MEMLEKET PARTİSİ SÖZCÜSÜ SAYAN:AKP ZENGİNLERİNİN SAYISI HIZLA ARTTI FAKİR DAHA FAKİR OLDU

Memleket Partisi Sözcüsü Prof. İpek Özkal Sayan, partisinin Genel Merkezi’nde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Sözlerine; “Bugünkü konuşmamıza, sınırda soğuk hava ve kara rağmen operasyonlarını artan tempoda sürdüren kahraman Türk askerine minnetimizi ileterek başlamak istiyorum. Ayağınıza taş değmesin. Dualarımız üstünüze soğukta yorgan, çatışmada kalkan olsun.” deyip Mehmetçik’e selam göndererek başlayan Sayan’ın gündeminde 17 – 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalı vardı. Sayan açıklamalarına şöyle devam etti;

SİYASET 23.12.2022, 11:49
MEMLEKET PARTİSİ SÖZCÜSÜ SAYAN:AKP ZENGİNLERİNİN SAYISI HIZLA ARTTI FAKİR DAHA FAKİR OLDU

“17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet olaylarını yani 2013 Türkiye yolsuzluk skandalını hatırlatarak başlayalım. Türkiye bazı kamu kurum ve kuruluşları ile aralarında bazı bakanların da yer aldığı, kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanma ve rüşvetle suçlandığı bir dönem geçirdi. Bakan çocuklarının evindeki kasalardaki paraları, ayakkabı, çikolata kutularında dağıtılan rüşvetleri unutmadık. 17-25 Aralık’ın üstünü örtmek istediklerini de unutmadık. Üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Ama yolsuzluk ve yoksulluk bu ülkenin canına kanına yetmeye devam ediyor. Ülkede sosyal adalet, gelir paylaşımında adalet kalmadı. AKP zenginlerinin sayısı hızla arttı, fakir daha da fakir oldu. Yoksulluk sınırı, yani 4 kişilik bir ailenin toplamda yapması gereken harcama ise 25.365 TL. AKP ise yolsuzluğu, yoksulluğu önleyemediği, enflasyonu düşüremediği için seçim öncesi geçici tedbirlerle oy arayışında. Emekçiye, asgari ücretliye yapılacak olanlar zam falan değil; enflasyon karşısında erimiş olan maaşları, ücretleri iyileştirme çabasıdır. Türkiye’de yolsuzluklar bitmedikçe, gelir dağılımında adalet sağlanmadıkça, alım gücü artmadıkça, enflasyon düşmedikçe emekçi bu fiyatlar altında ezilmeye devam edecektir.”

YARGI SİYASET TARAFINDAN DİZAYN EDİLEMEZ

Seçime doğru yaklaştığımız bugünlerde Türkiye’nin gündeminde yargı bağımsızlığı var! Tüm dünya ve Türkiye seçilmiş bir belediye başkanı için verilen siyasetten men ve hapis cezasını konuşuyor. Öncelikle şunu vurgulayalım; her ne için ve kim için olursa olsun eğer yapılmış bir haksızlık ve adaletsizlik varsa Memleket Partisi olarak her zaman karşısında, doğrunun her zaman yanındayız. Biz kuruluşumuzdan bu yana şu ilkeyi hiç dilimizden düşürmedik; adil, tarafsız ve bağımsız yargı! Yargı bağımsızlığı ilkesi, Türkiye’de hem Anayasa’nın yargıyla ilgili maddelerinin hem de adli personel kanunun ruhudur. Bu ilke uygulamada yaşarsa o ülkede karın doyar, ülke ekonomisi uluslararası piyasalara güven verir, yatırımcı çeker. Bağımsız yargı işsizliğin, enflasyonun, geri kalmışlığın reçetesidir, uluslararası yatırımcıya açık davettir. Oysa bugün yargı, verdiği bir kararla siyaseti dizayn ediyor. Siyaset ve yargının iç içe geçmesi konuşuluyor. Türkiye’de kişiye göre verilen yargı kararları da sürekli tartışılıyor. Bir sendika başkanı ekmekle ilgili bir açıklama yapıyor, anında tutuklanıyor. 6 yaşında ailesi tarafından zorla cinsel istismara bırakılan ve şimdi ihbarda bulunan kadına bunu yapanlar günler sonra tutuklanıyor. Tartışmalı olan sadece yargı kararları değil aynı zamanda yargı kurumları; başta HSK. HSK, Türkiye’de yargı alanındaki en önemli yapıdır. Peki bu Kurul nasıl oluşuyor, söyleyelim: Toplam 13 üyesi var; 1 üye Adalet Bakanı’nın kendisi, 1 üye Adalet Bakanı Yardımcısı, 4 üye partili Cumhurbaşkanı tarafından, kalan 7 üye ise Meclis tarafından seçiliyor. Son seçimde 4 üyeyi Cumhur, kalan 3 üyeyi Millet İttifakı seçti. Yani toplamda 10 üye iktidarın, 3 üye muhalefetin temsilcisi. Bu 3 üye için muhalefet de iktidarın üyelerine oy veriyor, onlarla yargıda pazarlık masasına oturuyor. Peki soruyorum size! HSK’ya üye veren iktidarla anlaşan muhalafet partileri! 3 üye için bu masaya oturmaya değer mi? HSK’nın üyelerini onayladıktan sonra yargı kararlarını eleştirmeye hakkınız var mı? Şimdi onlara yargıdan elinizi çekin diyebilecek misiniz? Biz bu yapıyı sonuna kadar reddediyoruz ve haykırıyoruz; Yargıda pazarlık olmaz. Yargı siyaset tarafından dizayn edilemez. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı olmalı ve birbirlerinin alanlarına müdahale etmemelidir. Bu ilke Antik Yunan’dan beri vardır ve İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinin de temelidir. Der ki bu Bildirge; “Eğer bir anayasada temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması şartı varsa o anayasada yasama yürütme yargı ayrımı, fren-denge mekanizması olmalıdır. Yoksa ona anayasa denmez.” Sonuç olarak biz Türkiye’de yargının bağımsız olacağına söz veriyor, siyasetin yargıya yargının da siyasete müdahalesine son vereceğimizi beyan ediyoruz.

SİZ BUGÜN VARSINIZ YARIN YOKSUNUZ

Gelelim Sayın Nebati’nin açıklamalarına. Tarihe notumuzu düşelim. Bu ülkede bir Maliye Bakanı memura, asgari ücretliye ve emekliye “fakir fukara” dedi ve devam etti; “Onlara vermek ülkenin bereketini artırır.” Biz de o zaman kendisine soralım; Sayın Bakan, siz kimin parasını kime veriyorsunuz? Kime lütuf yaptığınızı zannediyorsunuz? Sizden çok emekçiler, alın teriyle çalışanlar bu devletin sahibidir. Siz bugün varsınız, yarın yoksunuz. Bu ülkenin gerçek sahipleri emekçilerdir. Onların emeğiyle bugün bu ülke ayakta. O yüzden ne dediğinize, kime nasıl hitap ettiğinize dikkat edin ve bu ülkenin emekçilerinden özür dileyin! Bu Bakan emekçiye fakir fukara demekle kalmadı, EYT’yi de komik bulduğunu gösterdi kameralar karşısında. Emeğinin karşılığını arayan, hakkını arayan emekçilere olan bu üstten bakış AKP’li tüm Bakanların genel tavrı aslında. Kendisiyle konuşmaya çalışıp çiçek uzatan öğretmenlerin yüzüne bile bakmayan Eğitim Bakanını da unutmadık! Sizler bu ülkede devlet adamlarının nasıl olmaması gerektiğini gösteren ekollersiniz. Bürokrasi kültürünü ve dilini yok eden AKP düzeninin en iyi örneğisiniz! Biz Memleket Partisi olarak EYT’lilerin yanındayız. Çok değil bundan 3 yıl önce EYT’lilerle ilgili olarak “Seçim kaybetsek de yokum.” diyen Sayın Cumhurbaşkanı bugün seçim yaklaştığı için EYT düğmesine bastı. Emekçiye inandığı için değil seçim yaklaştığı için. Bu nedir biliyor musunuz? Bu sadece seçim dönemlerinde emekçinin yanında olduğunu gösterme çabasıdır. Ama biz Memleket Partisi olarak her zaman emekçinin, ezilenin yanındayız. Adaletli gelir dağılımın, sosyal adaletin savunucularıyız. EYT’lilere de sonuna kadar desteğiz.

ETTİĞİNİZ BU SÖZLERİN BEDELİNİ ÇOK YAKINDA HALK SİZE SANDIKTA ÖDETECEK

Önemli olan aslında devlet olarak parayı nereye ve nasıl aktardığınız. Yani elinizdeki kaynağı nasıl kullandığınız. Örneğin bugün Kur Korumalı Mevduat Hesabı fakirin cebinden alıp zengine koyarak zengini daha da zengin hale getirmiştir. Türkiye’nin bütçe açığı 660 milyar TL’dir. Sözde NAS var diyen AKP son 20 yılda 526 milyar dolar faiz ödemiştir.  Bugün itibariyle de 565 milyar faiz ödemesi bulunmaktadır. 165 milyarlık Kur Korumalı Mevduat ödemesi ise bu faiz ödemesine dahil değildir. 2022 Mart-Eylül arası Hazine’nin ödediği kur farkı 85 milyar TL’dir. Döviz cinsinden para yatıranlarınkini Merkez Bankası karşılamaktadır. Bunun da 65 milyar olduğu söylenmektedir. Söylenmektedir diyorum çünkü tam rakam açıklanmamaktadır. 15 milyar da vergi muafiyeti. Toplamda 165 milyar KKM için para ödüyor bu devlet, yani biz. Zengine bu ödemeyi yapanlar fakir fukara olarak gördükleri emekçiye sanki lütfediyorlar. Ama ettiğiniz bu sözlerin bedelini çok yakında halk size sandıkta ödetecek.

SARAYIN ÇOCUKLARI SALTANAT İÇİNDE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR

Her konuşmamada gençlerin sorunlarına yer vereceğim demiştim. Sözümde duruyorum. Bugün de KYK burs zammını masaya yatıralım. Burs zamla birlikte 1250 TL oldu. Enflasyonun TÜİK rakamlarına göre yaklaşık %85 olduğu bir ülkede yapılan bu zam öğrencilerin hiçbir giderini karşılamaya yetmemektedir. Otobüs bilet fiyatlarının gidiş geliş ortalama 900 TL olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Öğrenciler tatillerde ailesini görmeye gidememekten yakınırken sarayın çocukları saltanat içinde yaşamaya devam ediyor. Gençlerin sinemaya, tiyatroya, tatile gitme hakkını elinden alan bu iktidarı yine gençler gönderecek. İnanıyoruz!

SAĞLIK BAKANLIĞI İSE CİDDİYETSİZ AÇIKLAMALARINI SÜRDÜRMEYE DEVAM EDİYOR

Gelelim bugünlerin en çok can yakan sorunlarından bir tanesine daha; ilaç krizine. Şu anda eczanelerde reçetenize yazılan ve kullanmanız gereken ilaçlar ve aşılar yok! Eczacılar çoğu zaman size başka ilaçlar öneriyor, ama etkisini bilmediğiniz için arada kalıyorsunuz, kafanız karışıyor. İlaç yok çünkü satılan ilaçların %90’ı ithal ya da hammaddeleri dışarıdan geliyor. Antibiyotikler dahil her dört ilaçtan birinin şu an piyasada olmadığı iddiası var. Sağlık Bakanlığı ise ciddiyetsiz açıklamalarını sürdürmeye devam ediyor. İlaç fiyatlarına yılda 1 kere zam yetmezmiş, en az iki kere olması gerekirmiş. Çözüm için çalışmaları varmış. Sayın Bakan; çalışmalarınız olması takdire şayan, bununla birlikte ilaç bulamayan kalp, kanser hastaları için acil bir çözümünüz var mı? Hastalık bu malum. Bir şeye benzemez, sizden gelecek çözümü hiç beklemez. AKP’nin bu umursamaz, bu vurdumduymaz, bu üstten bakan tavrı artık her alanda karşımıza çıkıyor. Çözüm? Çözüm AKP’nin gitmesi ve Türkiye’nin üzerindeki bu karabulutların dağılması, Türkiye’nin aydınlık yarınlara kavuşması. Memleket Partisi bunun için burada. Bir araya geldiğimizde, hep birlikte el ele verdiğimizde siz kazanacaksınız, biz kazanacağız, Memleket kazanacak! Çünkü biz Türkiye’de yoksulun, ezilenin, hakkı yenilenin, atanamayanın sesi olacağız ve Türkiye’nin geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz. Biz göreve hazırız!

Yorumlar (0)