Kemal Kılıçdaroğlu'ndan koronavirüs verileri tepkisi!

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin sözcüsü pozisyonundaki bir kişi Türkiye ve dünyaya yalan söyler mi? Devletin bir itibarı, saygınlığı var" dedi.

SİYASET 06.10.2020, 14:16 06.10.2020, 14:20
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan koronavirüs verileri tepkisi!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Sağlık Bakanlığının açıkladığı koronavirüs verilerinin gerçeği yansıtmamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Devlet yalan söyler mi? Türkiye Cumhuriyeti devletinin sözcüsü pozisyonundaki bir kişi Türkiye ve dünyaya yalan söyler mi? Devletin bir itibarı, saygınlığı var. Gerekirse biz bilgi vermiyoruz dersiniz. Ama bilgi veriyorsanız doğruyu söyleyeceksiniz. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Tam bir dert yumağına dönmüş Türkiye’de sorunların çözümü için parlamentoda en azından sorunlara katkı vermek adına vatandaşlar en azından sorunların çözümü için partilerin katkı vermelerini istiyorlar. Sizin sorunlarınızın çözümleri için hangi partiden teklif gelirse gelsin, buradan açık imza veriyorum, katkı vereceğiz. Böyle bir teklif gelmezse sizin sorunlarını çözmek için CHP’li milletvekilleri kanun teklifini hazırlayıp TBMM’ye getirecekler, sonra o sorunla ilgilenen kanaat önderleriyle görüşüp sizin sorunlarınız için çözüm üretiyoruz diyeceğiz.

Azerbaycan toprakları işgal altında olan bir devlet. Uluslararası hukuka aykırı olarak toprakları işgal edildi. 30 yıldır bekliyor işgal ne zaman sona erecek diye. Bu çatışmada 83 milyon olarak yüreğimiz Azerbaycan ile. Onları seviyoruz, haksızlığa karşıyız. Uluslararası hukuk Azerbaycan'ın hakkı olduğunu söylüyor.

Birliği ve bütünlüğü koruyarak bir işgalin sona ermesini arzu ederek bu olayın sonlanmasını istiyoruz. Sayın Aliyev bu konuda gayet anlaşılır bir mesaj verdi. İşgal ettiğiniz topraklarımızdan çekiliniz ve özür dileyiniz dedi. Bizim Ermenistan halkıyla bir sorunumuz yok ama Ermeni yönetimiyle bir sorunumuz var dedi. Bu arada sivillerin hedef alınması çok acı bir olay.

Sorunlar nasıl çözülür? Demokrasi içinde çözülür. Parlamentoya seçilerek geliyoruz. Vatandaşlar seçiyor. Seçilenler sadece biz değiliz. Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri aynı şekilde seçiliyor. Dolayısıyla demokrasi bizim için vazgeçilmez.

DEMOKRASİYİ SAVUNMAK ZORUNDAYIZ

"Eğer siz gazeteciyi hapse atarsanız yazı yazdı diye, farklı düşündü diye siyasetçiyi hapse atarsanız bu doğru değil. Bu tür olaylar Türkiye'de demokrasinin olmadığına yönelik inancı uluslararası arenada güçlendiriyor. Demokrasi yok, tek adam rejimi var biz bunu söylüyoruz zaten. Gazeteciler, STK yöneticileri, siyasetçiler, askeri öğrenciler var... Biz her koşulda demokrasiyi savunmak zorundayız.

Baroların kendi seçimlerini yapmasıyla ilgili yasak getirildi. Yasaya aykırı düzenlemeler yapıldı. Bir akıl tutulması var. Miting serbest ama baroların seçimi yapması yasak. Kargalar bile güler.

Demokrasinin bir başka özelliği de seçimle gelenin seçimle gitmesidir. Eğer siz halkın oyunu alan bir kişiyi halkın iradesini bir tarafa atarak onu bulunduğu makamdan alıp kayyım atıyorsanız bu ülkede demokrasi yoktur. Üstelik seçimle gelen belediye başkanı daha önce aynı suçtan aynı olaydan ötürü gözaltına alınmış, hapis yatmış, çıkmışsa olay çok daha vahim durumdadır. Bunu sadece son olaylarla ilgili söylemiyorum.

Sayın Davutoğlu istifa ettirildiğinde de aynı açıklamayı yaptık. Bir yerde adaletsizlik varsa adaletin standardı olmaz. Adaletsizlik kime karşı yapılmışsa sesinizi ona karşı yükselteceksiniz. Demokrasiler çifte standardı kabul etmez. Diyorlar ki, gözaltına alınanlar HDP'liler ya da başka partiden... Bir haksızlık varsa ve siz ona itiraz etmiyorsanız burada adaletsizlik var demiyorsanız o zaman haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır."

6 YIL NEDEN BEKLEDİNİZ?

"Balyoz - Ergenekon olaylarını hatırlıyorsunuz değil mi? O dönemde bizi suçladılar, kim haklı çıktı? Biz haklı çıktık. 6 yıl neden beklediniz siz? Bir günde papazı bırakıyorsunuz. Niye 6 yıl beklediniz? Acaba biz millet ittifakını nasıl dağıtırız... Böyle bir hinliğin peşindeler. Ama bu ülkenin sağduyusuna güveniyorum. İnsanlarımızın ferasetine güveniyorum. "

DEVLET YALAN SÖYLER Mİ?

"Zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi sürecinden geçiyoruz. Türk Tabipler Birliği'ne her türlü eleştiriyi yaptılar hakarete varacak boyutta. TTB, “Rakamları yanlış açıklıyorsunuz” dedi. TTB’ye her türlü eleştiriyi yaptılar. Sonra çıktı ki Sağlık Bakanı doğruları söylemiyor. Şimdi ben vatandaşlarıma sesleniyorum. Devlet yalan söyler mi? Türkiye Cumhuriyeti devletinin sözcüsü pozisyonundaki bir kişi Türkiye ve dünyaya yalan söyler mi? Devletin bir itibarı, saygınlığı var. Gerekirse biz bilgi vermiyoruz dersiniz. Ama bilgi veriyorsanız doğruyu söyleyeceksiniz. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti."

3 İLDE 35 BİNE YAKIN DÜKKAN KAPANDI

Bugün konuşmamın ağırlığını esnafa vereceğim. Orta gelir sahiplerinin yaygınlığı, coğrafyanın her tarafına dağılması, vatandaşın doğrudan bir ilişki içinde olduğu gruptur esnaf. Esnafın bir başka özelliği ahilik ocağını yaşatan, ahilik ocağının kurallarına uyan kişidir esnaf. Salgın döneminde esnafa "dükkanı kapatacaksınız" dediler. 700 bine yakın dükkan kapatıldı. Kapatıldı da ne oldu? Bunun üzerine bir basın toplantısı yaptım. Dükkanların kapatılması doğruydu, pandemiyle mücadele. Dükkanı kapatıyorsan sosyal devlet olarak bir şey yapman lazım senin. Kişinin yaşamını korurken, onun yaşamını sürdürebilecek olanakları sağlamak zorundasın. Hemen bir sicil affı çıkar esnaf bankadan kredi alabilsin dedik. Çıkarılmadı.

Esnafın elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödenmesine devlet destek versin dedik, bunların hiçbiri olmadı. Bunları yapmadılar ama her türlü zammı yaptılar. Bu zamlar insafsızca yapıldı.

1 milyon 956 bin esnafımız var. Son 8 ayda Ankara, İstanbul ve İzmir'de 35 bine yakın esnaf dükkanı kapattı. Sadece haziran ayında 7 bin işyeri kapandı.

Kahvecilerle ilgili bir şey söyledim kıyamet koptu. "Vay bunu nasıl söylersin, sen kağıt oynamayı biliyor musun" diye. Bir daha söylüyorum, bütün garibanların, bütün esnafın, bütün sokak satıcılarının sözcüsüyüm, temsilcisiyim, olmaya da devam edeceğim.

Yorumlar (0)