23.07.2018, 10:40

PAZAR GÜNÜ NOTLARI...

İstanbul’da denize / havuza girilmeyecek,  çayıra / çimene yayılmayacak yegane gün Pazar günüdür...

Dün İstanbul’da  sanki tepenize tencere kapağıyla  basıyorlarmış gibi bir hava vardı. Müthiş sıcak ve nemli bir hava hakimdi. Benim anti klimacı olmam meşhurdur evin dört yanında pervaneler çalışıyordu, sanırsın Kazablanka’dayız.

Madem evdeyiz tavla oynadık,, kitap okuduk baktık olmuyor, hadi film izleyelim dedik.

Şöyle sabun köpüğü tadında, havaya uygun bir şeyler... Yabancı filmlere göz attım, hatta inat ettim bir tane film bulamadım. Çoğunluğu bu sıcakta yorgan altına sokar, kurdeşen döktürür cinsten... Teyzemin Efsunlu Evi, Kampta Hortlak Var,  Dayımın Evini Öcüler Bastı, Arka Bahçeden Gelen Fısıltılar, Yan Sokağın Gizemi elbette isimleri böyle değil, ama hemen hepsi bu minvalde...

Nerede Julia Roberts, Richard Gere, Edward Norton, Tom Hanks, Drew Barrymore,  Sandra Bullock, Goldie Hawn’lı romantik komediler ve onların hafızalara kazınmış müzikleri...

Madem öyle yerli filmlerin nesi var deyip, üç evet evet tam üç tane film arka arkaya izledik.

Filmlere gelecek olursak; ilk ikisi aşk - gençlik - eğlence - komedi - hüznü içinde barındıran filmlerdi ( Herşey Aşktan - Mutluk Zamanı) Üçüncüsü (Aşk Uykusu) gerçek hayattan alınmış bir dram filmiydi. İzlerken hafiften duvara toslatıyor.

Son filmi bitirirken neredeyse akşam olmuştu. Bir Pazar gününü böyle dolu dolu geçirmekten oldukça mutlu olmuştuk.

 

••••••••••••••••••••••••

EV YAPIYORUZ...

Bu aralar tematik kanallardaki ev temalı programları izlemeye bayılıyorum.  Programlar Amerika ve  Avustralya’da geçiyor. Artık ne vakit hangisine denk gelirsem izliyorum. Bazısı sıfırdan ev inşa ediyor, bazısı virane evi alıp baştan yaratıp satıyor, bazısı ise 1940 model evi alıp rüya haline getiriyorlar. Ekip iç mimarlar, dekoratörler,  inşaatçılar ve emlakçılardan oluşuyor.

Hepsi sade ve doğallar... Hatunlarda ne öyle abartılı kıyafet, ne boya kavanozuna düşmüş gibi makyaj, ne de şişirilmiş dudaklar var. Keza beylerde de öyle, moda dergisinden fırlamış hallerin esamesi okunmuyor. Oldukları gibiler, çivi de çakıyorlar, badana da yapıyorlar, çatıya da çıkıyorlar. Çoluk, çocuk, dört ayaklı dostları hep beraber alıyorlar, restore ediyorlar  ve satıyorlar.

Bizim memlekette olsa, programı ya sosyetik burnundan kıl aldırmaz bir mimara yaptırırlar, ya da ultra dekolte pullu tuvalet giymiş yaşı geçkin, sözde meşhur botokslu sarışın sarkıcı ablalar geçer ekran karşısına. Ne boya tulumu giyerler, ne de taş döşerler. Ayy düşüncesi bile korkunç. İlk girdikleri evde fareyle göz göze gelip ardlarına bakmadan kaçarlar. Hahaaa gözümün önüne  birkaç isim geldi de gülmekten karnıma ağrı girdi. Vazgeçtim taş yerinde ağırdır.

Biz boş yarışmalarla, abuk sabuk macera programlarıyla idare edelim. Nasılsa izleyeni çok, haa ben mi gördüğüm anda direkt zaplıyorum.  Bakıyorum ev programı yok, kitaplarıma dönüyorum ya da sevgilimle koyu bir sohbete dalıyoruz.

Eğer denk gelirseniz mutlaka göz atın, izlerken bir anda şu duvarı mı kaldırsak şeklinde fikirler aklınızdan geçmeye  başlıyor. Yani tek tehlikeli yanı o, hani baştan uyarayım da sonradan bozuşmayalım.

•••••••••••••••••••••

Yeni hafta daha başladı, başlar ... Bu hafta, sağlığımız mis gibi, bereketimiz bol, bereketimiz çok, derdimiz yok, kötüler sıcaktan asfalta yapışmış, cadılar kazanlarını kaybetmiş, moraller yüksek, keyifler keka bir hafta olsun hepimize, pls sevgili evren ...

Perşembe gününe kadar hoş https://www.yenikonya.com.tr/yasam/yasam/indirim_kuponu_sitesi-1745798 kalın, hoşça kalın.

elvankaracay@gmail.com

Yorumlar (0)