Eşitsiz, yarışmacı ve bilim dışı eğitimle buraya kadar!

Birgün'den Ayhan Ural'ın haberine göre, Türkiye'de 1980'li yıllardan itibaren neoliberal politikalarla temel eğitim sistemi dönüşüme uğradı. Bu eğitim; eşitsiz, yarışmacı, seçkinci, meslek yönelimli, sınavcı, eleyici, seçmeci, dışlayıcı, dinsel yönelimli, bilim dışı, piyasacı ve özgürlükleri desteklemeyen, öğrenciyi nesneleştiren, öğretmene öğretme özgürlüğü sunmayan, demokratik olmayan, öğrencinin bütünsel gelişimini desteklemeyen özellikler gibi birçok olumsuzluk içeriyor.

Bu denli sorunlu bir temel eğitim sistemine sahip bir toplumun uluslararası karşılaştırmalı eğitim araştırmalarında elde edeceği sonuçların hiçbir önemi yoktur. Bu araştırmalar olsa olsa malumun ilamı olarak değerlendirilebilir.

Temel yaklaşım: Yarış

Kapitalizmin dayattığı yarışmacı eğitim anlayışının sonucu olarak, öğrencilerin yarıştırılmasıyla başlatılan bu süreç öğretmenlerin yarıştırılması, okulların yarıştırılması, ilçelerin yarıştırılması, illerin yarıştırılmasından ülkelerin yarıştırılmasına taşınmıştır.

Oysa bir toplumdaki temel eğitim sisteminin etkililiği, temel bir insan hakkı olan eğitimin; kamusal, bilimsel, laik, demokratik, eleştirel ve özgürleştirici bir anlayışla sunulmasıyla sağlanabilir.

Her düzeyde iyi eğitim

Eğitim harcamalarının maliyetçi yaklaşımlarla değerlendirildiği ve kapitalist üretim döngüsüne uygun olarak kurulan eğitim sistemleri, PISA türü araştırmalarda birinci de olsa sonuncu da olsa yurttaşlarının -öğrenci- özgürlük ve özgünlüğünü ortadan kaldırarak mutluluğunu engellemektedir.

Türkiye'nin birikimi var

Yapılması gereken, bu tür araştırmalarda birinci olmaya çalışmak yerine, herkesin her düzeyde iyi temel eğitim alabileceği bir anlayışı yaşama geçirmek olmalıdır.

Kamusal eğitimin dayanağı olan öğretimin birleştirilmesi yasasının yürürlükte olduğu Türkiye, bu amacı gerçekleştirebilecek birikime de sahiptir.