Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Genel Kurul'da kadına yönelik şiddet suçlarıyla ilgili bir kanun teklifi sundu. Bu öneri, arabuluculuk ve uzlaştırma gibi uyuşmazlık çözüm yollarının kullanılmasının engellenmesini hedefliyor. CHP Grubu adına konuşan Av. Kadıgil, Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ile ulusal mevzuatın gerekliliklerine uyulmadığını belirtti. Bu durumun günde en az üç kadının hayatını kaybetmesine neden olduğunu vurgulayan Kadıgil, Çakırözer'in teklifinin temel sebebi olan Ayşe Tuba Aslan’ın acı olayını hatırlattı. Aslan’ın olayında yaşanan ihmal ve eksiklikleri eleştirerek, kadınların güvenliğini sağlamak adına gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmediğini ifade etti. Kadıgil, devlet yetkililerinin ihmalleri nedeniyle hiç kimsenin yargılanmadığını, bunun da durumu daha da vahim hale getirdiğini dile getirdi.
Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Gerekliliği
Kadıgil, kadın cinayetlerinin önlenmesi adına yeni yasaların çıkartılmasının şart olduğunu belirtti. Ülkede yaşanan her kadın cinayeti ve şiddet olayının, toplumsal yapıdaki geleneksel algılar ve sistematik hatalardan kaynaklandığını ifade etti. Yasalardaki boşlukların ve uygulanmayan koruma tedbirlerinin, kadınları tehlikeye atan etkenler arasında yer aldığını savundu. Ayşe Tuba Aslan'ın davasında olduğu gibi, defalarca başvuru yapılmasına rağmen devletin yeterli korumayı sağlamaması, birçok kadının yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanıyor. Bu durumda, yetkililerin üzerine düşen vazifeleri yerine getirmediği açıktır. Kadıgil, hükümetin kadınları korumak için adım atması gerektiğini ve kadın cinayetlerinin asla hafife alınmaması gerektiğini vurguladı.
Cins Kırımının Tanımı ve Etkileri
Kadıgil, kendilerine yüklenen toplumsal roller nedeniyle kadınların yaşam haklarının hiçe sayıldığını ve bu durumun 'cins kırım' olduğunu söyledi. Kadın cinayetlerinin sistematik hale geldiğini belirtirken, bu tür ölümlerin yalnızca fiziksel bir son olmadığını düşündüğünü belirtti. Kadınların yaşamının devlet ve toplum tarafından korunmadığı sürece, mağduriyetlerin artarak devam edeceğine dikkat çekti. Cins kırımının, toplumda süre gelen geleneksel ve ataerkil yapının bir yansıması olduğunu ifade ederken, bununla mücadele etmenin önemine vurgu yaptı. Aynı zamanda sosyal farkındalığın artırılması gerekliliği üzerinde durarak, bu sorunla yüzleşmek için birlikte hareket edilmesinin önemini dile getirdi.
Meclis Üzerine Düşen Görevler
Kadıgil, pek çok sanatçı ve aktivistin Meclis'i harekete geçmeleri yönünde çağrıda bulunduğunu belirtti. Kadınların her gün yaşam mücadelesi verirken, kamuoyunun bu durumu göz ardı etmemesi gerektiğini ifade etti. Muhalefet partilerinin önerilerine kulak verilmediğini belirten Kadıgil, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Kadınların hayatlarını kaybetmemesi için yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini ve bunun için acilen harekete geçilmesi gereken bir durum olduğunu bildirdi. Eğer gerekli adımlar atılmazsa, yeni bir trajedinin yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Burada her bir milletvekiline büyük sorumluluk düştüğünü hatırlatarak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda atılacak tüm adımların desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kanun Teklifinin Reddedilmesi
Önerilen kanun teklifi, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için önemli bir adım olarak görülüyordu. Ancak, CHP'li vekilin çağrısı AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi. Kadıgil, bu durumun endişe verici olduğunu belirtti. Mevcut yasaların gereği gibi uygulanmadığı ve toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı sürece kadınların yaşamları tehdit altında olmaya devam edecektir. Reddedilen teklifin, kadınların haklarını korumak adına bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın kaçırıldığını gözler önüne serdi. Toplumun farklı kesimlerinden gelen tepkilerin, bu meselede daha fazla ses getirmesi gerektiğine inanan Kadıgil, çözüm üretmenin bir an önce gerekliliğini vurguladı.
