05.04.2018, 15:29

ÇOCUK ÇALMAK!...

İnsanlar anne olabilmek için nasıl çocuk çalabiliyor aklım almıyor. Hem anne olmak ve o duyguyu yaşamak istiyorsun, hem de başkasının annelik hakkını elinden alıyorsun.

 

Sonra da yastığa rahatça başını koyabiliyorsun, vay be olaya bak. Bir insanın hayallerini yık sonrada, kendine yepyeni bir hayat inşa et. Bebeğin mi olmuyor tedavi ol, ya da evlat edin. İnsanları mahvedeceğine, işin çözümüne odaklan.

 

Bugün bebek çalan, kim bilir yarın ne çalar. Bazen iyi ki bu tip konuları ele alan programlar var diyorum. Yoksa nereden haberimiz olacak. Anneler veya evlatlar çıkıyor programa,  başlıyorlar aramaya. Bazılarının şansı yaver gidiyor yıllar sonra kavuşuyorlar birbirlerine. Bazıları ise boynu bükük olarak evlerine geri dönüyorlar.

 

Olayın özü aslında vicdan, varsa ne ala, yoksa gerisini zaten siz biliyorsunuz....

 

 

••••••••••••••••

 

 

SUFİ SÖZLÜK...

Müspet Kelimeler Arşivi...

 

 

Hikmet Anıl Öztekin tarafından çıkarılan kitabı görmez hemen aldım, kütüphaneme ekledim. Ara sıra Lügat 365 yerine, buradan bazı kelimeleri sizlerle paylaşacağım.

 

Gelelim ilk kelimemize;

SUFİ

Arapça kökenlidir, saflaşma anlamında ‘safi” kökünden gelir. Gönlü saf kişi, eren, ermiş, nefsinden fani, hak ile baki. Zahirde hak ile, batında hak ile olan, nefsinde ölen Hak ile diri kalan demektir. Sufi Allah için her şeyi feda eden kimsedir.

 

 

•••••••••••••••••

 

KOCAMAN MASALAR...

 

Madem hafta sonu kapıda, ondan sebep deneme yazıları sandığımdan aşağıdaki yazımı sizler için seçtim. Eh bu hafta sonu bol bol kulaklarımı çınlatırsınız.

 

Büyük masaları severim ben, hani diktörtgen uçsuz bucaksız olanından ... Nasıl da güzel sofralar kurulur, şölen misali. Kalabalıkları sever bu masalar, eş, dost, akraba, bir uçtan diğer uca avaz avaz konuşursunuz. Sesler birbirine karışır.

 

Yeri gelir yalnız da oturursunuz, ama o sesler hep kulaktadır, yıllar geçer, yutar bütün sırları. Ah bir dile gelse de konuşsa, kimbilir neler neler anlatır... Kah gözyaşlarıyla ıslanmıştır, kah şen kahkahalarla...

 

Hele mutfağınız böylesi masayı alabilecek kadar büyükse, kaparsınız oklavayı hamur açarsınız, dolma sarasınız, ne de şahane yemekler yapılır üzerinde... Sabah kahvesi ve dedikodu içinde çok uygundur. Gün gelir eskidi atsam mı diye düşünür sonra vazgeçersiniz. Evde her eşya değişebilir ama o masa asla... Tamir olur, onarırsınız yerli yerinde durur.

 

Siz siz olun aman diyeyim evinizde böyle bir masa varsa sakın ola kıymayın, dursun yerli yerinde yaşasın sizinle...

 

 

••••••••••••••

 

 

Sevgili evren Pazartesi sabahına dek , kuşlar gibi cıvıldayalım, moralimizi kimselerin bozmasına izin vermeyelim, sağlığımız yerinde, bereketli, huzurlu, pozitif olalım pls.

 

Pazartesi gününe kadar hoş kalın, hoşça kalın.

 

elvankaracay@gmail.com

 

 

Yorumlar (0)