Kar yağışındaki değişim! Hava Durumu mu, İklim Krizi mi?

YAYINLAMA:

Türkiye'de kış ayının son günlerinde yurdun çeşitli bölgelerinde kar etkisini gösteriyor. Karla birlikte Türkiye'de eğtim ve öğretimde de aksamalar meydana geliyor.

Peki hava durumunundaki bu değişmelerin iklim değişikliği ile nasıl bir bağlantısı var?

Bugün şemsiyenizi almayı unuttuysanız, bu iklim değişikliği değil hava durumudur. Peki ya son 10 yılda sel felaketleri ülkemizde %40 arttıysa? İşte bu, iklim krizinin ta kendisi… Hava durumuyla iklimi karıştırmak, bir dalgayla okyanusu ayırt edememek gibi. Oysa biri anlık bir fotoğraf, diğeri ise yüzyıllık bir belgesel.

Hava durumu, atmosferin "bugün ne giyeceğim" sorusuna verdiği cevaptır. Sabah güneşli, öğleden sonra sağanak yağışlı bir İstanbul günü veya Antalya’da aniden bastıran meltem… Bu değişkenlik doğanın rutinidir. Meteorologların tahminleriyle plan yapar, bazen şaşarız. Ancak unutmamalıyız: Tek bir soğuk kış günü, küresel ısınmanın olmadığı anlamına gelmez. Tıpkı bir buz küpünün okyanusu soğutamayacağı gibi…

İklim Değişikliği: Sessiz Çığlık İklim ise hava durumunun 30 yıllık davranış örüntüsüdür. Ve bugün bu sistem alarm veriyor: Dünya’nın ortalama sıcaklığı sanayi öncesi döneme göre 1.2°C arttı . Bu artış, masum bir rakam gibi görünse de etkileri devasa:

Türkiye’de son 50 yılda sıcaklık 2°C’ye yakın yükseldi (MGM verileri). Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığı rekor kırarken, Karadeniz’de seller artışta. Dünya çapında 2023, en sıcak 10 yılın son halkası oldu (NASA verileri). Aşırı Olaylar: İklimin Yeni Normal’i İklim krizi, hava olaylarını "aşırılıklar" üzerinden ele almayı öğretti bize:

2021’de Batı Karadeniz sellerinde 82 vatandaşımızı kaybettik. 2023’te Muğla’daki orman yangınları, 50°C’yi gören termometrelerle tarihe geçti. Avrupa’da 2022’de 60 bin kişi aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybetti. Bilim insanları bu olayları artık “iklimin parmak izi ” olarak analiz ediyor. Örneğin, Pakistan’daki 2022 sellerinin insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle %50 daha olası hale geldiği hesaplandı (World Weather Attribution).

Türkiye’nin Kırılgan Coğrafyası: Ne Yapmalı? Coğrafyamız iklim kuşaklarının kesiştiği noktada: Kuraklık kapımızda, ani seller ise yeni "misafirimiz". Peki çözüm nerede?

Şehirleri Yeniden Tasarlamak : Betonlaşma yerine suyu emen yeşil alanlar, İstanbul’daki sel riskini azaltabilir. Enerji Devrimi : Rüzgâr ve güneş potansiyelimiz (120 GW) şu an kullanılanın 5 kat üzerinde! Tarımda Adaptasyon : Konya Ovası’nda yer altı suyu seviyesi 25 metre düştü. Damla sulama ve kuraklığa dayanıklı tohumlar şart. İklim değişikliği bir kader değil, insanlığın kolektif seçimlerinin sonucu. Montreal Protokolü’yle ozon tabakasını onarmayı başardık. Benzer iradeyi şimdi göstermek mümkün. Her bireyin yapabileceği bir şey var:

Plastik poşet yerine file, Uçuş yerine tren tercihi, Tabakta bırakılan her lokma için suçluluk duymak… Hava durumu bize "bugün"ü anlatırken, iklim geleceğimizin aynası. Bu aynadaki çatlakları görmezden gelmek, torunlarımıza kurak bir dünya bırakmak demek. Unutmayalım: Doğa asla intikam almaz; sadece kurallarına uymayanları sahnenin dışına iter…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *