CHP'li Karabıyık: Dünya Tasarruf Gününde Kadınlar Soruyor: Tasarrufu Kim Yapacak?

Karabıyık’ın açıklaması şöyle:

“31 Ekim Dünya Tasarruf Günü

Peki ülkemizde durum nasıl?

Saraya ve örtülü ödeneğe zam ve israf.

Alıp başını giden kamu harcamaları ve sayılabilecek çok daha fazla şey.

Yetmedi hükümet, 2019 yılı bütçe giderlerindeki artışın ve aşırı büyüyen açığın sorumlusunu da keşfetti. Meğer nedenmiş? Bütçedeki beklentinin çok üzerindeki açık, emekli, yaşlı, işçi ve memurlara yapılan zam ve maaşlardan dolayı olmuş.

SGK’nın açıkları unutuldu mu?

Alt yapı yaptık diye övünerek, yanlış finansman modeliyle yaptığınız ve bütçeye geçmeyen yolcu, garanti hasta sayısı için getirdiğiniz yük unutuldu mu?

Peki ya seçimi tekrar tekrar yapmanın maliyetleri nereden çıktı?

Merkez Bankasından kaç defa aktarım yapıldığı halde hala bütçe açığı ile karşı karşıyayız. İstihdam yaratacak kamu yatırımı yok, ama sarayın harcamalarına her zaman para var. Saray itibarı gösteriyormuş, işsizlik artık bunalıma dönüşmüşken, lüks sarayla nasıl itibar olur?

Vatandaşın işi, aşı yokken “isterse tasarruf edebilir” demek gerçekten vicdansızlık.

Maaş ve ücretlerdeki artışın çok üstünde gizlenmiş enflasyon artışı var, eriyor günden güne vatandaşın her kuruşu. Kadınlar tencereyi nasıl kaynatacağını düşünüyor, işsiz olanlar iş arıyor, işi olan “acaba kaybeder miyim” korkusu yaşıyor.

Tasarruf vatandaştan bekleniyor hep, ancak bunun en büyük sıkıntısını da ailedeki kadın çekiyor. Çünkü, tasarruf etmek şöyle dursun, kadın yoktan var etmeye, azı yetirmeye çalışıyor. Yoksulluk ve işsizlik her geçen gün artıyor. İş ve aş yokken Dünya Tasarruf Günü acaba ekonomi yönetimi için neyi ifade ediyor. Tabi ki tasarrufu başta yapması gereken hükümet ve iktidar.

Borcu takibe düşmüş KOBİ sayısı 5 yılda 222.319 dan 356.000’e çıkmış, o da 2019 ağustos itibariyle, borcu takibe alınan vatandaş sayısı da 1.297.132’den 5 yılda 1.500.000’a çıkmış.

Enflasyon son 5 yılda yüzde 8 den yüzde 20 lere dayanmış, gıdanın enflasyonu çok daha fazla. Bulgurun fiyatında 1 yılda yüzde 29 artış var, ekmekte yüzde 15, makarna da yüzde 24, anne evladına elma yedirse elma bile yüzde 19 zamlanmış, sadece bu yıl mı? Hayır, son 4 yıldır hızla artmış fiyatlar yanlış politikalar yüzünden.

Açlık sınırı 2058 TL. Ekim itibariyle, yoksulluk sınırını boş verelim, sadece gıda yoksulluğu sınırı bile 2585 TL yani asgari ücretin bile altında.

Çocuğuna pantolon alsa sadece 1 yılda yüzde 22 zamlanmış. Ayakkabı alsa yüzde 17 zamlanmış. Okul defteri de aynı şekilde. Doğalgazına önceki yıllardakinin üst üste biriktiğini bir kenara bırakırsak bile son 1 yılda gelen yüzde 33 lük zammın altından nasıl kalkacak vatandaş?

Şimdi kadınlar soruyor ekonomi yönetimine, elinizi vicdanınıza koyun, tasarrufu kim yapacak?

Dünya Tasarruf Gününüz Kutlu olsun.”