HDP'den Gergerlioğlu açıklaması:Karar yürütmenin telkinleriyle verildi

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındaki kararın yürütmenin telkinleriyle ve tahakkümüyle ortaya çıktığını söyledi

SİYASET 17.03.2021, 22:00
HDP'den Gergerlioğlu açıklaması:Karar yürütmenin telkinleriyle verildi

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararının uygulanmamasının ve Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındaki kararın hukuksuz olduğunu belirtti.

Demirtaş’ın salıverilmesi gerektiğini belirtten Oluç, AKP’ye “AİHM’in parçasısınız, tanımışsınız, neden AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz?” diye seslendi.

Oluç, Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nin Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verdiği kararla ilgili, yargı mekanizmasının bağımlı ve taraflı hale geldiğini söyleyerek yürütmenin tahakküm altında olduğunu belirtti. Oluç karar için “Çok açık bir şekilde yürütmenin telkinleriyle, yürütmenin tahakkümüyle bir karar ortaya çıkmıştır” dedi.

Oluç’un Demirtaş ve Gergerlioğlu kararına ilişkin söyledikleri şu şekilde:

“AKP iktidarı samimi ve stratejik davranıyor musunuz?”
Peki, AKP iktidarı samimi ve stratejik davranıyor musunuz, hayır davranmıyorsunuz. Bu söylediğiniz sözler samimi mi, inanılır mı, değil. Neden? Bakın AİHM’in 22 Aralık 2020’de Demirtaş kararı var. Büyük Daire kararı. Üstelik Büyük Daireye bu kararı siz götürdünüz. İlk alınan kararı siz götürdünüz. Büyük Daire karar verdi tekrar. “5 maddede çok ağır ihlal var” dedi. 20 Aralık Demirtaş kararında, Demirtaş’ın salıverilmesi gerekir dedi. Kavala için de aynı şeyi söyledi. Peki, siz samimi ve stratejik davranıyorsanız, AİHS’nin altında imzanız var, AİHM’in parçasısınız, tanımışsınız neden AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz? Kaç gün geçti 20 Aralık’tan bugüne? Yetmedi, geçtiğimiz hafta AB Bakanlar Komitesi toplandı ve AİHM Demirtaş kararının uygulanması konusunda bulundu ve dedi ki; “Haziran’a kadar buna dair bir adım atmazsanız, Haziran ayında Bakanlar Komitesi tekrar toplanacak ve konuyu gündeme alacak”. Sayın Çavuşoğlu, eğer samimi ve stratejik davranıyorsanız AB ile ilişkiler konusunda önce AİHM kararlarını uygulayın.

“Lafta değil gerçekten hukuk ve adaleti sağlayın”
Bunun uygulanması için adım atın. Tabii ki Adalet Bakanına da çağrıda bulunuyoruz bu konuda. AB ile müzakereler yapıyorsunuz üye olmak için. 23’üncü fasıl yargı ve temel haklar faslıdır AB ile müzakerelerde. 24’üncü fasıl adalet, özgürlük, güvenlik faslıdır. İki faslında açılmasını sağlayın. Bunu da Türkiye’de buna uygun bir hukuk ve adalet reformu yaparak ancak sağlayabilirsiniz. Lafta değil gerçekten hukuk ve adalet reformu yapılarak bu fasılların açılmasını sağlayın. Eğer stratejik bakıyorsanız meseleye. Size Kopenhag Kriterlerini hatırlatıyoruz tekrar. Kopenhang Kriterlerini uygulayın. AİHM kararlarını uygulamayan bir Türkiye sadece AB ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmiş olmaz, aynı zamanda Avrupa Konseyi üyeleri arasında da kötü örnek oluşturur. “AİHM kararları uygulanmayabilir’ fikrinin ortaya çıkmasına yol açar. Kötü örnek oluşturur.

“Gergerlioğlu hakkındaki karar taraflıdır”
Şu çok açık; eğer bir ülke hukuk, demokrasi, insan hakları gibi evrensel konularda ileri bir noktada değilse o ülkenin ekonomisi de düzelmez. O ülke uluslararası alanda güvenilir bir ülke olma niteliğini kazanmaz. Siyasetin gündemine göre kendi gündemini ve kararlarını belirleyen bir yargı mekanizması hukuk açısından güvenilir bir mekanizma değildir. Bu yargı mekanizması bağımlı ve taraflı hale gelmiştir, yürütmenin tahakkümü altındadır ve yürütmenin gündemine göre karar vermektedir. Bu kararlardan bir tanesi milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındadır. Çok açık bir şekilde yürütmenin telkinleriyle, yürütmenin tahakkümüyle bir karar ortaya çıkmıştır Gergerlioğlu hakkında. Ömer Faruk Gergerlioğlu kararı o kadar büyük bir hukuksuzluğu içinde barındırmaktadır ki Yargıtay 16’ıncı Ceza Dairesinin verdiği kararda 21 sayfalık karara 16 sayfalık bir şerh yazılmıştır.

Danıştay kararına yazılan şerh, kararın hukuksuzluğunu ortaya koyuyor
Bir üye 16 sayfalık şerh yazmış. O şerhte bu kararın esas ve usul yönünden yasalara aykırı olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Demiştir ki TMK 7/2’den değil, ancak TMK 6-2’den ceza verilebilir. Yani İstinafın kararı esas yönünden de usul yönünden de yanlıştır demiştir. Bununla yetinmemiştir yine bu şerh yazısında Anayasanın 83/2 maddesi yani dokunulmazlık maddelerine göre aslında bu karar istisnai hallerde değildir, dokunulmazlık çerçevesindedir, o nedenle yargılamanın yasama dokunulmazlığı kazanıldıktan sonra durdurulması gerekir demiştir. Açık bir şekilde yani Anayasa 14 çerçevesinde değildir demiştir. Bunu da dinlememiştir Yargıtay.

Bu karar usul ve esas yönünden sakattır AYM’den de dönecektir
Vekilimiz AYM’ye başvurmuştur bu karar hakkında. AYM kararı gelmeden vekilliğin düşürülmesi tartışmaları köpürtülmüştür. Enis Berberoğlu meselesindeki durum neyse Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndaki durum da aynıdır. Yani AYM kararı beklenmelidir, karar Yargıtay’daki şerh yazısında da çok açık bir şekilde belirtildiği gibi usulden ve esastan sakattır ve mutlaka bozulacaktır AYM tarafından da. Ama ona rağmen bu tartışma köpürtülüyor.

“Gergerlioğlu, insan hakları aktivistidir”
Bu bize Türkiye’de insan hakları ihlallerinin devam edeceğini, uluslararası alanda verilen sözlerin ve İnsan Hakları Eylem Planı’nın ciddi olmadığını gösteriyor. Bakın Ömer Faruk Gergerlioğlu vekilimiz nasıl bir çalışma yapmıştır Meclis’te. Seçildiği 2018 Haziran’ından bugüne kadar 2900’un üzerinde soru önergesi, 26 kanun teklifi, 405 araştırma önergesi, 110 basın toplantısı yapmıştır, 120 genel kurul konuşması yapmıştır. Bu çalışmaların esas konu başlığı nedir; çıplak arama, cezaevlerinde işkence, cezaevlerinde çocuklar, yoksulluk, KHK hukuksuz ihraçları, hukuksuz yargılamalar, Uygur Türkleri, hasta tutuklular, askeri okul öğrencileri, kadın cinayetleri, faili meçhuller, anadili hakkı. Bunların tamamı insan hakları alanını ilgilendiren konulardır. Kendisi de geçmişten beri insan hakları aktivistidir. Mazlum-Der’den de hatırlayacağınız bir arkadaşımızdır. Dolayısıyla insan hakları alanında bu kadar ciddi çalışma yapmış bir vekilin, vekilliğinin düşürülmesi demek iktidarın insan hakları ihlallerinin üstünü örtmeye çalışmasından başka bir anlama gelmiyor.(Sendika.org)

Yorumlar (0)