HDP'li Önder: Davutoğlu bana, 'Rojava kırmızı çizgimiz değil' dedi

HDP’li Önder, çözüm süreci döneminde Davutoğlu’nun kendisine “Rojava kırmızı çizgimiz değil” dediğini söyledi, “Gerçek onun anlattığı gibi değil derlerse hemen özür dileyeceğim” diye konuştu

GÜNDEM 12.12.2016, 11:00 12.12.2016, 11:00
HDP'li Önder: Davutoğlu bana, 'Rojava kırmızı çizgimiz değil' dedi

Birgün de yer alan habere göre, Bir dönem İmralı Adası’nda PKK lideri Abdullah Öcalan’la çözüm süreci kapsamında görüşmeler gerçekleştiren HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun kendisine, “Sırrı Bey, lütfen mesajımızı iletin. Rojava bizim kırmızı çizgimiz değil” dediğini söyledi.



Önder, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, çözüm sürecine dair bazı detayları paylaştı. Davutoğlu’nun kendisine söylediğini öne sürdüğü sözler için, “Herhangi bir bakan, grup başkanvekili ya da Davutoğlu, 'gerçek onun anlattığı gibi değil' desin, hemen özür dileyeceğim” diyen Önder’in açıklamaları özetle şöyle:



Dolmabahçe deklarasyonu


(Elinde Dolmabahçe deklarasyonu açıklanırken çekilmiş fotoğrafı tutarak) Şu gördüğünüz Dolmabahçe deklarasyonunun fotoğrafı. Şu anda tutsak alınan Sayın Baluken en başta oturuyor. Sizin iki bakanınız ve grup başkanvekiliniz ile birlikte tarihi deklarasyonu imzalamışız. Silahsızlanma kongresine çağrı yapacağız. Devlet ve hükümet heyeti Sayın Öcalan’a ısrarla ricacı oldular; ‘Bu deklarasyondan önce silahsızlanma kongresi için çağrı verin’ diye.



Sayın Cumhurbaşkanı’nın ilk verdiği demeç de olumlayıcıydı; ‘Daha fazlasını bekliyorduk, arkadaşlarımız çalışıyorlar’ mealinde konuştu. Sayın Öcalan da deklarasyonu okuduktan sonra “İzleme kurulu gelsin, İmralı’da kurulan üst katta, oluşturulan konferans sistemiyle, orada kurulan masada, heyetin huzurunda silahsızlanma kongresi için tarih açıklayacağım” dedi. Tarih konusunda da mutabakat vardı, Newroz’a yetiştirilmeye çalışılıyordu.

 

‘Devlet sızdırdı’


İzleme heyetinin de büyük çoğunluğunu hükümet önermişti; Ahmet Taşgetiren’den Hilal Kaplan’a varan isimler vardı. ‘Bu konuşmalar kayıt altına alınsın’ denildiği için izleme heyeti tartışması durdu. İsimler medyaya düştü, hükümet bizi itham etti. Birlikte RTÜK’ten tespit ettik ki, isimler hükümete yakın bir yayın organından çıkmış. Hükümet bize ‘tamam bizden çıkmış’ dedi. ‘Hangi devlet’ sorusunun cevabı bu yüzden önemli. Barışı isteyen mi, barışı sabote etmeye çalışan mı?
Sayın Baluken’in de yer aldığı heyetimiz, devlet ve hükümetle 117 kez toplantı yaptık. Hepsi ortak bir dil yakalamak, kanın akmasının önüne geçmek içindi. 



‘Hemen özür dilerim’


Sayın Davutoğlu, İmralı Heyetiyle bir görüşmesinde bana ‘Başlangıçta Rojava, çözüm sürecinin gündeminde değildi. Ne oldu da Rojava’yı tartışmaya başladık ve ileri gidemiyoruz’ sorusunu yöneltti. Ben de ona ‘Rojava çözüm sürecinin kilidi değil, açılacak kapısı olma imkanını barındırıyor’ cevabını verdim. Ayrıca askeri bir güç olarak Ortadoğu’ya müdahil olmamızın kıymeti olmadığını, bizim Misak-ı Milli dediğimizin gevşetilmiş sınırlarla ‘halklar evine’ dönüşebileceğini ifade ettim. Bölge halklarının dikkatini çekecek tek yaklaşımımızın demokratik bir teklif olacağını söyledim. Davutoğlu da, ‘Sayın Önder, lütfen onlara söyleyin, devlet ve güvenlik bürokrasisi için Rojava kırmızı çizgimiz değildir’ dedi.



Herhangi bir bakan, grup başkanvekili ya da Davutoğlu, ‘gerçek onun anlattığı gibi değil’ desin, hemen özür dileyeceğim.

Yorumlar (0)