Gazete Kritik Sağlık Halkın Sağlığı Değil Rant Öncelendi: Gergerlioğlu Sağlık Tasarısını Sert Dille Eleştirdi

Halkın Sağlığı Değil Rant Öncelendi: Gergerlioğlu Sağlık Tasarısını Sert Dille Eleştirdi

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM Genel Kurulu'nda “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin” görüşüldüğü oturumda partisi adına yaptığı konuşmada, Sağlık Bakanlığı'nın gündemdeki sağlık yasa tasarısını sert bir dille eleştirdi.

 

Sağlık sisteminde "rant anlayışının" hâkim olduğunu ve tasarının mevcut sorunları çözmek yerine daha da derinleştireceğini söyleyen Gergerlioğlu, birinci basamak sağlık hizmetlerinden şehir hastanelerine, tekniker kadrolarından kişisel veri güvenliğine kadar birçok başlıkta önemli konuları dile getirdi. Gergerlioğlu, yıllardır sağlıkta hizmet anlayışı yerine rant anlayışının yerleştiğini ve bunun gözle görülür hale geldiğini belirtti. Özellikle Aile Sağlığı Merkezleri'nin (ASM) bir koruyucu sağlık hizmeti sunmaktan ziyade bir karmaşaya dönüştüğünü ve hekimlerin bu durumdan şikâyetçi olduğunu vurguladı.

 

Şehir Hastaneleri kamu hizmeti yerine kar amaçlı faaliyet yürütüyor!

Şehir hastanelerinin durumunu eleştiren Gergerlioğlu, bu yapıların kâr odaklı olduğunu ve hizmet üretmeyen, aksine ranta hizmet eden bir anlayışla faaliyet gösterdiğini söyledi. Binlerce hastaya bakılmasına rağmen kışkırtılmış sağlık talebi oluştuğunu ve toplamda sağlık hizmetlerinde bir iyileşme görülemediğini ifade etti. Gergerlioğlu, kamu hastanelerinin özel şirketler tarafından adeta ele geçirildiğini ve özel şirketler gibi yönetildiğini vurguladı.

 

Kürt illerinde hastalar tedavi için başka şehirlere gidiyor!

Türkiye'nin her yerinden randevu sorunlarına ilişkin şikâyetlerin geldiğini belirten Gergerlioğlu, acil servislerde de önemli sıkıntıların devam ettiğini dile getirdi. Özellikle Kürt illerindeki hastaların başka şehirlere gitmek zorunda kalmasının ciddi bir sorun teşkil ettiğini vurgulayan Gergerlioğlu,  Hekimlerin yurt dışına göç taleplerinin devam ettiğine dikkat çekerek, bu sorunlara yönelik verilen soru önergelerine Sağlık Bakanlığı'ndan gelen cevapların ise ciddiyetsiz ve kopyala-yapıştır niteliğinde olduğunu ifade etti.

Tasarıdaki maddelere yönelik eleştiriler!

Gergerlioğlu, Yasa tasarısındaki bazı maddelere ilişkin eleştirilerde bulundu;

 * Madde 2’de İki hekime indirmenin getirildiğini belirten Gergerlioğlu, bu düzenlemenin, kadro verilmeyen hastane sistemindeki geçici ve palyatif bir çözüm çabası olduğunu söyledi.

 * Madde 4’de bazı teknisyenliklerin, teknikerliklerin kaldırıldığını ve Madde 6’da ebe yardımcılığı ve hemşire yardımcılığının kaldırılıp sağlık bakım teknisyenliğinin getirildiğini söyleyen Gergerlioğlu, sistemin zaten yürümeyen bir hal aldığını belirtti. Binlerce teknikerin kendisine başvurduğunu anlatan Gergerlioğlu, fizik tedavi, cerrahi ameliyathane, ağız ve diş sağlığı, diyaliz, eczane, radyoloji, anestezi, tıbbi laboratuvar, çevre sağlığı, ilk ve acil yardım, ortopedik protez ve ortez, odyometri, elektronörofizyoloji, adli tıp, patoloji laboratuvar, dil ve konuşma terapisti, tıbbi görüntüleme, iş ve uğraşı terapisi, diş protez teknikerleri’nin işsiz kaldığını ve iktidarın bu duruma palyatif çözümlerle yaklaştığını söyledi.

 * Madde 5’de sözleşmeli Aile Hekimlerinin sahada çalışma ihtisas süresinin beş yıldan dört yıla düşürüldüğünü söyleyen Gergerlioğlu, şu anda dördüncü yılında olan aile hekimlerinin bu düzenlemeden faydalanamayacağını ve hak kaybı yaşayacaklarını, ayrıca ihtisası devam eden hekimlere yönelik bir hak verilmediğini vurguladı.

 * Madde 12’de Gergerlioğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nın (TÜSEB) denetimsiz olduğunu ve Meclis denetiminden bile uzak, keyfi kararlar alan bir yapı haline geldiğini iddia etti. Kamu hastanelerinin TÜSEB'e mecbur bırakılmasının doğru olmadığını vurgulayan Gergerlioğlu, buradan istismar kokusunun yükseldiğini belirtti.  

 * Madde 14’de parklara aile sağlık merkezleri ve tıbbi merkezler açılmasına ilişkin maddenin vahim olduğunu ve tamamen istismara açık olduğunu belirten Gergerlioğlu,  doğru dürüst ASM yeri oluşturamayan Bakanlığın parklara ve yeşil alanlara el atmasını eleştirdi.  Gergerlioğlu, insanların parklarda yürüyüş alanlarının ellerinden alınacağını anlatarak iktidarın obeziteyle mücadele söylemiyle çeliştiğini söyledi.

 

Sağlık, İçişleri ve Adalet Bakanlığı üçlü protokol yapmalı!

 

Gergerlioğlu, cezaevlerindeki sağlık sorunlarının çözüme kavuşturulmadığını, ağız içi aramaların ve hastanelerde kelepçeli muayenelerin devam ettiğini dile getirdi. Adli Tıp Kurumu yerine eğitim ve araştırma hastanelerinin de rapor vermesiyle ilgili yasa tekliflerinin kabul edilmediğini hatırlatan Gergerlioğlu, sebebinin ise Adli Tıp'ın iktidarın denetiminden çıkarılmamak istenmesi olduğunu söyledi. Hasta mahpusların 15-16 saat ring araçlarında tabutluk olarak adlandırılan yerlerde taşınmasını ve çocuklu annelerin kelepçeli olarak sevk edilmesini insanlık dışı olarak nitelendiren Gergerlioğlu,  bu konuda Sağlık, İçişleri ve Adalet Bakanlığı tarafından üçlü protokol yapılması gerektiğini defalarca dile getirmelerine rağmen sonuç alınamadığını söyledi. 

 

Dünyada böyle bir şey görülmedi; yönetende denetleyende Sağlık Bakanlığı!

Gergerlioğlu, tasarının 18. maddesinde yer alan Kişisel Verileri Koruma Kanunu ile ilgili düzenlemeleri de eleştirdi. Özellikle Bakan Yardımcısı Şuayıp Birinci’nin kendisini dinlemesini isteyen Gergerlioğlu, Sağlık Bakanlığı'nın hem yönetici hem de denetleyici konumunda olmasının çıkar çatışması yaratacağını ve dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulamanın görülmediğini söyledi. Gergerlioğlu, Verilerin hangi kriterlere göre ölçüleceği, denetleneceği, kimin elinde saklanacağı ve afet durumlarında ne olacağına dair belirsizliklere dikkat çekti. Bir sistemin arızalanması durumunda tüm sistemin çalışmasını durduracak bir sistem olan “Single point of failure” kavramının oluşacağını söyleyen Gergerlioğlu, teknik olarak konuyu araştırdığını, çok sıkıntılı ve iktidar güdümünde bir madde çıktığını vurguladı. 

2024 Eylül'de tüm sağlık verilerinin çalındığını ve Dark web'e sızdırılıp satıldığını hatırlatan Gergerlioğlu, Bakanlığın bu durumu inkâr etse de gerçeğin bu olduğunu söyledi. Özel ve kamu arasında bir ayrımın yapıldığını ve cezalarında farklılaştığını söyleyen Gergerlioğlu, Sağlık Bakanlığının hem denetlemeyi hem de yönetimi eline aldığını belirtti. Dünya genelinde bu tür denetlemelerin bağımsız kuruluşlarca yapıldığını vurgulayan Gergerlioğlu, Türkiye'de ise tehditlere karşı sürekli önlemlerin, kapsamlı risk yönetim döngüsünün, ISO 27001 uyumluluğunun, etkili şifrelemenin ve National Institute of Standards and Technology siber güvenlik çerçevesine uyumun olmadığını ifade etti.  Gergerlioğlu, tüm bu eksikliklerin büyük bir veri felaketine yol açacağını söyledi.

Konuşmasının sonunda, dile getirdiği tüm bu nedenlerden dolayı yasa teklifine karşı olduklarını vurgulayan Gergerlioğlu, daha birçok eleştirel maddenin olduğunu ancak zaman kısıtı nedeniyle hepsine değinemediğini belirtti.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *