Basın meslek örgütleri, RTÜK tarafından uygulanan idari para cezaları ve Sözcü TV'nin 10 günlük yayın karartma cezasının ardından, kanalın Ankara bürosuna destek ziyaretinde bulundu. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Kıvanç El, "Sansüre ve baskıya karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz." dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu, bu karartmaların hukuken uygulanabilir olduğunu ancak halkın habere olan ihtiyacının asla engellenemeyeceğini vurguladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, basında tek tip gazeteciliğin kabul edilemeyeceğini belirtti. Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) Başkanı Duygu Güvenç de, dayanışma mesajı vererek "Hep birlikte işimizi her koşulda yapmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
RTÜK, "Para Politika" programında Murat Kubilay'ın kullandığı "Türkiye Müslüman bir ülke değildir" sözleri nedeniyle Sözcü TV'ye hem para cezası hem de 10 günlük yayın durdurma cezası verdi. Bu karar, RTÜK'ün oy çokluğuyla kabul edildi ve gece yarısında yürürlüğe girdi. TGS, DİSK Basın-İş, KESK Haber-SEN, Gazeteciler Cemiyeti, ÇGD ve DMD gibi sivil toplum kuruluşları, bu kararın ardından Sözcü'nün Ankara bürosuna destek olmak için bir araya geldi. Birçok gazeteci, bu kararın sadece bir kanala değil, tüm topluma zarar vermeye yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.
ÇGD Başkanı Kıvanç El, durumu "basın tarihinin en karanlık günlerinden biri" olarak nitelendirdi. El, RTÜK'ün verdği bu kararların kabul edilemez olduğunu ifade ederken, halkın haber alma hakkına yapılan saldırıyı güçlü bir şekilde dile getirdi. "Bu karar, sadece Sözcü'ye haksızlık değil, tüm topluma karşı haber alma hakkının engellenmesidir" dedi. El, destek ziyaretinin niyetinin bu sansürlere karşı birleşik bir ses oluşturmak olduğunu belirtti. Gazetecilik mesleğinin zorluğunu ve gazetecilerin bu baskılara karşı dayanışma içerisinde olmasının önemini vurguladı.
TGS Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu, sansür ve karartma kararlarının hukuken uygulanabilir olduğunu kabul ederken, "Ancak bu şartlar altında bile habere olan ihtiyaç asla azalmayacaktır." dedi. Tartanoğlu, bu zorluklar altında Sözcü TV'nin yanında duracaklarını ve kamuoyuna doğru bilgiyi ulaştırma çabalarından vazgeçmeyeceklerini açıkladı. Bu tür kararlara karşı seslerini yükseltmek için mücadele vermek gerektiğini belirtti.
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, RTÜK'ün uygulamalarını kınayarak, bu tür sansürlerin basın ve ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini ifade etti. Dedeoğlu, medya özgürlüğünün zorunlu olduğunu, bunun sadece Sözcü TV değil, tüm muhalif medyaya yönelik bir saldırı olduğunu dile getirdi. "Bu zor zamanlarda, birbirimize destek olmalı ve susmamalıyız." diyerek, gazetecilerin dayanışmasını ön plana çıkardı.
Yusuf Kanlı, düzenleyici kuruluşların cezalandırıcı otoriteler olarak değil, düzenleyici mekanizmalar olarak işlev görmesi gerektiğini belirtti. RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun iktidar tarafından birer cezalandırma aracı haline geldiğini savunarak, bu durumu kabul etmenin mümkün olmadığını ifade etti. Medyanın özgürce yayın yapabilmesi için bu baskıların sona ermesi gerektiğinin altını çizdi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Mehmet Kaya, Sözcü TV'nin engellenmesinin anayasaya dayanan özgürlükleri tehdit ettiğini savundu. Kaya, "Haber alma özgürlüğü kısıtlanamaz. Anayasanın koruduğu bu hakların engellenmesi kabul edilemez." şeklinde konuştu. Medyadaki bu tür sansür uygulamalarının, demokratik bir toplumda asla yeri olmaması gerektiği vurgusunu yaptı.
Diplomasi Muhabirleri Derneği Başkanı Duygu Güvenç, Türkiye’de hukukun ve medya özgürlüğünün ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu, fakat yılmayacaklarını ifade etti. "Her karanlık dönemin sonunda bir aydınlık vardır." diyerek, gazetecilerin eşit ve özgür bir ortamda çalışmaları adına mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı. İnsanların haber alma hakları için var olduklarını, bu konudaki kararlılıklarının süreceğini belirtti.
HABER-SEN 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Polat, mevcut süreçleri hatırlatarak, basın özgürlüğü mücadelesinin devam edeceğini açıkladı. "Bütün bu faşizan uygulamalar elbet bir gün sona erecek." diyerek, umudunu paylaştı. Medyadaki bu zor zamanların geçeceğine olan inancını güçlü bir şekilde ifade etti. "Halkın gerçek bilgiye ulaşma hakkı engellenemez." diyerek, birlikte mücadele etmenin önemini bir kez daha vurguladı.
