YÜCEL, ŞİDDETİ ÖNLEMEK, CEZALANDIRMAKTAN DAHA ÖNEMLİDİR

Kadın yaradılış olarak korunmaya muhtaç bir varlık değildir. Kadın kendisini, kendi haklarını aklıyla, fikriyle ve inançları ile koruma yetisine sahiptir. Bugün kadınlarımızın şiddetten ve ayrımcılıktan korumak için günler ilan etmemizin, sosyal sorumluluk projeleri yapmak zorunda kalmamızın sebebi 2018 yılında bile geçmişten gelen dogmalardan kurtulamadığımız, ne kendimizi, ne de yasalarımızı adil ve tarafsız olarak konumlandırmamamızdan  veya uygulayamadığımızdandır.

Söylemlerde, bildirilerde ve basın açıklamalarında kadına uygulanan ayrımcılık ve şiddet şikayet edip,  uygulanan şiddete sadece televizyon ve gazetelerden seyirci kalanlar aslında bugün ülkemizin kadına şiddet konusunda geldiği utanç verici boyutun da sorumlusudur.

EĞİTİM AİLE İÇİNDE BAŞLAMALI

Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için eğitimin önemli olduğuna ve bu eğitimin aile içinde başlaması gerektiğine vurgu yapan Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü. 

Kadınlara yönelik cinsel taciz, tecavüz, aile içi istismar ve kadın erkek arasındaki büyük eşitsizlikten dert yanarak, 'kadınlarımızın yanındayız" naraları atarak bu utançtan kurtulamayız. Öncelikle, aile içinde çocuklarımızın yetiştirilmesinden işe başlamalı, özellikle erkek çocuklarımızı şiddetten uzak, herkese karşı adalet duygusuna sahip yetiştirmeli ve cinsiyetlerin değil, adalet duygusunun, bilgi ve yeteneklerin önemli olduğunu öğretmeliyiz.

Her ne kadar kadına uygulanan şiddetle ilgili yasaların ağırlaştırılması ve tavizsiz uygulanması çok önemliyse de, şiddet olayı yaşandıktan sonra cezalandırmak değil, şiddeti önlemek çok daha önemlidir.

Bu konuda kadınlarımıza da büyük görevler düşmekte. Kendilerine uygulanan her türlü şiddette, şiddetin boyutu ne olursa olsun  susmak, 'el alem ne der?' demek yerine, utanması gerekenin şiddeti uygulayanların olduğunu düşünerek, her haklarını kullanmalı, seslerini yükseltmeli ve tüm haklarını sonuna kadar kullanmaları gerekmektedir. Kadın toplumun her alanında ne kadar çok yer alır, ekonomik özgürlüğünü kazanır ve haklarını öğrenirse şiddet vakalarında o oranda azalma yaşanacaktır.

Elbette ki kolay değil ama kadının iş ve sosyal hayatta yükselmesini, her alanda aktif rol almasını, kadının emeği ve fikri olmadan çağdaşlaşmanın ve her işin eksik kalacağına inanan,  kadını susmuş, eve kapanmış bir toplumda şiddetin artacağına, kalkınmanın gerçekleşmeyeceğine inanan, biz Cumhuriyet Halk Partililer kadınlarımızla omuz omuza mücadele vermeye her zaman olduğu gibi devam edeceğiz.  25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü diye bir gün olması bile tüm dünyada yaşayan erkeklerin utancıdır. Bu utancı daha fazla yaşamamak için biz üstümüze düşeni yapmaya hazırız.