Ayhan Barut'un Meclis'te Dile Getirdiği Acı Gerçekler AKP'yi Kızdırdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, Meclis kürsüsünden tek adam rejiminin ülkeyi uçuruma sürüklediğini, yaşanan tüm sorunların kaynağında liyakatten uzak bu yönetim biçiminin yer aldığını vurguladı. Meclis kürsüsünde dile getirilen acı gerçeklerden rahatsız olan AKP milletvekilleri, sataşarak Ayhan Barut'u susturmaya çalışsa da başarılı olamadı. Liyakatsiz yönetim anlayışına sahip tek adam rejiminin her türlü kararı tek başına alarak ülkeyi krize soktuğunu bildiren Barut, gerçekleri haykırmaya devam edeceklerini, kimsenin kendilerini susturamayacağını belirtti.

Vekil Haberleri 28.11.2019, 12:35
Ayhan Barut'un Meclis'te Dile Getirdiği Acı Gerçekler AKP'yi Kızdırdı

Meclis'te kürsüye çıkıp konuşan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, 16 Nisan referandumuyla Türkiye'de yönetim sisteminin değiştiğini, tek adam rejimine geçildiğini vurguladı. Referandumda halka yürütmenin yasama faaliyetlerine katılmayacağı, yasama faaliyetlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) eliyle yürütüleceğinin söylendiğini anımsatan Barut, "Ancak, atanmış bakanlar ve bürokratlar eliyle hazırlanıp, AKP milletvekillerine imzalatılıp, bürokratların onay vermediği hiçbir değişikliğin dahi yapılmadığı bir vesayet altında düzenlemeler yapılmaktadır. Ülkemizin geleceğini, yurttaşlarımızı, çalışanlarımızı ve devlet işleyişini bu kadar yakından ilgilendiren kanunların ortak akla gerek duymadan cididyetsiz bir şekilde çıkarılmasını kabul etmiyoruz" dedi.


TEK ADAM REJİMİNİ ELEŞTİRİP LİYAKAT İSTEDİ


Tek adam rejiminin yönetimde liyakati esas almadığını vurgulayan Ayhan Barut, "Tek adam rejiminin göz ardı ettiği ancak en çok ihtiyaç duyduğumuz konuların başında atamalardan görevlendirmelere kadar her alanda liyakate dikkat edilmesidir. Ancak saray rejimi, yandaş dışında hiçbir seçenek tanımıyor. Bu ülkenin her alanda birliğe, ortak akla ve birlikte üretmeye ihtiyacı var. Zaten iktidarınız dönemi boyunca hiçbir meslek grubuna ve liyakate önem vermediğinizi biliyoruz. Bu, kendini beğenmiş, kibirli tavrı da kınıyoruz. Sizi ortak akla, liyakate, işinin ehli olan insanlara güvenmeye çağırıyoruz. Unutmayalım ki bu vatan hepimizindir" diye konuştu.


"YALANI SİZ SÖYLÜYORSUNUZ"


CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut’un gerçekleri sıralamasına tahammül edemeyen AKP milletvekilleri ve AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, sataşmada bulunarak Ayhan Barut'u yalan konuşmakla suçladı. Bunun üzerine kürsüye gelerek daha önce söylediklerini tekrarlayan Ayhan Barut,  sözlerini şöyle sürdürdü:


“AKP Grup Başkan Vekilinin bir hukukçu olarak bilmesi gereken konuları saptırmasını ve alanından uzak bir şekilde iftira ve suçlamada bulunmasını, hukukçu kimliğine yakışmayan bir tutum ve davranış sergilemesini kınıyorum. Konuşmamda ifade ettiğim tüm gerçekleri tekrar ediyorum. 16 Nisan Referandumuyla birlikte Türkiye’de rejim değişti mi değişmedi mi?


Demokratik Parlamenter Sistemden tek adam rejimine geçildi mi geçilmedi mi? Geçildi tek adam rejimine. Bugün hükümet sistemi var mı, yok mu? Yok. Ülkede yönetim kademelerinde liyakat uygulaması var mı? Yok. Eğer liyakate önem veriyor olsaydınız, mesleğe önem veriyor olsaydınız, demokratik parlamenter sistemdeki son hükümette bulunan Tarım Bakanınızın 10 bin 551 ziraat, gıda, su ürünleri, veteriner hekimlere liyakatlerine dayalı o görevleri verir ve bugün, devamınız olan hükümet bunu uygulardı. Hangi liyakate değer verdiniz de burada vereceksiniz? Dolayısıyla, liyakatin olmadığını, yandaşın olduğunu tüm uygulamalarınızla ortaya koyan sizsiniz. Yalanı siz söylüyorsunuz, ben değil."


"POLİS VE ASKERLERİMİZ İÇİN NE YAPSAK AZDIR"


Polis, jandarma ve askerlerin özlük hakları, atama, tayin ve terfilerine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı yasa teklifindeki eksikliklere değinen Ayhan Barut, şunları kaydetti:


“Ülkemizin güvenliğinin yılmaz savunucuları, askerlerimiz, polislerimiz, jandarmalarımız ve diğer bütün güvenlik kuvvetlerimizdir. Vatan toprağının korunması, insanımızın huzur ve refahı için güvenlik temelli kurulmuş kurumlarımız, her türlü maddi ve manevi hakkı fazlasıyla hak etmektedirler. Bizler, dağda, ovada, şehirde gözünü kırpmadan görev yapan polis ve askerlerimize ne versek ne yapsak azdır. Terfiden atamaya, sınavla yükselmeden ihtiyaca binaen görev uzatmasına elbette karşı değiliz. Ancak tüm bunların gayet şeffaf, liyakate dayalı mesleki görev ve başarı kriterleri esas alınarak, her türlü kayırmacılıktan uzak tutularak yapılmasını istemekteyiz. Özellikle tüm devlet organlarında personel istihdam edilirken öncelikle 'sana yakın, bana yakın, senin, benim tarikattan, cemaatten, partiden' anlayışıyla değil, eğitimi, beceresi, meslek tecrübesi, görev süresi gibi liyakati oluşturan temel kıstaslar dikkate alınmalıdır."
 

Yorumlar (0)