Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın felaketiyle ilgili açılan davanın ilk duruşmasında, avukatların itirazları usule uygun bulunmadı. Duruşmada, Gazelle Otel'in müdürü Ahmet Demir'in çelişkili ifadeleri ve avukatı tarafından yapılan, “Bu olay elim bir kazadan ibarettir. Olası kast söz konusu değildir” beyani dikkat çekti.
Yangında 78 kişinin hayatını kaybetmesi ve 133 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili olarak 32 sanığın yargılandığı ilk duruşma, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda gerçekleştirildi. Duruşma başlamadan önce mahkeme başkanı, iddianame okunacağını duyurdu. Ancak müşteki avukatları, dosya içindeki ses ve belge kayıtlarının usule uygun sunulmadığını belirterek itirazda bulundular. Müşteki avukatı Ömer Kavili, belgelerin uygun şekilde sunulmadığını ifade ederek, "Bu duruşmayı açmaya yetkili değilsiniz" dedi.
Mahkeme, itirazların ardından yapılan değerlendirmeler sonucu, belgelerin istenildiği zaman talep edilebileceğini vurgulayarak müşteki avukatlarının itirazlarını kabul etmedi. Bu kararın ardından duruşma açık olarak devam etti. İlk olarak sanıkların kimlik tespitine geçildi. Duruşma esnasında Grand Kartal Otel sahibi Halit Ergül, aylık gelirinin 100 bin TL olduğunu belirtmesiyle salondaki müştekilerden tepki aldı. Bu süreçte, Yangın sonrası tahliye süreci ve restauranta olan etkisi de masaya yatırıldı.
Gazelle Otel'in genel müdürü olan sanık Ahmet Demir, bir avukatla birlikte duruşmaya katıldı. Demir, yangının ardından hissettiği acıyı dile getirirken, "Grand Kartal Otel'in sahiplerinin zarar vermek gibi bir niyeti yoktur" ifadelerini kullandı. Ancak, Demir'in otel ile olan sorumluluğuna ve olay anındaki bilgisizliğine dair ifadeleri çelişkili bulundu. Olay hakkında bilgilendirilmediğini söylediği sırada, otelin sorumlusunun kendisi olmadığını iddia etti.
Sanık Demir'in avukatı Recep Emre Ertaş, müvekkilinin yangınla hiçbir ilgisi olmadığını öne sürerek olayın bir kaza olduğunu savundu. Ayrıca, "Savcılık, olay hakkında bir algı oluşturmuş durumda, müvekkilimin beraat etmesini talep ediyoruz" dedi. Ancak bu savunmalar, duruşmayı takip eden kalabalık tarafından tepkiyle karşılandı. Duruşma sırasında yaşanan elektrik sorunları nedeniyle aralar verildi, bu da mahkeme sürecini etkiledi. Gelişmelerin dikkatle takip edildiği dava sürecinin, birçok yönüyle karmaşık bir hal aldığı gözlemlendi.
Hukuk dünyasında yankı uyandıran Bolu Grand Kartal Otel yangını faciası davasında, sanık avukatının yaptığı açıklamalar büyük tartışmalara yol açtı. Dava sürecinde, avukatının "Bu olay elim bir kaza, olası kast söz konusu değil" savunması, hem kamuoyunda hem de hukuk camiasında tepki topladı. Yangının meydana geldiği dönemde yaşananlar ve sonrasında dilen olayların detayları, davanın nasıl seyrettiğine dair önemli ipuçları sunuyor.
Bolu Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın, 2022 yılında büyük bir faciaya sebep olmuştu. Yangın sırasında otelde konaklayan birçok kişi hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili yapılan incelemelerde, yangının çıkış nedeni ve otelin güvenlik önlemlerinin yetersizliği gündeme gelmişti. Yangından sonra otel sahibi ve yöneticiler hakkında çeşitli suçlamalar yapılmış, adli süreç başlatılmıştı. Bu bağlamda, davanın seyrine Damga vuran önemli detaylar ve kanıtların neler olduğu, mahkeme sürecinde kritik öneme sahip olmaya devam ediyor.
Mahkeme duruşmaları sırasında sanık avukatının yaptığı "Bu olay elim bir kaza, olası kast söz konusu değil" açıklaması, birçok kişi tarafından ciddiye alınmadı. Kamuoyunun öfkesi, yangın sonucunda hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından da dile getirildi. Avukatın bu savunmasının, başka benzer olaylara karşı bir emsal teşkil edebileceği endişeleri, davanın kritik bir noktasını oluşturdu. Hem hukukçular hem de vatandaşlar, bu savunmanın adalet anlayışıyla kesinlikle bağdaşmadığını savunuyor. Olayın böyle bir ifade ile geçiştirilemeyecek kadar ciddi olduğu, kamuoyunun bu yönde ortak bir anlayış geliştirmesine neden oldu.
Bolu Grand Kartal Otel yangını davasının geleceği, mahkeme süreçlerinin ne denli şeffaf ve adil işleyeceğiyle doğrudan bağlantılı. Gözler, artık yerine getirilmesi gereken hukuki prosedürlere çevrilmiş durumda. Sanıkların durumları ve davanın gelişimine şartların nasıl etki edeceği merak ediliyor. Uzmanlar, bu tür kazaların önüne geçmek için sağlıklı bir dava sürecinin şart olduğunu vurguluyor. Adaletin yerini bulup bulmayacağı ise zamanla ortaya çıkacak. Davanın sonuçları, aynı zamanda bir dizi benzer olayın önünü alacak yaptırımların belirlenmesine de katkı sağlayabilir. Bu nedenle, devam eden süreç büyük bir önem arz ediyor.