CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, PençeKilit Harekatı sırasında bir mağara operasyonunda yaşanan metan gazı sızıntısından kaynaklı olarak 12 askerin hayatını kaybettiğini belirtti. Olayla ilgili yoğun bir tepki gösteren Bağcıoğlu, bu tür trajik durumların artık yalnızca birer haber olarak geçiştirilemeyeceğini ve sorumlulukların üstlenilmesi gerektiğini ifade etti. Acının büyük olduğunu ve toplumsal bir yaraya dönüştüğünü dile getiren Bağcıoğlu, "Devlete emanet edilen bu vatan evlatları için mehribani ve gereğini yerine getirme sorumluluğumuz bulunuyor" dedi.
Yankı Bağcıoğlu, şehitlerin hatıralarını yaşatmanın önemine vurgu yaparak, acıların sadece geçmişte yaşanmış olaylar olarak kalmaması gerektiğini belirtti. Her bir şehidin aileleri ve toplum üzerinde bıraktığı derin yaraların giderilmesi adına adım atılması gerektiğini ifade etti. "Bu tür acı olaylar haber olmanın ötesinde bireysel ve toplumsal bir sorumluluktur," diyen Bağcıoğlu, bu durumu kanıksamanın ve normalleştirmenin toplumda büyük bir yanılgıya neden olabileceğini vurguladı.
Bağcıoğlu, mağara operasyonunun sebepleri ile ilgili detaylı bir araştırmanın yapılması gerektiği üzerinde durdu. Milli Savunma Bakanlığı'nın idari bir tahkikata başladığını hatırlatan Bağcıoğlu, bu sürecin tek başına yeterli olmayacağını belirtti. "Özellikle adli süreçlerin de etkin işleyen bir yapı içerisinde yürütülmesi gerekiyor," dedi. Bağcıoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bağımsız bir araştırma komisyonunun oluşturulmasını talep ederek, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak net bilgilerin paylaşılması gerektiğini ifade etti.
Mevcut durumda kamusal güvenin sorgulanır hale geldiğini vurgulayan Bağcıoğlu, vatandaşların resmi kurumlardan ziyade sosyal medya hesaplarına daha fazla güvendiğini belirtti. Bu durumun kabul edilemez olduğunu dile getiren Bağcıoğlu, ilgili kurumların kriz anlarında güvenilir ve hızlı bir iletişim kurma yeteneklerini geliştirmesi gerektiğini ifade etti. "Kriz anlarında şeffaf ve güven verici iletişim yapılmalı," diyen Bağcıoğlu, bu alanda köklü değişimler kaçınılmaz hale geldiğinin altını çizdi.
Bağcıoğlu, şehit olan askerlerin fedakârlığının unutulmaması gerektiğini ifade ederken, bu olayın gerçek sebeplerinin de aydınlatılması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek gerektiğini belirtti. "Bu sadece bir siyasi tartışma değil, hepimizin ortak acısını paylaştığı bir mesele," ifadelerini kullanan Bağcıoğlu, geçmişteki benzer olayların başarıyla geçtiğinin hatırlanmasının mevcut durumun göz ardı edilmesine neden olmaması gerektiğini belirtti. Emniyet ve güvenlik önlemlerinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı.
Özellikle askeri operasyonlarda güvenlik önlemlerinin titizlikle alınması gerektiğine dikkat çeken Bağcıoğlu, gelişen teknoloji ve değişen koşulların her zaman dikkate alınması gerektiğini vurguladı. "Uluslararası askeri standartlara dayanan tedbirlerin, güvenlik açısından asgari önlemler olarak değerlendirilmesi zaruridir," dedi. TSK'nın kendi iç talimatlarının gizli kalması gerektiği bilgisinin yanı sıra, açık kaynaklardan elde edilmiş bilgilerin de incelenmesinin önemli olduğunu belirtti. Bu noktada, gerekli güvenlik tedbirlerinin eksiksiz bir biçimde alınması gerektiğini söyledi.
Yankı Bağcıoğlu, yapılan operasyon öncesinde gaz riskiyle ilgili ne tür önlemlerin alındığına dair sorgulamalarda bulundu. Arama-tarama faaliyetleri esnasında gaz tehdidinin istihbarata dayalı olarak değerlendirilip değerlendirilmediğini sorguladı. Bağcıoğlu, "Gaz riski harekât planına dâhil edilmiş midir?" sorusunu yöneltti ve ayrıca gaz ölçüm cihazlarıyla sürekli izleme yapılması gerektiğini ifade etti. Operasyon için alınan sağlık önlemleri ve iletişim yöntemlerine dair de belirli standartların yeterince sağlanıp sağlanmadığını ön plana çıkardı.
