ABD Başkanı Joe Biden: Putin bir katil, ABD seçimlerine müdahalenin bedelini ödeyecek

Rusya Parlamentosu'nun alt kanadı Duma'nın sözcüsü Vyacheslav Volodin, "katil" suçlaması için kınama mesajı yayınladı ve "Biden bu açıklama ile halkımıza hakaret etmiştir" dedi.

BBC Türkçe'nin haberine göre, Başkan Biden'ın bu açıklamalarına temel olan rapor Amerikan istihbaratı tarafından yayımlandı.

Söz konusu rapora göre, Kasım ayında yapılan seçimlere, Donald Trump lehine etkide bulunulmasını, 'büyük ihtimalle' Rusya lideri Vladimir Putin tarafından bizzat onaylandı.
Raporda, Moskova'nın seçimin galibi Joe Biden hakkında "yanıltıcı ve temelsiz iddialar yaydığı" savunuluyor.

Müdahale iddialarını daha önce birçok kez reddeden Rusya, Biden'ın bu açıklaması sonrası Washington DC'deki Rus Büyükelçi Anatoly Antonov'u Moskova'ya geri çağırdı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, Rusya'nın ABD Büyükelçisi Antonov'un "Rusya-ABD ilişkilerinin geleceğini görüşmek üzere" Moskova'ya geri çağrıldığı ifade edildi.

'Rusya ve İran'ın nüfuz operasyonları'
Ulusal İstihbarat Direktörü Bürosu'nun yayımladığı 15 sayfalık rapor, Rusya ve aynı zamanda İran tarafından yürütülen "nüfuz operasyonlarını" aktarıyor.

Belgede Rusya bağlantılı bireylerin 3 Kasım seçimleri öncesi Başkan Biden hakkında temelsiz iddiaları yaydığı vurgulanıyor. Aynı zamanda bir dezenformasyon kampanyasıyla seçim sürecine güvenin altının oyulmaya çalışıldığı savunuluyor.

Raporda Rusya istihbaratıyla bağlantılı bazı kişilerin Biden karşıtı söylemleri medyada ve üst düzey yetkilileri ile Trump'ın müttefikleri nezdinde dolaşıma soktukları kaydediliyor.

Başkan Biden, seçimlerde Trump'ı yenilgiye uğratıp, 20 Ocak'ta yemin ederek göreve başlamıştı.

Raporda, Rusya Trump lehine girişimlerde bulunurken İran'ın da Trump'a verilen desteği zayıflatmak için "çok yönlü gizli bir nüfuz kampanyası" yürüttüğü vurgulanıyor.

Trump, İran'a karşı bir "maksimum baskı" politikası yürütmüş, Tahran'a zarar veren ambargoları yürürlüğe sokmuş ve iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştı.

Raporda ayrıca, uzun süredir Washington'da siber casusluk faaliyetleriyle suçlanan Çin'in seçimden önce "müdahale faaliyetlerinde" bulunmamayı seçtiği kaydedildi.

Belgede "Çin, ABD'yle ilişkilerde istikrar istiyordu ve her iki adayın da Çin'in bu faaliyetlerde yakalanması halinde verilecek tepkiyi göğüslemeye değecek kadar avantajlı olmadığını düşünüyordu" denildi.
Rapora göre, oylama süreci ve nihai sonuçlara herhangi bir yabancı devlet müdahale etmedi.

Adalet Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı'nın ortak araştırmasında da benzer bir sonuca varılmıştı.

Ancak müdahale girişimlerinin çoğunlukla dolaylı olduğu vurgulanmıştı.