13.04.2022, 15:12

KAHVE - KAHVE…

Benim çocukluğumda tek bir granül kahve markası vardı. Onu da yurtdışına gidenler getirirdi. Veya gidene sipariş verilirdi. Daha sonraları Türkiye’ye getirildi bu kahve markası. Türk kahvesinden sonra en sevilen kahveydi. Yıllar içinde çeşitleri de oldu. 
Yaşım kemale erince, ya duble Türk kahvesi, ya da hazır kahve sever oldum.

Sabahları gözümü açar açmaz, illa su katılınca eriyen kahveyi içtim. Zamanla süt ilave ettim. Bu böyle uzun yıllar sürdü. Derken dostlarım bir iki yıl önce, filtre kahve diye ısrar eder oldular. Eh alışkanlıklardan kurtulmak kolay değil. Taze taze çekip getirdiler. Deniyorum olmuyor, yavan geliyor.

Bu sene yaz sonu, sevgilicimle bir kahve içmeye gittik. O anda bende yeşil bir ışık yandı. Ve güle güle granül, hoş geldin filtre kahve dedim.

Yepyeni bir makine, çekirdek öğütücü aldık. Şimdilerde başka bir şey ağzıma sürmüyorum. Ve dostlarımın neden ısrar ettiğini çok iyi anlıyorum. Kesinlikle çok daha sofistike. Bu nedenle fiyat skalası çok değişken. Tadı ve kokusu muazzam. Çok sayıda filtre kahve demleme ekipmanı ve metodu bulunmaktadır. Hem diğerine göre sağlıklı.  Zayıflamaya yardımcı, enerji veriyor,  zihin açıyor gibi gibi yararları bulunuyor. 

Ama Türk kahvesi vazgeçilmezim. Mmm şu anda burnuma mis gibi, kahve kokusu geldi. 


••••••••••••••••••


EV FİYATLARI ÇILDIRDI… 


Çıldırdı ev fiyatları çıldırdı. Kiralık veya satılık hiç fark etmez. En sevdiğim şeylerden biri, boş vakitlerimde satılık bahçe içinde ev ilanlarına bakmak. İstanbul çevresi ya da Ege civarında ki evlere ara ara göz atıyorum. On gün içinde bir evin fiyatı iki katına çıkar mı, evet çıktı. Bizzat şahit oldum. Sadece satılıklar değil, kiralıklar da öyle… Bir artı bir evler dehşet rakamlara kiralanıyor. Bunun bir yerde durması gerekiyor. İş sadece kiralama ile bitmiyor. Evin masraflarını da ilave edince nutkunuz tutuluyor.  

Bence Ege bölgesi de yaşamak için, ufak ufak hayal olmaktan çıkıyor. Belki de çoktan çıktı. Çünkü oralar miadını doldurdu, hatta taşıyor. Maalesef en kötü özelliğimiz, güzel olan bir şeyi mahvetmek. Bu nereye kadar gidecek bilemiyorum, şehirler yaşamaktan çıktı. Nefes alınmıyor. Ege diyorsun, zeytin ağaçları yakılıp yıkılıyor. Evler deseniz, mimari olarak Ege ile alakası yok. Birde üzerine abuk sabuk rakamlar isteniyor. Kısacası, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete. 


•••••••••••••••••••


Sevgili evren önümüzdeki haftaya kadar,   günlerimiz sağlıkla, bereketle, mucizelerle dolu dolu, hoş sürprizlerin bizi bulacağı, bol bol gülüp eğlenerek geçsin. Ve öyle de oldu.

Haftaya Çarşamba gününe kadar hoş kalın, hoşça kalın.


elvankaracay@gmail.com

Yorumlar (0)