Chp'li Torun: Erdoğan, Belediye Başkanı Da Olmak İstiyor

Cumhuriyet Halk Partisi Yerel Yönetimler’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı hakkında basın açıklaması yaptı.

Vekil Haberleri 31.10.2019, 12:05 31.10.2019, 12:06
Chp'li Torun: Erdoğan, Belediye Başkanı Da Olmak İstiyor

CHP'li Tosun'un basın açıklaması şu şekilde: 

Arkadaşlar, sözlerime başlamadan önce parti büyüğümüz, değerli bilim insanı ve ülkemizin her alanda örnek şahsiyetlerinden Sayın Erdal İnönü’yü ölümünün 12.yılında saygıyla anmak istiyorum. Allah rahmet eylesin.

AKP ve Saray son dönemde yerel yönetimlerin üzerine bir karabasan gibi çöktü. Her fırsatta, yerel yönetimlerin yetkilerini budamaya yönelik bir açıklama her fırsatta yerel yönetimlerin yetkilerini gasp etmeye yönelik bir yasa değişikliği teklifi ile karşımıza çıkıyor.           

-           Her şeyden önce şunu söylemeliyiz ki, AKP daha doğrusu Saray son yerel seçimde seçmenin verdiği yetkiyi beğenmedi. Seçmenin kararını değiştiremeyeceğini iyice anlayınca şimdi yasaları değiştirerek belediyeleri kaynaksız ve işlevsiz hale getirmek istiyor.

Saray, belediye kaynaklarını kendinde toplamak ve halkın kaynaklarını yandaşlarına aktarmaya devam etmek istiyor. Örneğin Saray şimdi durup dururken İstanbul Boğazı ve çevresindeki imar yetkisini belediyelerden almak için harekete geçti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir belediyesini devre dışı bırakarak İstanbul Boğazı’nı imara açmayı hedefliyor. Buradaki asıl hedef İstanbul’un rantını kendi aralarında bölüşmek. Bu doğrudan Sarayın planı. Erdoğan Boğaziçi konusuyla bizzat ilgileniyor. Yeni yapılanmada  tüm sistemi kendine bağlamış durumda. Saray sadece burada değil her alanda en ufak yetkiyi bile elinde tutmak istiyor.  Oysa Anayasamızda ve yasalarımızda herkesin görev, yetki ve sorumluluk alanları açık ve net olarak belirtilmiş. Cumhurbaşkanının imar konusuyla ilgilenmesi diye bir hüküm hiçbir yerde yok.

Arkadaşlar, biz İstanbul’un rantını İstanbul halkının kullanımına sunmak istiyoruz. Haydarpaşa ve Sirkeci ihalesinde rant için oynadıkları oyunu biliyorsunuz.  

-           Siyasi olarak da Erdoğan Cumhurbaşkanı olmakla yetinemiyor. Türkiye’nin Belediye Başkanı haline de gelmek istiyor. Oysa seçmenler 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde açık bir şekilde Erdoğan’ın sınırlarını çizdi ve yerel kararları alma yetkisini kendi seçtiği başkanlara ve meclisine verdi. Erdoğan bunu hazmedemiyor, Türkiye’nin en büyük 3 belediyesinin Cumhuriyet Halk Partisinde olmasını hazmedemiyor.

-           Saray basından öğrendiğimiz kadarıyla yerel yönetimler yasa tasarısı ile kayyum atayamadığı belediye başkanlarını Sarayın müdürlerine dönüştürmeye çalışıyor. Sarayın kafasındaki asıl plan bu.  Yoksa durup dururken Saray neden belediye müdürünün, genel müdürünün atamasına karışsın?  Aslında Saray kendini başbakan, meclis başkanı, dışişleri bakanı, cumhurbaşkanı ve de Türkiye Belediye Başkanı gibi görüyor ve bu görevlerinin hiç birini devretmek istemiyor.

Saray, belediye sarayı gibi de çalışmak istiyor. Zaten belediye sarayı gibi de işliyor. Mantık aynı. Danışmanlar var, Bakanlar da belediye başkan yardımcısı gibi. Türkiye Büyük Millet Meclisi devre dışı, hükümet yok.   

BELEDİYELER BAKANLIK MÜDÜRLÜĞÜ MÜ YAPILMAK İSTENİYOR?

-           Basına yansıyanlardan anladığımız kadarıyla birkaç farklı yasa tasarıları var. Bunlardan hangisinin meclise geleceği ve kimi muhatap alıp, müzakere edeceğimiz belirsiz. Saraydan sızanlardan öğrendiğimiz kadarıyla belediyelerin yetkilerini daraltacak bir operasyon gündemde. İçişleri Bakanlığı bile yetkisi olmadığı halde canı istediğinde bir şeyler söylüyor. Örneğin Bakanlık 2020’ye kadar belediyelerin tek veri tabanında ortak bir altyapıda standart yazılımla birleştirileceğini açıkladı. Bu İçişleri Bakanlığı’nın görevi mi? Buna ihtiyaç var mı? Bu adım bile kendi başına belediyeleri bir genel müdürlük altında toplama gayreti.

VAR OLAN YASAYI OLDUBİTTİ İLE ÇIKARMIŞLARDI

-           Bugün memnun olmadıkları ve değiştirmek istedikleri en son yerel yönetimler yasasını da yine bir oldubitti ile kendileri çıkarmıştı. Yasanın yetki karmaşası, gelir yaratma kapasitesi büyük bir tartışma yaratmıştı. Çünkü o zaman da AKP, belediyeleri yandaşları için bir gelir kaynağı haline getirmeye çalışmıştı. Belediyeler bir gelir kapısı olarak tasarlanmıştı.  Şimdi de yerel yönetimleri zayıflatan, yetkisiz bırakan, kaynaklarına el koymaya çalışan, sorunlar karşısında acizleştiren bir yasa çıkarmaya çalışıyorlar, başkanları çalışamaz duruma getirecek çeşitli uygulamalar içindeler.  

Belki de yasalar çıkarmaya çalışıyorlar demek daha doğru çünkü en azından basına sızan bilgiler birden fazla taslağın olduğu yönünde.    

-           Bunları da AKP, siyasi partilere, belediyelere, paydaşlara ve sivil topluma danışmadan yapıyor. Olup bitenlerden ne belediye başkanlarının ne de halkın haberi oluyor. Biz bu anlayışı kabul etmiyoruz. Saray, kendi belediye başkanını hiçbir gerekçe göstermeden görevden alıyor. Hiçbir bilgi vermeden de yasa çıkarmaya çalışıyor. Biz, yasaları halkın temsilcilerinin yapması gerektiğini ve seçimle gelenin seçimle gitmesi prensibini savunduğumuzu tekrar vurguluyoruz.  

Ayrıca yerel yönetimlerde önce çok önemli bir prensibi hatırlatmak istiyoruz:

ÖNEMLİ PRENSİPLER

-           Gelişmiş demokrasilerde temel ilke, yerel yönetimlerin zayıflatılması değil güçlendirilmesidir.  Karar alma süreçlerinin demokratikleştirilmesi en büyük hedefimizdir. Yapboz tahtası yapmaya ve günü kurtaracak deneyler içinde olmaya hiç gerek yok, yerel yönetimler kalıcı bir biçimde güçlendirilmelidir ve yerel demokrasinin önü açılmalıdır.  

Bunun için;

  • Yerelden merkeze değil, merkezden yerele yetki devri gerçekleştirilmelidir. Milli irade her alanda tecelli etmeli.
  • Belediyelerin gelir kaynakları arttırılmalı, belediyeler yeni gelir kaynakları üretme konusunda hukuki olarak güçlendirilmelidir.
  • Belediyelerin sorumluluğu kadar yetki ve gelirleri de olmalı. Belediyelerin her geçen gün sorumlulukları ve

görevleri artıyor ancak belediyelere bunları karşılayacak maddi imkân tanınmıyor. Öte yandan Büyükşehir-il-ilçe yetki karmaşasına da son verilmeli, her belediyenin yetki alanları netleştirilmeli.

Arkadaşlar, biz bu çerçevede AKP ile de diğer siyasi partiler ile de birlikte çalışmaya açığız. İşbirliğinden ve sorumluluktan kaçmayız. Tüm paydaşlarla konuyu tartışmalıyız. Ancak AKP’nin veya Saray’ın veya yürütmenin her kim tasarı hazırlıyorsa somut önerisini acilen görmek istiyoruz. Bir oldubittiye izin vermeyeceğiz. En büyük belediyeler CHP’ye geçtikten sonra Saray, AKP ve bakanlar ne yapacaklarını şaşırdı. Her geçen gün yeni bir kararla karşımıza çıkıyorlar.  Biz sarayı, bakanları ve AKP yöneticilerini tekrar demokrasiye ve seçmene saygıya davet ediyoruz. Kalıcı, demokratik ve ülkeyi rahatlatacak bir yerel yönetimler yasası yapmak için muhatap arıyoruz ve bu ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. 

Yorumlar (0)