Veysel Güney'in anıt mezarının başında ki konuşma 'Dev-Yol' propagandası sayıldı

Ethem Dinçer 1981 yılında idam edilen ve cenazesi ailesine verilmeyen Veysel Güney için yaptırılan sembolik anıt mezarın açılışında yaptığı konuşma nedeniyle hakim karşısına çıktı.

GÜNDEM 06.12.2016, 16:09 06.12.2016, 16:09
 Veysel Güney'in anıt mezarının başında ki konuşma 'Dev-Yol' propagandası sayıldı

Birgün'den Gökay Başcan'nın haberine göre, Dev-Yol propagandası yapmakla suçlanan Dinçer mahkemede yaptığı savunmada Veysel Güney’in resmen idam edildiği halde faili meçhul olarak gömülen tek kişi olduğuna işaret etti. “Bana kalırsa soruşturulması gereken şey Güney’e ‘anıt mezar’ yapılması değil, devlete zimmetlenmiş ve resmen idam edilmiş bir kişinin mezarının nasıl kaybedildiğidir” diyen Dinçer, o dönemde yaşanan hukuksuzları gösteren belgeleri mahkemeye delil olarak sundu. Dinçer ‘Sizin Veysel’ adlı Veysel Güney hakkında kitap yazmıştı.

 

 

 

Savcılık soruşturması 3 yıl sonra geldi

 

Devrimci Yol (Dev-Yol ) üyesi Veysel Güney, 12 Eylül askeri darbesinden kısa süre sonra bir çatışma sonrasında gözaltına alındı, 183 gün süren mahkeme sonucunda 10 Haziran 1981’de Gaziantep’te idam edildi. Güney’in cenazesi ailesine verilmedi. Arkadaşları, Güney’in vasiyeti üzerine doğup büyüdüğü Malatya’nın Hekimhan ilçesine 2013’tesembolik bir anıt mezar yaptırdı. Savcılık, 3 yıl sonra o mezar açılışına katılan ve konuşma yapanlar hakkında terör örgütü propagandası yapmak iddiasıyla soruşturma açtı.

 

‘Resmen idam edilen tek faili meçhul’

 

Veysel Güney’in mezarının bulunması için uzun süre mücadele eden, elde ettiği binlerce sayfalık belgeyi ‘Sizin Veysel’ adlı kitapta toplayan Ethem Dinçer de hakkında dava açılanlar arasında yer aldı. Dinçer, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi.

 

Mahkemedeki savunmasında “12 Eylül 1980 darbesinden sonra yargılanarak idam edilen ve cenazesi aradan geçen 35 yıllık süreye rağmen ailesine teslim edilmeyen Veysel Güney’in anıt mezarında bulunmaktan dolaya ‘terör örgütü propagandası’ yaptığım iddiasıyla karşınızda bulunuyorum” diyen Dinçer, Veysel Güney’in Gaziantep’te idam edildiğini ancak cenazesinin nerede olduğunu bilen tek kişinin, o dönemde yüzbaşı olan emekli albay Burhan Erdem olduğunu vurguladı.

 

Dinçer, “Veysel Güney 1980 darbesinden sonra ‘resmen’ idam edilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyen tek kişidir. Yine idam edilmesine rağmen ‘faili meçhul’ kaydıyla gömülen tek kişi Veysel Güney’dir. Güney’e göre çok daha sembolik sayılabilecek isimler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın cenazeleri bile idamlarından sonra ailelerine teslim edilmiştir. Doğrusu da budur. Cenazenin teslim edilmemesi aileyi ikinci kez cezalandırmak anlamına gelir” dedi.

 

‘Mahkemeye göre Veysel Dev-Yol üyesi değildi, biz Dev-Yol propagandasından yargılanıyoruz’

 

Dinçer, idamın 25. yılında, bilgi edinme yasası kapsamında Veysel Güney’le ilgili çok sayıda belgeye ulaştıklarını, Veysel Güney’in idamdan birkaç saat önce yazdığı son mektubunda bile Teğmen Şahin Akkaya’yı öldürmediğini anlattığını kaydetti.

 

Dinçer, “Ulaşabildiğimiz yargılama belgeleri ve yaptığımız araştırmalar dosyanın hızla kapatılması ve yeniden gündeme gelmemesi için Veysel Güney’in cenazesini kaybetmenin gerekçelerini ortaya koymuştur” dedi.

 

Mahkeme kayıtlarından Veysel Güney’in adil yargılanmadığının açıkça görüldüğünü kaydeden Dinçer, “Duruşma uzamasın diye Veysel Güney, ‘Devrimci Yol’ üyesi olmaktan beraat etmiştir. Şimdi ‘propagandasını’ yaparak suç işlediğimiz iddia edilen örgüte mahkeme kararına bakarsanız Veysel Güney üye bile değildir” ifadelerini kullandı.

 

‘Arkadaşları ve yoldaşları vasiyeti yerine getirdi’

 

Veysel Güney’in son mektubunda, ‘mezarının yol kenarına kazılmasını, üstüne yumruklu yıldız yapılmasını’ vasiyet ettiğini kaydeden Dinçer, “İdam mahkumlarının ‘son isteklerini’ yerine getirmek devlet görevlileri için bile bir gereklilik sayılırken, yoldaşları, arkadaşları ve ailesinin bu talebi yerine getirmesinin hangi gerekçeyle suç sayıldığını anlamak güçtür. Ben burada yaptığım konuşmada ‘insanları da cenazeleri de kaybetmenin insanlık suçu olduğunu’ vurguladım. Resmi belgelere göre Veysel Güney’in cenazesini kaybeden kişinin ‘Burhan Erdem’ olduğunu vurguladım. Yasalar önünde hesap vermesini ve mezarın yerini bir an önce açıklaması gerektiğini söyledim. Bana kalırsa soruşturulması gereken şey Güney’e ‘anıt mezar’ yapılması değil, devlete zimmetlenmiş ve resmen idam edilmiş bir kişinin mezarının nasıl kaybedildiğidir. Bu vesileyle Güney’in cenazesini kaybeden Burhan Erdem hakkında mahkemenizde bir kez daha suç duyurusu yapıyorum. Erdem bulunup yargılanmalı ve Güney’in cenazesini nereye gömdürdüğünü açıklamalıdır” dedi.

 

‘Dev-Yol 1984’ten beri fiilen yoktur’

 

Dinçer savunmasında ayrıca ‘Devrimci Yol’ örgütünün propagandasını yapmakla suçlandıklarını vurgulayarak, “Devrimci Yol 30 yılı aşan bir süreden beri ‘fiilen’ ortada yoktur. Olmayan bir örgütün propagandasını da yapmak mümkün değildir. Kişisel olarak daha önce de bağlantımın olmadığı Devrimci Yol tarihsel süreçte yerini almış ve bildiğim kadarıyla eylemlerine 1984’te son vermiştir. Bu nedenle böyle bir propaganda yapabilmem mümkün değildir” dedi.

 

Ethem Dinçer, mahkemeye Veysel Güney’in idamı ve cenazesinin kaybolmasıyla ilgili çok sayıda belgenin yanı sıra ‘Sizin Veysel’ adlı kitabını da delil olarak sundu.

Yorumlar (0)