“Birlik Oturması” mı, Saltanat Masası mı?
Geçtiğimiz gün Meclis’te düzenlenen resepsiyonda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan etrafında koro halinde birleşip oturan tüm siyasi partiler… Ortada “birlik mesajı” vardı alenen sunulan. Ne var ki bu görüntü, demokrasiye dair umutları mı güçlendiriyordu, yoksa siyasi egemenliği daha da perçinleyen bir sembol masasına dönüşmüş gibiydi?
Demokrasi Değil, Hegemonya Mesajı
Siyaset bir masa etrafında “yan yana” oturmakla, fikirlerin gerçek çatışmasında güçlü durmakla ilgilidir. Orada oturanların çoğu, geçmişte Erdoğan’ın politikalarına sert eleştiriler yöneltmişti. Bugün aynı masanın çevresinde sessizce yer almak; muhalefetin meşruiyetini değil, salt iktidarın dayatmasını simbollerle örmek gibiydi.
Bu “birlik” maskesiyle sunulan tablo, topluma şu mesajı veriyordu: “Muhalefet de kabul etmiş, her şey yerli yerine oturmuş.” Oysa o masa, ortasındaki liderin gölgesinde dağılamayan bir hiyerarşiyi işaret ediyordu.
Muhalefetin Rolü: Zayıflamış Sembol mü?
Muhalefet, kendine ait duruşu koruyabildiği ölçüde etkili olur. Ama Erdoğan’ın etrafında dizilmek; bu duruşu silikleştirir, eleştiri gücünü yitirir. Sahici muhalefet, oturulan yerin önemi değil, hangi renkte oturulduğunun farkında olanın direncidir.
Bugünkü tablo, daha önce muhalif saflarda eleştirilen “tek adamlık”, “siyasal merkeziyetçilik” gibi sorunların görsel onayı gibi algılanabilir. Bir masa etrafında gölgeler büyür; kalan muhalefet sesleri zayıflar.
Dünde Yürüyenler, Bugünü Sorgulayacak mı?
Bu sahne, geçmişte “Atatürk’ün fikirleri”, “milliyetçi duruş”, “özgürlüğe susamış gençlik” sözcükleriyle meydanları dolduranlar için de bir turnusol kâğıdı olmalı. O kelimeler bugün hâlâ anlam taşıyor mu? Ki masa ışıkları altında, gölgeler kimin yanında bilinci yeniden sınanmalı.
Muhalefet, eleştirel refleksini yitirdiğinde “birlik oturması” adı altında hegemonyanın masası kurulur.
Bu tablo, seçmene şu mesajı veriyor: “Her şey normal, her şey kontrol altında.” Oysa normalleşme, sessizlikle değil; adalet, özgürlük ve eşitlik gibi kavramların yeniden inşasıyla olur.
Muhalefet Nerede Başlar, Nerede Biter?
Muhalefet, iktidarın yanında görünerek değil; gerektiğinde onun karşısında yer alarak anlam kazanır. Bugünkü siyasi manzarada ise muhalefetin eleştirel mesafesi giderek kaybolmakta. Siyasi tutarlılık, bir gün karşı çıktığınla ertesi gün yan yana gelerek değil; seçmenine hesap verebildiğin duruşla ölçülür.
Muhalefetin böyle bir masada görünmesi, "ortak akıl" değil "ortak gölge" yaratır. Çünkü gölgeler, hep merkezi ışıktan doğar.
Yarın Ne Söyleyeceğiz?
Bu fotoğraf, geçmişte “özgürlükçü demokrasi”, “laiklik”, “çoğulculuk”, “kuvvetler ayrılığı” gibi kavramları savunanlar için bir vicdan testidir. Bir gün gençlere “biz de oradaydık” denildiğinde, bu duruş nasıl açıklanacaktır?