08.06.2018, 09:54

Glisemik indeks ve glisemik yuk kavramlari

Beslenme ile ilgili birçok bilgi internet ortamında televizyonda sosyal yaşantımızda karşımıza çıkıyor. Doğru, yanlış, kulaktan dolma bilgileri ayırt etmek giderek zorlaşıyor. Her konuyu uzmanından öğrenmek yanlış uygulamaların önüne geçmek için etkili bir yöntemdir. Uzun zamandır tartışılan konulardan biri ise besinlerin içerisindeki şeker oranları. Protein ve yağ kaynaklı besinler hariç her şeyde glikoz bulunuyor. Glikoza beynimizin ve vücudumuzun çalışabilmesi ihtiyacımız var. Bilinenin aksine önemli olan besinlerin içindeki şeker oranı değil Glisemik İndeksi (Gİ) ve Glisemik Yüküdür (GY). Peki nedir bu terimler? 

Her besinin bize enerji veren makro mikro öğeleri vardır. Ancak vücudumuz birincil enerji kaynağı olarak glikozu yani karbonhidratları kullanır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) canlı casino bonusları kişilerin ihtiyacı olan enerjinin P-55‘inin karbonhidrattan karşılanması gerektiğini belirtmiştir. Tercih ettiğimiz karbonhidratların çeşidi burada kilo kontrolü ve sağlık açısından çok önemlidir.

Karbonhidrat içeren bir besin tükettiğimizde sindirim sistemimizle birlikte bu besin en küçük parçalara ayrılır. Sindirilen ve emilen glikozlar kanla birlikte taşınarak hücrelere enerji kaynağı olarak aktarılır. Fazla olan glikozlar karaciğerde glikojen olarak depo edilir geriye kalanlar ise yağ olarak depolanır. Bir besini tükettikten sonraki 2 saatlik sürede kan şekerimizi yükseltme hızını belli eden değere Glisemik İndeks denir.Glisemik indeks değerleri 0 ile 100 arasında puanlanır. Glikozun değeri 100 olarak kabul edilir. Bir gıdanın glisemik indeksi 55’den küçük ise düşük 55-69 arasındaysa orta, 70’den büyük ise yüksek glisemik indekse sahiptir. 

Glisemik indeksi yüksek olan gıdalar diğerlerine göre daha hızlı bir şekilde kana karışır ve vücutta daha büyük tepkilere sebep olur. Yapılan araştırmalarda düşük glisemik indeksli besinler tüketilen beslenme şeklinin obezite, kolon kanseri ve göğüs kanserine karşı koruma sağladığı görülmüştür. 

 

Düşük Gİ ile beslenen bireylerde iyi huylu kolesterol (HDL) oranı yüksek bulunmuştur ve bu kişilerin daha uzun süre tok hissettiği görülmüştür. Avrupada 31 klinikte 3000 kişi üzerinde yapılan deneylerde düşük Gİ ile beslenen erkek ve kadınların bel çevresinin daha ince olduğu gözlemlenmiştir. Avrupa Diyabet Araştırma Derneği ve Avusturya Diyetisyenler Derneğinin yaptığı araştırmalarda ise yüksek lif ve düşük glisemik indeksle beslenen bireylerde kan şekerinin ve kilonun kontrollü olduğugörülmüştür. Bunun yanı sıra yağların ve proteinlerin herhangi bir glikoz içeriği olmadığından glisemik indeksleri 0 kabul edilir ve değerlendirilmeye alınmaz.

Tüm bunlara baktığımızda sadece glisemik indeksi düşük besinler tüketerek yapılan diyetlerin başarı oranı sağlık açısından olumlu etkilere sahip olsa da yetersizdir. Çünkü bazı besinlerin glisemik indeksleri yüksektir fakat yüksek lif yapısına ve vitamin mineral içeriğine sahiptirler bu besinlerden uzak durmak doğru bir tercih olmaz. Bu noktada devreye glisemik yük girer. Glisemik yük bir besinin 100 gramındaki şeker oranıdır. Aşağıda bazı besinlere ait glisemik indeks ve glisemik yük değerlerini göreceksiniz;

Tüm bu araştırmaların ve bilgilerin sonucunda özellikle insülin direnci olan, diyabet hastası olan veya ailesinde diyabetli birey bulunan kişilerin beslenmelerinde Gİ’i yüksek besinlerden uzak durmaları gerekmektedir. Fakat tam buğday ekmeği ve çavdar ekmeği gibi sağlıklı besinlerin Gİ değerleri yüksek olsa da GY’leri düşük olduğundan tüketilmelerinde herhangi bir sorun görülmemektedir.

 

Dyt.  Asena  Güneş

Yorumlar (0)