Erdoğan: Etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başkası var mıdır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 33. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu.

SİYASET 04.01.2017, 13:41 04.01.2017, 13:41
Erdoğan: Etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başkası var mıdır

Birgün’de yer alan habere göre, Erdoğan, Barbaros Şansal'a düzenlenen saldırı hakkında isim vermeden "Türkiye bir hukuk devletidir. Hesap sormayı yaptırıma dönüştürecek tek merci hukuktur. Kimse bunu sokakta kendi başına yapma hakkına sahip değildir" dedi.

 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

 

"Terör bir kez daha hedef aldı. Bu saldırıların amacı bizi birbirimize düşürmektir. Türkiye terör örgütleri üzerinden adete ateşle imtihana tabi tutuluyor. Bu saldırılarla başa çıkacak güce sahibiz.



"Zafere ulaşacak gücümüz her zaman vardır"



Biz sadece Balkanlardan çekilirken en az 2 milyonun üzerinde kayıp vermiş bir ülkeyiz. Mübadeleler ve diğer nüfus hareketlerinin ardından ilk nüfus sayımını yaptığımız 1920'de yaklaşık 13,5 milyon nüfusumuz olduğunu görüyoruz. Böylesine acı çekmiş bir millete yapılmış bu saldırılar karşısında teslimiyet asla olmaz. Mücadeleye yeniden başlayacak ve zafere ulaşacak gücümüz her zaman vardır.

Ne demiş Köroğlu: Mert dayanır, namert kaçar. Bizim milletimiz her zaman mert olmuştur.



"Kaybedersek Sevr tezgahı önümüze getirilecek"



Bugün Türkiye yeni bir İstiklal Mücadelesi içindedir. Bu mücadeleyi kazanırsak 2023 hedeflerimize de ulaşacağız. Kaybedersek, 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgahı yeniden önümüze getirilecek. Tüm vatandaşların bu bilinçle meseleye yaklaşması, üslubunu ona göre belirlemesi gerekiyor. 'Türkiye teröre teslim oldu' demek, teröristle aynı safta yer almaktır. Bu sözü ifade eden kişi siyaset yapmıyor, sadece kendi ülkesinin karşısında oluşturulan şer ittifakının değirmenine de su taşımış oluyor.



"Gerçekler ortaya çıkıyor"
 


Türkiye'de etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başka birisi daha var mıdır? Tüm siyasi hayatım bu mücadeleyle geçmiştir. Ülkemizde yıllarca Kürt sorunu kavramını istismar edenlerin dertlerinin Kürt kardeşlerim olmadığı çukur eylemleriyle ortaya çıkmıştır. Dürüst davranmadılar, hep yalan söylediler. Ama şimdi gerçekler ortaya çıkıyor."

 

"Ne fark var?"



DEAŞ'ın Gaziantep'te yaptğı canlı bomba saldırısı ile, her yönüyle profesyonel bir eylem olduğu görülen Ortaköy saldırısı arasında ne fark var? Ortaköy saldırısı ile ilgili bu kadar yazanlar, söyleyenler Gaziantep ile ilgili ne yazdılar, ne söylediler? O da büyük bir vahşet değil miydi? Orada niye sustunuz? İşte bizim farklılığımız burası. Gaziantep'teki olay da canımızı yakar, Ortaköy'deki olay da canımızı yakar. Çünkü biz sorumluluğumuzun dört dörtlük farkındayız. Bunların hepsi de terör eylemidir.



"Amaç kutuplaştırmak"



Saldırgan o gece orada değil de, ertesi gün bir pazar yerinde aynı eylemi yapsa, aynı sayıda insanı katletse yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amacın Ortaköy'de ölenlerin yasını tutmak değil, değerler üzerinden bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırma olduğu çok açıktır.
 


Ben daha yakın zamanda, 6-8 Ekim olayları sırasında sadece sakalından, kıyafetinden dolayı sokaklarda dövülen hatta öldürülen insanlardan örnekler verebilirim. 79 milyon vatandaşımızın tamamının Cumhurbaşkanı olarak herkesin hakkını, özgürlük alanını korumak benim görevimdir.



Bu arkadaşınız İstanbul'da 4,5 yıl Belediye Başkanlığı yaptı, 11 yıl kesintisiz olarak Başbakanlık yaptım. 2,5 yıl da Cumhurbaşkanlığı görevini yürütüyorum. Görev verdiniz ben de görevimi yapıyorum. Buradan sormak istiyorum: Yaptığım her işin, attığım her adımın, ağzımdan çıkan her sözün kamuoyunun önünde cereyan ettiği bu uzun süre içinde hayat tarzından dolayı baskı gören bir kişi var mıdır? Bütün bunlar ortadayken, bakıyorsunuz birileri sosyal medyayı kullanıyor, birileri köşelerinden... Hala utanmadan sıkılmadan bunları yazabiliyor. Herkes gibi ben de tasvip etmediğim görüşleri eleştirmişimdir ama asla temsil ettiğim kamu gücünü kullanarak kimsenin hayat tarzına müdahale sayılabilecek bir yola başvurmadım.

 

"Gün döviz alma günü değil; döviz satma günüdür"

 

 

İçinden geçtiğimiz günler, 'döviz alınacak' değil 'döviz satılacak' günlerdir, bunu özellikle söylemek istiyorum. Hiçbir kriz sürdürülebilir değildir. Ülkemize yönelik saldırılar da aynı şekilde ilanihaye devam edecek değildir.

Dayanma gücümüzü bir süredir sınadılar, sınıyorlar. Birlik ve beraberliğimizin kolay kolay bozulamayacağını gördüler. Ben milletimle iftihar ediyorum.

 

Yorumlar (0)