Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, konuşmasında hububat alım fiyatları, çiftçilerin yaşadığı ekonomik zorluklar ve tarımsal üretimdeki düşüşe ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Fiyatlar çiftçinin beklentilerini karşılamıyor
TMO’nun buğday için alım fiyatını ton başına 13 bin 500 TL olarak açıkladığını anımsatan Gürer “Geçen yıl bu rakam 9 bin 250 TL idi, ancak bu yıl çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışa rağmen orantılı bir fiyat açıklanmadı” dedi.
Makarnalık buğday için açıklanan fiyatın 13 bin 500 TL, arpa için ise 11 bin TL olduğunu kaydeden Gürer, “Bu fiyatlar, ülkemizin ekonomik koşulları, girdi maliyetlerindeki artışlar ve iklim değişikliğinin etkileri düşünüldüğünde çiftçinin beklentisini karşılamaktan uzaktır” ifadelerini kullandı.
Maliyetler çiftçiyi zorluyor
Kuru tarım için yapılan hesaplamalarda masraf unsurlarının kilogram başına 18,80 TL olarak belirlendiğini kaydeden Gürer, “Kuru tarım için yapılan hesaplamalarda masraf unsurları kilogram başına 18,80 TL olarak belirlenmiştir. Ancak fiyat 13,50 TL olarak açıklanmıştır. Bu durum, çiftçilerin beklentisini karşılamamaktadır. Sulu tarım için ise buğdayın maliyeti kilogram başına 17,25 TL olarak hesaplanmıştır. Bu maliyet tablosu çiftçilerle yapılan görüşmelere dayanılarak hazırlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Gürer, buğday üretiminde tarla kirası, tohum bedeli, gübre masrafları gibi unsurların hesaplanarak yapılan analizlere işaret ederek “225 kilogram dekara verim alındığında maliyet kilogram başına 18,80 TL’ye ulaşıyor. Bu tablo, çiftçiye açıkça ‘bu işi yapma’ demektir” dedi.
Üretim düşüyor, ithalata bağımlılık artıyor
2023’te buğday üretiminin 22 milyon ton olduğunu, ancak bu yıl bu rakamın 19,6 milyon tona kadar düşmesinin beklendiğini kaydeden Gürer, “Üretimdeki bu düşüş, Türkiye’nin ithalata bağımlılığını artırıyor. Çiftçi buğday ekiminden uzaklaşıyor ve açıklanan alım fiyatları bu süreci hızlandırıyor” dedi.
Türkiye’nin 10 milyon ton buğday ithal eden bir ülke durumuna geldiğini kaydeden Gürer, “İthal edilen buğdayın bir kısmı işleme rejimi kapsamında un ve makarna olarak değerlendirilip ihraç edilse de, yurt içi pazarına giren ithal buğday yerli üreticiyi zor durumda bırakıyor. Üreticiye yeterli destek verilmemesi, ithalat bağımlılığını artırarak tarımı tehdit ediyor” dedi.
Afetler çiftçiyi daha da zor duruma sokuyor
İklim değişikliği kaynaklı dolu, don ve sel gibi doğal afetlerin çiftçiler üzerindeki etkilerine işaret eden Gürer, “Ülkemizin ekonomik koşulları ve bu tür afetlerin olumsuz etkileri çiftçimizi ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakıyor. Ancak iktidar, maliyetleri düşürmek yerine çiftçiden alacağı ürünün fiyatını düşük tutarak çiftçiyi mağdur ediyor” diye konuştu.
Tarımda acil çözüm gerekiyor
Gürer, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Buğday üretimi stratejik bir öneme sahiptir. Çiftçimizin ayakta kalabilmesi için maliyetleri karşılayan fiyat politikaları belirlenmeli, girdi maliyetleri düşürülmeli ve çiftçiye yeterli destek sağlanmalıdır. Aksi takdirde, tarımsal üretimdeki daralma Türkiye’nin geleceğini riske atar.”