Oya Ersoy: Kadınların hayatı rakamların ötesinde ise kadın cinayetlerini durdurun!

Ersoy, “geçtiğimiz hafta yani 6 Kasım’da Mecliste Bakanlık bütçesi görüşmeleri esnasında Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’a yöneltilen şiddete uğrayan kadın ve kadın cinayetlerinde yaşana artışlar sorulduğunda “rakamlar ile uğraşmıyoruz” cevabının verilmesinin bakanlığın kadın sorununu sadece bir “rakam” olarak görmesinin sonucudur. Ülkemizde şiddete uğrayan ve öldürülen her kadın rakamın ötesindedir. Evet haberlerde “yine bugün bir kadın daha öldürüldü” sözlerini duyduğumuzda bir kadın daha erkek şiddeti sonucu bu hayattan koparılmıştır. Bir çocuk annesiz kalmış ve uygulanmayan yasalar sonrasında bundan sonra gelecek kadın cinayetlerinin habercisi olacaktır” dedi.

Kadın cinayetlerinin durdurulması ve kadına yönelik şiddetin son bulması için, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasayı etkin uygulayın!

Ersoy, “kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet vakalarındaki artışın nedeni İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun ülkemizde etkin bir biçimde uygulanmamasıdır. Bakın sadece Ekim ayında ülkemizde en az 21 kadın erkekler tarafından öldürüldü ve 8 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur” dedi. Ayrıca “Bakanlık tarafından maalesef, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için atılan herhangi bir adım söz konusu değil. Bunun yanı sıra kadınların işgücüne katılımını artırmayı hedefleyen çalışmalarda büyük ölçüde esnek, yarı zamanlı istihdam biçimlerinin öne çıkarıldığı, ev içi bakım ve diğer sorumlulukları kadınların doğal görevleriymiş gibi gören bir yaklaşımla çalışılmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yıllık olarak yayınlanan global cinsiyet eşitliği raporuna göre, 2020 yılında Türkiye, dünya üzerindeki 153 ülke arasında toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından 130. sırada yer almaktadır. 2006 yılında bu sıralamada 105. olan Türkiye, 14 yılda 25 sıra gerilemiştir. Bu verilerde gösteriyor ki ülkede kadınlara yönelik gerici söylemler, kadınların maruz kaldığı şiddet ve cinayetten kendilerinin sorumlu tutulduğu gibi söylemler ve cezasızlık politikalarının devam ettiği sürece her geçen gün öldürülen kadın haberlerini duymaya devam edeceğiz” dedi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri davalarına müdahil olarak katılmalı ve sonuçlarına yönelik etkin bir veri oluşturmalıdır!

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı CİMER’den Bakanlığa yapılan başvuruya verdiği cevapta kadın ve çocukların mağdur olduğu davalardan kaçına müdahil olduklarına ilişkin veri tutmadıkları yanıtı vermesi üzerine Ersoy, Bakanlığın kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri davalarına müdahil olarak katılınması ve sonrasında bunlara ilişkin istatistiki verilerin sağlıklı bir biçimde kayıt altına alınması gerektiğini söyledi.

Ersoy, Bakanlığa yanıtlaması istemi ile şu soruları yöneltti;

1)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2002 yılından itibaren kaç tane şiddet mağduru ve erkek şiddeti sonucu öldürülen kadın davalarına müdahil olarak katılmıştır?

2)Bakanlığınız, 9 Temmuz 2018 tarihinde göreve getirilen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un göreve geldiği tarihten bugüne kadar Bakanlığınız kaç davaya müdahil olarak katılmıştır?

3)Aile ve Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde, şiddete uğrayan kadınlar ve öldürülen kadınların davalarının takibi için, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2 inci maddesi gereği, herhangi bir birim oluşturulmuş mudur? Böyle bir birim yoksa ise neden dava takip sürecinin izlenmesi için bir birim oluşturulmamıştır?

4)Bakanlığınıza yapılan bireysel başvurularda, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin dava takip sürecine dair katılım bilgisine yönelik istatistiki verilerin tutulmadığı bilgisi basına yansımıştır. Bakanlığınız tarafından bu istatistikler tutulmakta mıdır? Eğer bu istatistiklere ilişkin veri çalışması yapılmıyorsa bunun nedeni nedir?

5)Kadına yönelik şiddetin durdurulması ve kadın cinayetlerinin son bulması amacı ile, doğru ve güvenilir kaynağın Bakanlığınızın verileri olması gerekirken neden bunun için herhangi bir çalışma yapılmamıştır?

6)Bakanlığınızca bu veriler tutulmuyor ise kadına yönelik şiddet ve çocuğa yönelik istismarla mücadele eylem planınızı oluştururken hangi veriler ve istatistiklerden faydalanmaktasınız?