Gazete Kritik Siyaset CHP'den Altay Tank Projesi Açıklaması: Liyakat ve kaynak yönetimi şart!

CHP'den Altay Tank Projesi Açıklaması: Liyakat ve kaynak yönetimi şart!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyet'in 102’inci kuruluş yıl dönümünü kutladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Altay Ana Muharebe Tankı Projesi’ne ilişkin "Bu proje sadece bir tank üretimi meselesi değildir; devlet güvenliği, kaynak kullanımı ve kurumsal liyakat meselesidir" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyet'in 102’inci kuruluş yıl dönümünü kutladı.

Bağcıoğlu, Türkiye’nin savunma sanayisinde son yıllarda önemli ve gurur verici gelişmeler kaydedildiğini, Altay Tankı Projesi’nde yaşanan uzun gecikmelerin planlama hataları, yanlış yüklenici tercihleri ve stratejik karar eksikliklerinden kaynaklandığını belirtti.

Bu projenin, sadece bir tank üretimi meselesi değil, devlet güvenliği, kaynak kullanımı ve kurumsal liyakat meselesi olduğunu ifade eden Bağcıoğlu, etkin, adil ve denetlenebilir proje yönetiminin artık ertelenemez bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.

"Altay, TF-2000 projesinden sonra en uzun soluklu savunma sanayi projesi olarak tarihe geçmiştir"

Bağcıoğlu'nun açıklaması şöyle:

"Türk savunma sanayisi son yıllarda İHA/SİHA’lar, MİUS’ler, deniz platformları, KAAN MMU, ATMACA ve AKYA gibi projelerle büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Ancak bu başarılara rağmen, Altay Ana Muharebe Tankı Projesi ne yazık ki proje yönetimi, planlama ve teknik sorunlar nedeniyle gölgede kalmıştır. Bu projenin geçmişi 1990’larda 'Tank-2000' adıyla başlayan çalışmalara, 2007’de ise resmî olarak başlatılan Altay Projesi’ne dayanmaktadır. 2012’de OTOKAR tarafından prototipin tanıtılması, 2018’de BMC’ye seri üretim ihalesinin verilmesi ve nihayet 28 Ekim 2025 itibarıyla duyurulan sınırlı teslimat hedefi - 2025’te 3 adet - toplamda yaklaşık olarak 21 yıl 5 ay 15 gün süren bir süreci ifade etmektedir.

Altay, TF-2000 projesinden sonra en uzun soluklu savunma sanayi projesi olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu süreçte yaşanan gecikmelerin temelinde; planlama hataları, yüklenici firmaların yetersizliği, motor ve transmisyon gibi kritik bileşenlerde dışa bağımlılık, tedarik engelleri ve yerli güç paketi geliştirme süreçlerindeki aksamalar yer almaktadır. Bu tablo, savunma sanayimizin sürdürülebilirliği açısından etkin, adil ve denetlenebilir proje yönetimi ilkelerinin titizlikle uygulanmasının yaşamsal zorunluluk olduğunu açık biçimde göstermektedir.

"Siyasi ve ekonomik tercihler teknik gerekliliklerin önüne geçmiştir"

Projenin seri üretim fazı için halihazırda prototipleri de tasarlamış ve üretim proseslerini oturtmuş Otokar ve FNSS gibi kabiliyeti olan firmalar yerine, o ana kadar bu ölçekte bir projesi olmayan BMC’ye iş verilmiş; firmanın yeterli tesisi dahi olmadığı için Sakarya Arifiye’deki askeri bakım fabrikası geçici olarak BMC’ye kiralanmıştır. Var olan imkânlar yadsınarak savunma sanayisinin onlarca yıllık birikimi yerine sıfırdan kapasite oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu karar teslimat süresini uzatmış, maliyetleri artırmış ve kritik takvim hedeflerinin aşılmasına yol açmıştır. Almanya’nın güç paketinin ihracına izin vermeyeceği anlaşılmasına rağmen koordinatör kurum dönemin Savunma Sanayi Müsteşarlığı gerekli farkındalığı sağlayamamış ve uygun tedarik/geliştirme alternatifleri devreye sokulamamıştır. Yerli güç paketi geliştirme süreci de yanlış yüklenici ve danışman seçimleriyle gecikmiş, kaynak kaybına yol açmıştır. Sonuçta Altay projesi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın harekât ihtiyaçlarıyla uyumlu şekilde önceliklendirilmemiş; siyasi ve ekonomik tercihler teknik gerekliliklerin önüne geçmiştir.

"Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda harekât ihtiyaç makamlarıyla projeler yeniden sıralanmalıdır"

Yüklenici seçiminde firmaların teknik kabiliyetleri objektif biçimde değerlendirilmemiş; siyasi yakınlık teknik liyakatin önüne geçmiştir. Proje sürecinde şeffaflık sağlanmamış, kamuoyunun haklı hassasiyetine rağmen hesap verebilirlik kültürü işletilmemiştir. Altay Tankı Projesi, Türk savunma sanayisinin potansiyelini gösteren önemli bir girişimdir. Ancak 21 yılı aşan sürede yalnızca sınırlı teslimat hedefinin olması, projenin başarı hanesini gölgelemektedir. Bu durum TSK’nın modern zırhlı birlik ihtiyaçlarının karşılanmasını geciktirmiş, milli güvenlik risklerini artırmış ve ihracat fırsatlarının kaçırılmasına neden olmuştur. Türkiye’nin savunma sanayisini güçlü ve sürdürülebilir kılabilmesi için Altay’dan alınan dersler ışığında, tüm projelerde etkin, adil ve denetlenebilir proje yönetimi ilkeleri kesin biçimde uygulanmalıdır. Mevcut durumda ise KAAN Milli Muharip Uçağı, Çelik Kubbe Entegre Hava Savunma Sistemi ve TF-2000 Hava Savunma Muhribi gibi kritik projelerde Altay’da yaşanan aksaklıkların tekrarını önlemek amacıyla şu adımlar ivedilikle hayata geçirilmelidir: Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda harekât ihtiyaç makamlarıyla projeler yeniden sıralanmalıdır. SSİK kararları titizlikle uygulanmalıdır. Kritik projelere insan ve finans kaynağı hızla aktarılmalıdır. Popülist takvim açıklamaları yerine gerçekçi programlar yapılmalıdır. İvme kazanan ve somut adımlar atılan 'Ara Çözüm Muharip Uçak Tedariki' aynı tempoda devam etmelidir. Savunma yaptırımlarının kaldırılması için diplomasi etkin kullanılmalıdır. Kamuoyu şeffaf biçimde bilgilendirilmelidir. Bilgi kirliliğinin önüne geçilmelidir."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *