin başka tür olaylara evrilmesini önlemek lazım. Bu olaylar üzerinden hükümetin kamuoyunu istismar edip, kendi çevresinde kenetlememesi lazım. Eğer azınlık olarak nitelendirilecek bir kitle ise bana buradan oy gelir mi gelmez mi diye bakıyor. Ancak negatiflikler, düşmanlıklar üzerinden seçmeni etrafında tutmaya çalışıyor. 

Cuma namazı çıkışı "Benim de istifa etmemi isteyecekler" neredeyse diyor aynı gün sosyal medyada istifa etme kampanyası başlıyor. Bu büyük propagandayı görmek lazım. Ülkem adına üzülüyorum.

"Düşman arıyorsanız işsizlik, yoksulluk ile mücadelede edin"
Ülkenin bir numaralı gündemi işsizlik, yoksulluk ama biz bunları konuşuyoruz. Ülkenin asıl ağır sorunlarının üzerini örtmek için ilgiyi başka yere çekiyorlar buna kimsenin düşmemesi lazım. Gerçek gündemine dönmesi lazım. Kendilerine düşman arıyorlarsa "İşsizlik" karşılarına alsınlar. Hükümete çağrı yapıyorum. Düşman arıyorsanız işsizlik, yoksulluk ile mücadelede edin. 

Oğuzhan Aygören açıklaması

Oğuzhan bey görevlendirmeden bir gün önce rektör ile konuşuyor. Rektör bey bu konuyu somutlaştırarak kendisine soruyor. Oğuzhan beyin de cevabı "Şu anda böyle bir görevlendirme doğru değil, benim zaten bir görevim var. Böyle bir görevlendirmeye gerek yok, yanlış olur" diyor. Ertesi gün buna rağmen rektör o görevlendirmeyi yapıyor ve hemen de medyaya veriliyor. Oğuzhan bey o gece aradı. "Ben kabul etmedim, buna rağmen görevlendirme yapılmış" dedi ve uzunca bir açıklama kaleme aldı. Tabii bu süreç içinde kendi parti içimizden de tepkiler geldi. Oğuzhan beyi de arayanlar oldu. Kendi bilgisi dışında olduğunu zaten kendisi de açıkladı. İnsanlar doğru olduğuna inanamadı ama bir tereddüt yaşandı. 

"Kavala'nın karısı" ifadesine tepki

Şu ifade çok üzücü. Bu ülkenin kadınlarına herkesin saygılı olması lazım. "Kavala'nın karısı" ifadesi. 36 yıldır Boğaziçi Üniversitesi'nin en sevilen hocalarından biri. Kimliksizleştirme sorunu var burada. Kadını bir birey olarak görmeme... Zihniyet sorunu var burada. Bu ülkenin temel problemi ülkeyi yönetenlerin zihniyetidir. O zihniyet değişmeden bu ülkenin hiçbir sorununu çözemezsiniz. 2021 yılının dünyası ve Türkiye'sindeyiz. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. 

İlginçtir o ifadeyi kullandığı saatlerde duruşma devam ediyordu, zamanlamaya bakın. Osman Kavala duruşması devam ederken bir ülkenin cumhurbaşkanı yargılamayı direkt etkileyecek bir açıklamada bulunuyor. Hani yargı bağımsızlığı? Taraflı ve partili cumhurbaşkanı olması.

Yorumlar (0)