28.08.2018, 04:54

BİR ÇİVİ BİR NAL

Küçük ve basit görülebilir fakat bir çivi bir nal, bir nal bir at kurtarır, bu her ne kadar mecaz gibi anlaşılsa da gerçektir, yaşananlardan çıkarılan bir derstir.

Masaldır bu ya, zengin ve şımarık bir tüccar avenelerini de yanına alarak gemisiyle dünya turu yapmaya karar verir.

Hazırlıklar aceleyle yapılıp yola çıkılır. Eksikler kaptan tarafından gemi sahibine iletilse de hareket emri verildiğinden onlar rapor olarak kalır.

Deniz hali bazen durgun bazen de dalgalı.

Durgunluk sıkıcı, dalga heyecanlandırıp korkutucu…

Günler böyle geçerken,  yüksek dalgalar çıkıverir bir gün zengin iş adamının karşısına.

Bir o tarafa bir bu tarafa koşar çare arar, gemiyi kurtarıp selamete çıkarmak için.

Tecrübeli kaptan zaten boş lol hesap satın al durmaz. O yana bu yana koşup tayfalara, teknik personele yer yer de misafir yolculara rehberlik yapar. Kimsenin bu dalgalardan zarar görmemesini sağlamaya çalışıp gemiyi de darbe almadan kurtarmaya çalışır.

O özverili, yer yer de emirlerle organize işini yapan kaptan patronun gözüne batar. Kendinden ziyade tayfalar personeller onu dinlemekte diye.

Gıcık olur.

Kıskanır.

Olumsuz duygular bir tarafa, uzun yol hazırlıkları ve bakımı yapılmayan gemi, dev dalgalar karşısında çaresiz kalır. Yer yer su alır.

Gemi su aldığı için kaptanın tecrübesi mutlak manada gereklidir. Gemiyi kurtarma adına gemideki gereksiz eşyaların gemiden atılmasını da teklif eder kaptan. Böylece hem ağırlık azalacak hem de gemi hız kazanacak, yakıtı da varılacak yere kadar yetecektir.

Burun kıvırarak,

-He he, der tüccar.

Zengin ve şımarık tüccar kaptanlıktan anlamasa da anlarmışçasına kaptana iş tarifi yapar. Dedikleri aslında gemiyi batırmaktan öte bir işe yaramaz, uygulandığı zaman.

Kaptan uygun bir dil ile, lisan-ı münasiple anlatmaya çalışır. Enaniyet yapan şımarık zengin, buna da çok fena bozulur.

Has adamlarını toplar ve kaptana karşı olan düşüncelerini söyler onlar da hak verirler, aksini söyleyecek değiller ya. Zira yedikleri içtikleri hep ondan. Sonra da nihai düşüncesini açıklar. Kaptanı bir punduna getirip, onunla ilgili son noktayı koyma düşüncesi olduğunu da söyler. Adamlar iyi kötü ayrımı yapmadan tam sadakatle emredersiniz efendim, haklısınız, doğru olan da bu, derler çılgınca. 

 Şımarık zengin, adamlarıyla güvertede dolaşırken geminin burun kısmında kaptanın yalnız başına bir şeyler yapmakta olduğunu görürler. Birbirlerine bakışırlar.

Plan uygulamaya konmuştur demektir bu bakışma.

Yaklaşırlar kaptana. Kaptan geminin burnunda su alan yerleri tamirle meşguldür ve gelenlere aldırmadan işini yapmaya devam eder.

Bu hal de şımarık tüccar ve avenesini daha da kızdırır. Çünkü etek öpmemiştir.

Şımarık tüccar hesapsız kitapsız, düşünmeden;

-Atın denize! Der.

Sözü bittiğinde çığlığı bile duyulmayan kaptan sulara gömülür.

Kaptansız gemi nereye gider?

Bilen var mı?

Belki, gemiden atılacaksa bile en sona kaptan kalmalı değil mi? Gemiyi ve şımarık zengini kurtarmak için…

Öfkeyle kalkan…

***

Bunları zikretmekten muradım, milli eğitim bütçesinde yaklaşık 5 te 1 oranında yapılan kısıtlamadır. Milli eğitim bütçesinden kısıtlama değil o bütçeye takviye yapılmalıdır.

Gemideki kaptandır milli eğitim.

Daha başka yerlerden başlanıp son noktada dahi bu yapılmamalıdır.

***

Uluslararası kriterlerde eğitim düzeyimiz, eğitim yatırımlarımız sanıyorum çok gerilerde. Lokal bazda Fatih Projesi gibi bazı uygulamalar iyi olabilir fakat genelde yeterli değildir. Hoş bu proje eğitim öğretim sisteminde bireyin eğitim öğretimi yüzdesine, gelişmişlik yüzdesine kaç puan eklemiştir o da araştırılmalıdır.

Dünya genelinde ilk yüzde kaç üniversitemiz vardır?

Mesela; 2017 de İngiltere'de yükseköğrenimle ilgili yayınlanan "Times Higher Education (THE)" dergisinin, "Dünyanın En İyi Üniversiteleri" listesinde Türkiye'den beş üniversite ilk 500'de yer almış.

980 üniversitenin yer aldığı listenin zirvesinde İngiltere'deki Oxford Üniversitesi var.

Türkiye'den ilk 300'e giren tek üniversite ise İstanbul'daki Koç Üniversitesi.

Times Higher Education dergisi bu sıralamayı yaparken öğretim kurumlarının bilimsel araştırmalarını, uluslararası çalışma ve konumlarını, gelirlerindeki artışları ve listede geçen yıl bulunduğu sıralamayı göz önüne alıyor.

Sabancı ve Bilkent üniversiteleri ilk 400'de yer alırken, Atılım ve Boğaziçi üniversiteleri de ilk 500'de yer almış.

Dünya sıralamasında bayrağımızı kaç ilköğretim, ortaöğretim kurumu ilk sıralarda dalgalandırmakta?

?

Okulların yeni eğitim öğretim dönemine moralli, müjdeli bir mükâfatla girmeleri istenirken böyle bir, tabiri caizse, mücazatla, ödüllendirmek (!) ne kadar gerekli?

Dalgalı, dağdağalı gemiden önce kaptan mı atılmalı?

Bugün iyilik güzellik adına ne varsa eğitime yapılan yatırımlardan, kötü ve çirkinlik adına da ne varsa eğitime yapılmayan yatırımlardandır.

Böyle bilmeli buna göre hareket etmeli.

Eğitim adına yapılan en küçük yatırım, nalı kurtaran ve dolayısıyla atı kurtaran çivi gibidir. Eğitim ödeneği, bütçesi kesilmeden başka yerlerden kesinti yapılmalı ve eğitime artı destek vermeli.

Kaptan gemiden denize atılırsa… İşte ortada kalmış bir gemi düşünüverin. Sahipsiz, rotasız, hedefsiz, sahili bulamayan, tehlikeler içinde boğuşan bir gemi…

Eğitim sistemi ve eğitim seviyemizin zirvelerde olduğunu en kısa sürede görmek dileklerimle sağlıcakla kalın Efendim. 28.08.2018

Yorumlar (0)