banner758

Gergerlioğlu, Eğitim-Sen MYK Üyesi Sinan Muşlu ile Eğitim'deki sorunları konuştu

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun YouTube kanalında yönettiği ÖFG TV programına anadilinde eğitim konusuna ilişkin Eğitim-Sen MYK Üyesi Sinan Muşlu konuk oldu.

Vekil Haberleri 03.09.2022, 11:39
Gergerlioğlu, Eğitim-Sen MYK Üyesi Sinan Muşlu ile Eğitim'deki sorunları konuştu

Anadilinde eğitim konusunun siyasal kutuplaşmaların içine hapsedilmesi durumunda sağlıklı sonuçlara varılamayacağını söyleyen Muşlu konunun eğitim hakkı ve ihtiyaçlar çerçevesinde değerlendirilmesinin doğru olacağını vurguladı.

Muşlu, "Anadilinde eğitim Kürt sorunu bağlamında siyasal bir konuya dönüşmüş durumda ancak eğitim biliminin bir gereği olarak değerlendirilmeli. Anadilinde eğitim meselesi sadece Kürt sorunu bağlamında ya da Kürtçe dili ile daraltılmayacak kadar da geniş kapsamlı bir konu." diye belirtti.

DİLİ YOK ETMEK KÜLTÜRÜ YOK ETMEKTİR

Dil yok edildiğinde kültürün de yok edildiğini işaret eden Muşlu, “Ana dil, bir çocuğun en başta annesinden, ailesinden ve kültürel çevresinden doğal yollarla kazanmış olduğu dildir. Ülkemizde anadilinde eğitim denildiğinde maalesef hakim kılınan tekçi yaklaşımlardan kaynaklı olarak konuyu sağlıklı yürütmek çoğu zaman mümkün olamıyor. Çeşitli sloganlar, yaklaşımlarla konu kapatılıyor. Dil kültürün yüzlerce yıl gerisindeki köklerini ifade eder. Kültüründen koparılan birey de ciddi anlamda bir travma yaşıyor! Bizler eğitim emekçileri olarak ülkemizin dört bir tarafında görevler yaptık ve ana dili farklı olan birçok öğrencimiz ile karşılaştık. Yaşadıkları travmaları birebir gözlemledik. Dilin önüne engel koyduğunuzda, kavram dünyasını parçaladığınız gibi duygu dünyasını da parçalıyorsunuz.” dedi.

POLİTİKALAR DEMOKRATİK & BİLİMSEL DEĞİL VE EĞİTİM DÜZEYİ DÜŞÜK

Bugün ülkemizdeki eğitim düzeyinin düşük olmasının, birçok alanda buluşların ortaya çıkmamasının, güçlü edebiyat & sanat eserlerinin olmamasının temelinde eğitim politikalarımızın demokratik olmadığını, bilime dayanmadığını belirten Muşlu konunun pratiği noktasında Gergerlioğlu'na gelen soruları da cevapladı.

Muşlu uygulamaya ilişkin, “Ana dil öğretimi sadece o dili öğretmektir, anadilinde eğitim ise göreceği derslerin müfredatını ve işleniş dilinin anadilinde olmasıdır. Siz haftada 2 saat Kürtçe veya Lazca veya Çerkezce öğretiyorsanız bu ana dilini öğretmektir fakat siz bütün derslerin müfredatını anadilde oluşturur ve ders dilini anadilinde yaparsanız bu anadilinde eğitimdir, bu iki farklılığı ortaya koymak gerekir. Eğitim politikalarında her ikisi de kullanılabilmelidir.” şeklinde cevap verdi.

Milli eğitim bünyesinde anadilinde eğitim bölümü olması gerektiğini söyleyen Muşlu, “Bunun için merkezi eğitim teşkilatının yerellere kadar inecek bir anadilinde eğitim genel müdürlüğünün mutlaka bulunması ve Türkiye’deki farklı ana dilleri haritasını çıkartması gerekir.” diye belirtti.

Farklı ülkelerdeki uygulamalara da değinen Muşlu anadilinde eğitimin ülkemizde de mümkün olduğunu anlatırken tam tersi bir milli eğitim politikası olarak tekçi anlayışın ise ömür boyunca devam eden travmalara dönüştüğünü vurguladı.

Muslu “Gittiğimiz köydeki çocuklar, özellikle birinci sınıfa başlayacak çocuklar Türkçe bilmiyor, onlara sınıf içerisinde ana dillerini kullanmayı yasaklıyorlar, teneffüste bahçeye çıktığında arkadaşlarıyla anadilde konuşmayı yasaklıyorlar, hatta aile içerisinde de anadilinde konuşmasını değil resmi dili kullanmasını sürekli tembih ediyor ve konuşanları da şikayet ettiriyorlar. Tüm bu travmalar akademik gelişimlerinin önünde çok ciddi bir engele dönüşüyor.” diye belirtti.

Anadilinde eğitim hakkının, ülke geleceği açısından yurttaşların farklılıkları ile bütünleşme duygusunun gerçekleşmesi açısından önemli olduğunu söyleyen Muşlu aynı zamanda akademik dünya açısından da konunun önemine değindi.

ANADİLİNDE EĞİTİM HAKKINI SAVUNMAK KÜRTÇÜLÜK DEĞİLDİR

“Anadilinde eğitim konusunu tartışırken pratik uygulamaya geçilmesini hedefliyorsak siyasal kutuplaşmaların merkezinden çıkarmak gerekiyor. Ülkemizde sürekli “Bunu savunan Kürtçüdür.” gibi ötekileştirmelerle konuyu kapatmak doğru bir yaklaşım değil. Bu noktada bu ülkenin ve yurttaşların birliğine hizmet eden bir yaklaşım olmalıdır. TRT’nin bir kanalı 24 saat Kürtçe, Arapça farklı dillerde yayın yapıyor ve ne ülkemiz bölündü ne de yurttaşlarımız arasında sorun çıktı.”

Milletvekillerine önemli rol düştüğünü belirten Muşlu, “Yasal mevzuatların, anayasal değişikliklerini milli eğitim temel kanunlarında, yükseköğretim temel kanunlarında, radyo televizyon kanun ve yönetmeliklerinde değişiklikler noktasında Meclis’e önemli görevler düşüyor. Hangi siyasal çevreden, hangi partiden olursa olsun bu halkın temel ihtiyaçlarını gören milletvekillerinin bir araya gelerek bu yasal düzenlemeler çerçevesinde bir çalışma yürütmesi ve eğitim alanına özel olarak demokratik ve bilime dayalı bir eğitim sisteminin gelişmesi noktasında çalışmalarını yürütmesi önemlidir diye son cümlemi kurmuş olayım.” dedi.

Gergerlioğlu programını bitirirken, Eğitim-Sen MYK Üyesi Sn. Sinan Muşlu’nun anadilinde eğitim konusunda paylaştığı bilgiler ve pratik örnekler doğrultusunda konuyu TBMM’de bir an evvel yasal değişikliklerle gerçekleştirelim şeklinde konuştu.

Yorumlar (0)