Gazete Kritik Gündem Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de barış çağrısıyla yeni bir terörle mücadele süreci başlattı!

Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de barış çağrısıyla yeni bir terörle mücadele süreci başlattı!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim 2024'te barış çağrısı yaparak terörle mücadelede yeni bir süreç başlattı. PKK'nın silah bırakma kararı ve siyasi diyaloglar, Türkiye'nin barış sürecinde önemli gelişmelere işaret ediyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’teki yeni yasama yılı açılışında terörle mücadele konusunda başlattığı süreç, pek çok anlamda dikkat çekti. Bu gelişmelerin ardından, 22 Ekim 2024 tarihinde TBMM Grubu’nda yaptığı çağrı ile birlikte, PKK üyesi bir grup, Süleymaniye’nin Dukan ilçesi yakınlarında silahlarını bırakarak imha etti. Olayların ardında yatan detaylar, siyasi diyaloglar ve bu süreçteki önemli mesajlar, Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir döneme işaret ediyor.

Bahçeli'nin Çağrısı ve İlk Adımlar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim 2024’teki TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı açıklamalarla barış çağrısı yaptı. Bu önemli törende, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile tokalaşarak diyalog çağrısında bulundu. Bahçeli, "Dünyada barış isterken, kendi ülkemizde de barışı sağlamak gerekir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin bu davranışı, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. Ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bahçeli ile görüşmesi, iki lider arasındaki iş birliğinin pekiştiğini gösterdi. Bu çağrılar, terörle mücadelede yeni bir yaklaşımın sinyallerini veriyordu. 22 Ekim'deki TBMM Grubu'nda yaptığı vurgular, terörü sona erdirme arzusunun yanı sıra, Türkiye'deki barış ortamını destekleyen bir yol haritasının oluşturulması gerektiğine işaret etti.

Demokratik İnisiyatifler ve Müzakereler

Bahçeli'nin çağrısının ardından, DEM Parti Eş Genel Başkanları ile yapılan görüşmeler, siyasi diyalogların güçlendirileceği yönünde adımlar atıldığını gösterdi. 8 Ekim’de Bahçeli'nin yaptığı açıklamada, "DEM’e uzattığım el; Türkiye partisi olun" ifadeleri kullanıldı. DEM Parti'nin liderleri, bu teklife olumlu yanıt vererek barış sağlama arzusunu dile getirdiler. Tülay Hatimoğulları, "DEM Parti zaten bir Türkiye partisi" diyerek, partilerinin geçmişinden gelen sorumlulukları alma niyetini vurguladı.

Bu gelişmeler, Türkiye’nin barış sürecine yönelik geniş bir müzakere sürecinin kapılarını araladı. Hatimoğulları, somut adımların atılması gerektiği mesajını vererek, "yol temizliği" gerekliliğini öne sürdü. Barış ortamının sağlanabilmesi, tarafların bu süreçte atacakları adımlara bağlıydı. 9 Ekim’de Erdoğan, MHP’nin destek çağrısını yineleyerek, ittifakın mesajlarının muhatapları tarafından dikkate alınmasını umduklarını belirtti.

Öcalan'ın Durumu ve İcraatlar

PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan yaklaşımlar ise süreç içinde dikkat çekici bir hal aldı. Bahçeli, 15 Ekim 2024’te yaptığı konuşmada, Öcalan’ın açıklama yapması gerektiğini belirterek, "eğer terör sonlanıyorsa bunu tek taraflı ilan etmeli" dedikten sonra, çağrılarını sürdürdü. Aynı gün Tuncer Bakırhan ise, bunun ön koşulunun Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini belirtti. Öcalan'ın durumu, siyasi diyaloğun ana merkezlerinden biri haline geldi.

21 Nisan 2025 tarihinde ise Öcalan ile gerçekleştirecekleri görüşmeler, sürecin ana unsurlarından birini oluşturdu. DEVA ve diğer partilerin de katılacağı müzakereler, Türkiye'nin politik ikliminde önemli değişimlere aracılık etmeyi hedefliyor. Bu iletişim kanalları geliştikçe, çeşitli zaman dilimlerinde elde edilmiş olan görüşmelerde sağlanan olumlu gelişmeler, genel bir barış ortamının sağlanabileceğine dair umutları artırdı.

Silah Bırakma ve PKK'nın Kararları

PKK'nın silah bırakma süreci, 11 Temmuz 2025 tarihinde gerçekleşti. Bu süreç, hem ulusal hem de uluslararası alanda yakından takip edildi. Terör örgütünün silahları bıraktığına dair yapılan resmi açıklamalar, uzun bir mücadelenin son bulması için bir adım olarak görüldü. Öcalan’ın yayınladığı video mesaj, sürecin olağanüstü önem taşıdığını açıkça ortaya koyuyordu. "Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır" diyerek, gerçekleşen gelişmeleri tarihsel bir an olarak nitelendirdi.

Öcalan'ın mesajı, toplumun her kesimince büyük bir ilgiyle karşılandı. Bu yeni adım, Türkiye'nin barış sürecinin sağlıklı ilerlemesine olan inancı pekiştirdi. Bahçeli’nin çağrıları ve gerçekleşen görüşmeler, bu durumun temel taşlarını oluşturmaktadır. Türk halkının barış ve kardeşlik talebi, her iki tarafın önceliklerini belirleyen dinamiklere dönüşmüş durumda. Barış ortamının sağlanması adına atılan her adım, Türkiye'nin geleceği açısından kritik öneme sahiptir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *