DEM Şırnak Milletvekilleri Ayşegül Doğan, Mehmet Zeki İrmez ve Nevroz Uysal Aslan Şırnak'ta artan çocuk istismarı konusunu Meclis gündemine taşıdı ve Araştırma önergesi istedi.
Türkiye'de çocuklara yönelik artan şiddet, istismar ve taciz vakaları toplumda ciddi bir endişe yaratmaktadır. Bu tür olayların sayısındaki artış, koruyucu ve önleyici tedbirlerin yeterince devreye sokulmaması ve cezasızlık politikalarının sürdürülmesi gibi etkenlerden kaynaklanıyor. Bu bağlamda, Şırnak'ta yaşanan son olayda, Y.A adlı failin birçok çocuğa cinsel saldırıda bulunduğu belirlendi. Olayın ortaya çıkmasının ardından fail tutuklanmış olsa da, hükümetin cinsel istismarla etkili bir şekilde mücadele etmediği gerçeği devam etmektedir. Bu nedenle, istismar vakalarının önlenmesi için TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulması önerilmektedir.
İstismar Vakalarının Artışı
Çocukların güvenliğinin sağlanamadığı günümüzde, istismar vakalarının sayısında kaydedilen artış, Türkiye'nin acil müdahale gerektiren bir duruma işaret ettiğini göstermektedir. Çocukların, aile içinden başlayarak eğitim kurumlarında dahi güven hissinden mahrum kaldıkları belirtiliyor. İstismarın önlenmesi için gerekli politika ve uygulamaların hayata geçirilememesi, faillerin ceza almadan serbest kalması ya da yargı tarafından yapılan indirimler, Türkiye'de çocuk istismarının yaygınlaşmasının temel sebeplerinden birini teşkil ediyor. Çocukların haklarını korumak ve bu tür durumları ortadan kaldırmak amacıyla atılması gereken adımlar, maalesef çoğu zaman görmezden gelinmektedir.
Uluslararası Sözleşmeler ve Türkiye’nin Taahhütleri
Türkiye, uluslararası sözleşmelerle çocuk haklarını korumayı taahhüt etmiştir. Lanzarote Sözleşmesi gibi belgeler, cinsel istismarın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve etkinsizlik alanlarını gidermeye yönelik hükümler içermektedir. Ancak, bu yükümlülüklerin icrası yetersiz kalmakta, çoğu zaman yalnızca somut deliller aranmaktadır. Adalet Bakanlığı'nın verileri incelendiğinde, çocuk istismarı suçlarında dosya sayısında ciddi bir artış gözlemlenmiştir. 2015-2023 yılları arasında bu suç türünde açılan dosya sayısının yüzde 94 artması, mevcut sistemin zayıflığını ve çocukların yeterince korunmadığını ortaya koymaktadır. Ülkenin farklı bölgelerinde gözlemlenen istismar olaylarını ve bunların giderek artan bir endişe kaynağı haline gelmesini göz ardı etmek mümkün değildir. Özellikle Şırnak gibi bölgelerde vakaların daha fazla yaşanıyor olması, yerel yönetimlerin ve hukukun işleyişinin sorgulanmasına yol açmaktadır.
Örnekler ve Cezasızlık Sorunu
Son yıllarda yaşanan istismar olayları, Türkiye'deki cezasızlık sorununu açıkça gözler önüne sermektedir. Şırnak'ta yaşanan Y.A. vakası, ne yazık ki yalnızca bir örnektir. Bunun yanında, birçok farklı istismar olayı, failin tutuklansa dahi yaşanan sorunların üstesinden gelinmediğini göstermektedir. Örneğin, 15 yaşındaki bir çocuğun polis O.Y. tarafından cinsel istismara uğraması gibi, eğitim kurumlarında çalışan kişilerin de istismar vakalarına karıştığı gözlemlenmiştir. Bu durumlar, adli süreçlerin etkisizliğini ve toplumsal kaygıları arttırmaktadır. Örgütlenmiş bir sistemin eksikliği, faillerin serbest kalmasına ve hatta geçmişte benzer suçlara karışmış olan kişilerin tekrar görev başına dönmesine neden olmaktadır. Eğitim camiasında bile güven kaybı yaşanmakta, çocukların karşılaştığı istismarlar medyaya yansımadan gizli kalmakta, bu da hem mağdurları hem de ailelerini derin bir endişeye sevk etmektedir.
Geleceğe Yönelik Adımlar ve Çocuk Hakları
Çocukların güvenliğini sağlamak, sadece ailelerin değil, devletin de sorumluluğundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, çocuk istismarına karşı acil yasal düzenlemeler gerçekleştirmesi gerekmektedir. Şırnak gibi bölgelerde artış gösteren taciz ve istismar olayları karşısında derhal bir araştırma komisyonu kurulması, mevcut durumun ciddiyetini ele alacak ve kalıcı çözümler üretecektir. Yapılması gerekenler, yalnızca yasal tedbirler almakla sınırlı kalmamalıdır; aynı zamanda toplumsal bilinç artırılmalı, çocukların korunması için çalışan kurumların daha etkin bir şekilde hareket etmesi sağlanmalıdır. Bununla birlikte, kamuoyunun desteğiyle şiddet ve istismar vakalarının önlenmesine yönelik etkin adımlar atılmalıdır. Yalnızca istismar vakalarını önleyerek değil, toplumun tüm kesimlerinin bu konudaki bilinç ve duyarlılığını artırarak çocukların güvenliğinin sağlanması mümkün olacaktır.
