HDP Mardin Mv. Tuma Çelik: İşkence, Soykırımla Birlikte İnsanlığa Karşı Suçlar Arasındadır

Çelik; İşkence, psikolojik veya fiziki olarak; korkutma, cezalandırma, üçüncü şahıslara ya da gruba gözdağı verme ve/ya sindirme aracı olarak bilinçli şekilde insanlara ağır acı çektirmekte kullanılan her türden eylemin genel adıdır.

Vekil Haberleri 26.06.2019, 12:09
HDP Mardin Mv. Tuma Çelik: İşkence, Soykırımla Birlikte İnsanlığa Karşı Suçlar Arasındadır

İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme 1984 yılında onaylanmış ve yeterli sayıda devletin imzalamasından sonra 26 Haziran 1987’de yürürlüğe girmiştir. 1997 yılındaysa Birleşmiş Milletler 26 Haziran’ı İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma günü ilan edildiğini hatırlatan Çelik konuya ilişkin TBMM Başkanlığı’na Araştırma Önergesi vermiştir.

 

Çelik: Türkiye’de İşkence Sistematik Olarak Yaşanmaya Devam Etmektedir

Türkiye, İşkenceye Karşı Sözleşmeyi 1988 yılında -Kenan Evren’in cumhurbaşkanı olduğu dönemde- onaylamıştır. İşbu sözleşme ile işkence mutlak olarak yasaklanmıştır. Ancak işkenceyle mücadele planı çıkarmak ve devletlerin sorumluluklarını yerine getirmesi de önemlidir. 1980 Darbesi’yle birlikte cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlalleri ve işkence toplumun hafızasında yer etmiştir. 1980 Darbesi ve cezaevlerinin işkenceyle özdeşleştiği bir dönemin ardından, 1990’lı yıllarda da işkence artarak devam etmiş ve gözaltında kaybetmelerle birlikte halen aydınlatılmayı bekleyen bir sonuç ortaya çıkmıştır. Gerek uluslararası gerekse ulusal pek çok insan hakları kurumunun da ifade ettiği üzere, Türkiye’de işkence sistematik olarak yaşanmaya devam etmektedir. Toplumun kutuplaştırılması ve önyargılar, işkenceye karşı mücadelenin sadece muhalif kesimler tarafından ortaya konulmasına neden olmuştur. Bu durum aslında her kim olursa olsun ve ne sebeple olursa olsun işkenceyle mücadele edilmesi gerektiği ve hak ihlali olduğu bilincinin oluşturulması gerektiğine işarettir.

 

İşkence, Soykırımla Birlikte İnsanlığa Karşı Suçlar Arasında Kabul Edilmektedir

Devletler işkence gibi insanlık dışı yöntemleri kullanmaya devam etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi olan işkence yasağı ve bu maddenin insanlık dışı, onur kırıcı muameleleri kapsadığı ve kavramın bu çerçevede ele alınması gerektiğini kararlarında vurgulamaktadır. Türkiye İnsan Hakları Vakfı, işkence yasağına ilişkin Türkiye aleyhine verilen kararların her yıl arttığını ifade etmektedir. Ayrıca işkence, soykırımla birlikte insanlığa karşı suçlar arasında kabul edilmektedir.

2015 yılından başlayarak özellikle 2016’daki Olağaüstü Hal ilanından sonra çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamalerle kamu görevlilerinin ‘terörle mücadele’ ve OHAL kapsamındaki fiilerinden dolayı hukuki ve cezai açıdan dokunulmazlık elde etmeleri, işkence ve kötü muamelenin soruşturulmasını ve kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmasını engellemiştir. Bu durum cezasızlık kültürünü yeniden üretirken, işkence gibi insanlık dışı uygulamaları da artırmaktadır. 2016 yılındaki darbe girişimi sonrasında basına da yansıyan işkence görüntüleri, uzun zamandır Elazığ Cezaevi ile ilgili medyaya yansıyan kötü muamele ve hücre cezaları, Mayıs ayında Urfa’nın Halfeti ilçesinde çocuklar dahil 51 kişinin gözaltına alındıktan sonra maruz kaldığı işkence, aynı olayda kadınların cinsel işkenceye maruz kaldığı İHD Merkezi Kadın Komisyonu tarafından da ortaya konulmuştur. Ek olarak, son yıllarda artan şekilde toplumsal olaylarda sık sık gözaltılar yaşanmakta ve ters kelepçe uygulamasına gidilmektedir. Bütün bunlar Türkiye’de geçmişten günümüze işkencenin sistematik olduğunu, cezasızlığın bunu artırdığını, hükümetlerinse bu konuda ciddi bir tedbir almadığını ortaya koymaktadır.

HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik tarafından gözaltında, cezaevlerinde veya toplumsal eylemlerde sistematik hale getirilen işkence ve kötü muamelenin önüne geçilmesi, gözaltı merkezleri ve cezaevlerinin bağımsız heyetler tarafından incelenmeye açılması, kolluk güçlerinin denetlenmesi, faillerin yargılanması ve cezasızlığın önüne geçilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir araştırma önergesi iletilmiştir.

Yorumlar (0)