Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin CHP'nin 38. Olağan Kurultayı ile İstanbul İl Kongresi'nin iptali istemiyle açılan davada, yerel mahkeme kararını usulden kaldırarak dosyanın yeniden görülmesine ilişkin kararını değerlendiren CHP Parti Avukatı Çağlar Çağlayan, "Duruşmada iki şey olabilir. Mahkeme daha önceden zaten delilleri değerlendirip davayı reddetti. İstinaf mahkemesi de delil değerlendirmesiyle ilgili bir beyanda bulunmadığı için delilleri farklı yönde değerlendireceği bir durum yok. Yani ya davayı reddedecek yine ya da 'CHP bu süreç içerisinde olağan kongreyi tamamladığından dava konusuz kalmıştır' diyebilir" dedi.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Hukuk Dairesi, 4-5 Kasım 2023'te yapılan CHP'nin 38’inci Olağan Kurultayı ile 8 Ekim 2023'te yapılan İstanbul Olağan İl Kongresi'nin iptali istemiyle açılan davada, yerel mahkeme kararını usulden kaldırarak dosyanın yeniden görülmesine karar verdi. Kararı ANKA Haber Ajansı’na değerlendiren Parti Avukatı Çağlar Çağlayan, şunları söyledi:
"Bir kurultayın iptali için açılan davalar vardı, bir de İstanbul İl Kongresi’nin iptali için. İstanbul il kongresi için İstanbul'da açılan davalar birden fazla. Bunların ilk iki tanesinde İstanbul mahkemeleri, ‘Ankara Mahkemesi yetkilidir. Ankara mahkemeleri bakabilir bu davalara’ demişti. Onun nedeni de genel merkezin Ankara'da olması. Aslında doğru karar İstanbul mahkemelerinin verdiğiydi. Ankara'ya geldi, bu iki dava Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleşmişti. Sonradan İstanbul 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yine İstanbul İl Koongresi’nin iptali için açılan davada yetkilisizlik vermemişti mahkeme. Daha önce açılmış Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi ile de birleştirmemişti, biz ‘birleştir’ demiş olmamıza rağmen. Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi eylül ayında bir tensip zaptı kurdu yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin ve dedi ki ‘Taraflara Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince beyanlarında bulunmak üzere iki haftalık süre veriyorum.’ Duruşmayı da 11 Eylül'e atmıştı. 11 Eylül'de duruşma yaptık, davayı reddetti esastan.
"İki nedenle dosya geri gönderildi"
İstanbul İl Başkanlığı’nın davayı takip etme hakkı olmadığı için İstanbul İl Başkanlığı yönünden ehliyet yönünden davayı redetti. Genel Merkez yönünden esastan reddetti, ‘Burada butlan yoktur’ dedi. Şimdi ise şöyle bir durum söz konusu. Bir kere şunu söyleyeyim: Karar uzun ama kararın son iki sayfası gerekçe. Ondan önceki kısımlar daha önce olmuş şeylerin ve tarafların dilekçelerinin özetlenmiş hali. Kararda şöyle söylüyor: ‘Birincisi davacı vekili bir mazeret vermiş ve eke bir sağlık raporu koymuş. Bu tür durumlarda sağlık raporu varken, ilk defa da böyle bir mazerette bulunmuşken bu mazereti biz geçerli bir mazeret olarak görüyoruz. Bir defa da olsa kabul edip bir duruşmayı atabilirdim bir seferlik.’ İkinci gerekçe olarak da şöyle bir şey söylemiş: ‘Sen taraflara beyanda bulunması için iki haftalık süre verdin. Ama duruşma iki haftadan daha kısa bir sürede oldu. Taraflara süre verdiysen o süreyi beklemen gerekirdi. Sadece bu nedenlerle dosyayı geri gönderiyorum. Bu eksikliği tamamla. Yeniden kararını ver.’
"Bölge Adliye Mahkemesi, 'Senin kararın esastan yanlış, delilleri tekrar değerlendir' dememiş"
Şimdi dosya geri gelecek mahkemeye. Mahkeme bize yeni bir duruşma günü verecek. Çünkü önceki işlemler tamamlandı artık. Biz tekrar duruşmaya çıkacağız. İki şey olabilir duruşmada. Mahkeme daha önceden zaten delilleri değerlendirip davayı reddetti. İstinaf mahkemesi de delil değerlendirmesiyle ilgili bir beyanda bulunmadığı için delilleri farklı yönde değerlendireceği bir durum yok. Yani ya davayı reddedecek yine ya da şöyle yapabilir: Bu karardan sonra biz İstanbul Olağan İl Kongresi’ni yaptık. ‘CHP bu süreç içerisinde olağan kongreyi tamamladığından dava konusuz kalmıştır’ diyebilir. Burada şöyle bir tehlike görmüyoruz: Yeniden davayı ele alıp, delillere bakıp ben ‘Bu sefer kararımdan vazgeçtim. Şimdi kabul ediyorum’ demeyecektir. Çünkü Bölge Adliye Mahkemesi, 'Senin kararın esastan yanlış, delilleri tekrar değerlendir' dememiş.”
"Mahkemenin Gürsel Tekin’i muhatap alması gibi bir şey söz konusu değil"
Çağlayan, "Çağrı heyetinin avukatının verdiği dilkeçenin kararda yer alması nedeniyle kayyum atanan Gürsel Tekin tanınmış olur" şeklindeki görüşlerin hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu:
"Öyle bir şey yok. İstinaf mahkemeleri bir karar verirken şöyle yaparlar: Kendilerine gelmiş bütün dilekçeleri kararlarında özetlerler. Bunun nedeni de şu, istinaf mahkemesi, 'Ben bana gelen dosyayı doğru düzgün inceliyorum. Bana gelen dilekçelere baktım. İçinde ne yazdığını biliyorum. Bunlara göre de karar veriyorum' demek istiyor. Gürsel Tekin de bir dilekçe gönderdiği için onu da koymuş oraya. Ama gerekçe kısmında, 'eksiklikleri tamamla' dediği kısımda ve sonuç kısmında Gürsel Tekin ile ilgili bir şey demiyor. Zaten 'davacıların talebinin kabulüyle kararın kaldırılması' diyor. Bizim davacılarımız Savaş Aras ile Levent Çelik, Gürsel Tekin davacı değil. Haliyle mahkemenin Gürsel Tekin'i muhatap aldığı, onun talepleri nedeniyle kararı kaldırdığı söylentisi gerçek değil. Öyle bir şey yok."
"İlk duruşmada karar çıkar"
Kurultay davası yönünden davacıların buradakine benzer bir usul itirazı olmadığını belirten Avukat Çağlar Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama şu aşamada kayyumu da etkilemez bu kayyumla ilgili bir karar da değil. Kayyum da çünkü İstanbul'daki mahkemeyle ilgili bir konu. Şimdi Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tensip zaptını kurmasını bekleyeceğiz. Birkaç gün içinde muhtemelen kuracaktır. Biz bu karardan UYAP'tan haberdar olduk, karar henüz tebliğ olmadı. Çok uzun olmayan bir süre içerisinde yeniden bir duruşma yaparız. Yeniden toplayacağı bir delil yok. Tek endişemiz bu noktada kirli bilgi yayılması olur. Eğer ilk yapacağı duruşmada karar vermezse seçim kurulundan kongrenin sonuçlarını ayrıca isteyebilir. Normalde onu da beklemesine gerek yok. Sarkarsa o yüzden sarkar, yoksa sarkmaz. İlk duruşmada karar çıkar. "