Fırat Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Said Berilgen’in makam odasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiş olması bizleri ve tıp dünyasını son derece üzmüştür. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, başta ailesi ve sevenleri olmak üzere tüm tıp dünyasına sabırlar dilerim.
Berilgen’in uğradığı saldırı AKP’nin Türkiye’de sağlıkta dönüşüm projesi ile sağlığı ticarileştirmesiyle başlayan son yıllarda gittikçe artan ve önlem alınmamakta ısrar edilen “Sağlıkta Şiddet”in acı bir yansıması ve sık sık gündeme getirdiğimiz “Üniversite Hastanelerinin Borçları”nın azaltılması konusunda hiçbir adım atmayan sadece “Şehir Hastaneleri”ne odaklanmış bir sağlık anlayışının sonucudur.
Sağlıkta şiddetle mücadele edilmesi için hem şahsen (2/248) hem de CHP Sağlık Komisyonu olarak (2/995) verdiğimiz kanun teklifleri TBMM raflarında bekletilmekte ve 24. Dönemde kurulan Sağlıkta Şiddeti araştırma Komisyonu raporuna rağmen herhangi bir adım atılmamaktadır. CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara'nın açıklaması şu şekilde:
Ancak bu cinayeti sağlıkta şiddet olarak görmek ve daha öncede insanların hayatlarını kurtarmak, sağlıklarına kavuşturmak isterken kendi canlarından olan sağlık şehitlerimiz gibi sadece hayatlarını kaybettikleri günler de hatırlamak ve hatta iktidar partisi tarafından görmezden gelmek artık mümkün değildir.
Olayın bir de Üniversite hastanesinin borçlarından kaynaklı bir alacak konusunu da kapsadığını göz önünde bulundurduğunuzda Türkiye’de AKP iktidarının artık ciddi ciddi şapkasını önüne koyup sürdürmekte ısrar ettikleri sağlıkta dönüşüm programını gözden geçirmesi gerekmektedir.
Hatırlayacaksınız, geçen sene Sağlık Komisyonu olarak uzun bir çalışmanın ardından üniversite hastanelerinin borçlarına dair bir raporu sizlerle paylaşmıştık. Bu raporda karşımıza çıkan tablonun hem üniversitelerde bilim üretilmesinin artık mümkün olamayacağını, üniversitelerin tıbbi malzeme alacak durumda olmadıklarını, ciddi vakaların tedavi edilmesinin imkansız hale geleceğini ve üniversite hastanelerinde kalifiye ekiplerin kalmayacağını belirtmiştik. Üniversite hastanelerinin borçları son 5 yılda geçen yılki raporumuza göre 2,7 kat artarak 1,4 milyardan 3,8 milyara çıkmıştı. Bugünkü durum maalesef 5 milyarı geçtiği noktasındadır.
Ve dün yaşanan olay ile birlikte Üniversite Hastanelerinin borçları artık bir hekimin, bir hastane yöneticisinin hayatına kast edecek kadar can yakıcı bir konu haline gelmiştir. İktidar partisi ise hem sağlıkta şiddet hem de üniversite hastanelerinin borçlarına kayıtsız kalarak bu cinayetlere zemin hazırlamıştır.
Üzülerek söylememiz gerekirse Türkiye’de sağlıkla ilgili yapılması gereken atılımları, bilimsel çalışmaları yapmak yerine sağlığı bir AVM mantığına dönüştürerek sadece şehir hastanelerine odaklanarak yönetmeye çalışmakta ısrar edilirse maalesef ülkemizde hekimlerimiz iş yapamaz, çalışamaz, yöneticilik yapamaz hale gelecektir. Hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız vatandaşlarımıza hayat sunmaya çalışırken daha çok can güvenliği kaygıları ile baş başa kalacaktır.
Peki, biz CHP olarak çözüm için ne öneriyoruz?
Bir an önce halkın sağlığını ipotek altına alan sağlık çalışanlarını robot, halkımızı meta olarak gören ve sadece parayı düşünen sağlıkta dönüşüm programından vazgeçilmelidir.
Sağlık sistemindeki taşeronlaştırmadan vazgeçilmeli, çalışanlar kadrolu yapılarak devletin vatandaşının sağlığını korumak olan asıl işine dönmesi gerekmektedir.
Herkesin ulaşabileceği eşit, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti sunulmalıdır.
Bunun için AVM şeklinde yandaşı zengin edecek ülke kaynaklarını ipotek altına alan şehir hastanelerinden bir an önce vazgeçilmelidir.
Onun yerine kentin farklı alanlarına yapılacak ulaşılabilir donanımlı devlet hastanelerin çoğaltılması için projeler yapılması ve çalışanlarının can güvenliği kaygısı yaşamayacağı sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı yaratılmalıdır.
Üniversite hastanelerinin borçları hazine tarafından karşılanmalı, borç sarmalından kurtarılmalı, daha ucuza alabileceği ürünleri borçlu olduğu için daha pahalıya mal ederek sürekli borçlanmasının önüne geçilmelidir.
3-5 yıl arasında alacak tahsili ile uğraşan medikal ürünlerin teminini sağlayan medikal işinin bu konuda eğitimli ve donanımlı insanlar tarafından yapılması için gerekli düzenlemelerin yapılması sağlanmalı, aynı zamanda alacaklarını tahsil edemeyip borç batağındaki bu firma çalışanlarının da intihara kadar sürüklenen çaresizlikleri çözülmelidir.