CHP'li Jale Nur Süllü, İkizdere Direniyor, Bakanlık Direnemiyor

Türkiye’de inşaat sektörü için her yıl yüzlerce milyon ton taş, çakıl, mıcır, çimento kilinin doğadan çekildiğini, özellikle taş ocakları ve mermer ocaklarının yer altını besleyen kaya çatlaklarının yok olmasına neden olduğunu söyleyen CHP Eskişehir Milletvekili Süllü, komisyonda sunum yapan Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine Rize İkidere’de yaşanan olayları sordu.  

“Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü rakamlarına göre, 2018 yılında Türkiye’de inşaat için kalker hariç 133 milyon ton, kumtaşı, mıcır, kil gibi malzemeler kazılıp topraktan çıkarılmış. Yani 2 milyar tondan fazla kumu, çakılı yok ederek yeraltı su rezervlerinin üstündeki yapı bozulmuş. Cengiz İnşaat’ın Rize İkizdere çay ve arıcılık konusunda son derece önemli bir bölge. 16 milyon tona yakın taşın alınacağı bazalt ocağı projesine karşı bölgede halk günlerdir direniyor. Rize, İkizdere’de yaşanan olaylarla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı ne düşünüyor? Yaşanacak katliamla ilgili bakanlık ne gibi önlemler alıyor?” sözleriyle direnişi ve yaşanacak doğa katliamını TBMM Su Kaynakları, Kuraklık ve İklim Değişikliği Meclis Araştırma Komisyonu toplantısında dile getiren Süllü’ye, Komisyon Başkanı Veysel Eroğlu “Ne yapalım, taş ve mıcırı ithal mi edelim?” yanıtını verirken bakanlık yetkilileri soruyu yanıtsız bıraktı.

İkizdere’de mücadelenin iki yıl öncesine dayandığını belirten Süllü, bir şirketin bölgedeki bazalt kayalar için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı ile taş ocağı ruhsatı aldığını söyledi. “Köylülerin mücadelesi sonucu mahkeme kararı ile bu proje iptal edildi. İki yıl sonra Cengiz İnşaat “25 hektar ve üzeri için ÇED olumlu kararı alınması gerekiyor.” zorunluluğuna takılmamak için 24.9 hektar alan üzerinden başvuru yaptı. Rize Valiliği ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne karşı 18 köylünün 17 Mart 2021’de açtığı dava sürerken bölgeye kepçeler gönderildi. İnşaat hırsıyla gözünü ülkemizin en verimli arazilerine, el değmemiş doğal güzelliklerine, yaşam alanlarımıza göz dikenlere karşı direneceğiz. İlk günden itibaren bölgede direnişin simgesi olan kadınlar en büyük güvencemiz. İktidarın baskısına, rant baronlarının kepçelerine karşı yaşam hakkımızı savunacağız, direnişimiz sürdüreceğiz.” dedi.