Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, asgari ücretin siyasi talimatlarla yürütülen bir “al gülüm ver gülüm” pazarlığı sonucunda açıklandığını belirterek, milyonlarca emekçinin alacağı ücretin kulislerde dolaşan rakamlar üzerinden adeta kumar ve bahis düzeninin konusu haline getirildiğini söyledi.
ANKARA–CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı ve Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, asgari ücret tespit sürecine ilişkin TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, asgari ücret tespit sürecinin Türkiye’nin yakın emek tarihinde “derin kırılma yaratan tarihsel bir eşik” olarak kayda geçtiğini söyledi. Taşcıer, milyonların yaşamını ilgilendiren asgari ücretin işveren ve iktidar arasında gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda açıklandığını hatırlatarak, “12 gün boyunca deyim yerindeyse bir ‘al gülüm ver gülüm’ süreci yaşandı. Türkiye’nin yakın emek tarihinde, işçinin masada olmadığı bir döneme şahit olduk” ifadelerini kullandı
Taşcıer konuşmasında sürecin nasıl yürütüldüğünü şu sözlerle anlattı:
“Milyonların geçimini belirleyen bir karar, emeğin gerçek sahipleri dışarıda bırakılarak alındı.
Asgari ücret, sosyal diyalogla ve ortak akılla değil, sarayın talimatıyla belirlendi. Emekçinin sesinin duyulmadığı, sendikaların etkisizleştirildiği bu süreç, çalışma hayatında adalet duygusunu zedeleyen ve emek mücadelesinde derin kırılma yaratan tarihsel bir eşik olarak kayda geçti.”
Tespit sürecinin kapalı kapılar ardında yürütülen bir pazarlıkla sınırlı kalmadığını belirten CHP’li Taşcıer, kamuoyuna açıklanan rakam üzerinden AKP iktidarına sert sözlerle yüklendi. Taşcıer, yaşanan süreci “Biz insanların hayatıyla kumar oynamayın çağrısı yaparken, iktidarın tercihleri bu ülkenin emekçisini yasadışı bahis sitelerinde oyuncak etti. Masada yer almayan işçi adına rakamlar kulislerde dolaştı, bir hak olarak korunması gerekirken ücret günün sonunda yasa dışı bir düzenin konusu haline getirildi. İşçinin sofrası, geçim mücadelesi ve yaşamı üzerine bahis kuponu yapıldı. Sürprizler, ihtimaller ve hatta Erdoğan’ın gönül endeksi konuşuldu ve Bakanın 12’inci günün sonunda açıkladığı rakamı kumar baronları önceden ilan etti. Asgari ücret 30 bin altı olur diyenler 1 lira koyup 2 aldılar. Kaybeden yine emekçi oldu” sözleriyle eleştirdi.
CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politika Kurulu Başkanı Gamze Taşcıer, bu tablonun AKP iktidarında emek politikalarının geldiği noktayı bütün açıklığıyla ortaya koyduğunu ifade ederek, “Bu şartlar altında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının dile getirdiği gibi bir ‘toplumsal barış ve dayanışma şuurundan’ söz etmek, gerçek sorunları kavramaktan uzak bir şuursuzluktur” dedi. Açıklanan 28 bin 75 liralık asgari ücretin hangi bilimsel verilerle hesaplandığının bilinmediğini savunan Gamze Taşcıer, ücret artışlarının enflasyon karşısında bilinçli biçimde baskılandığını belirterek, “TÜİK, 2024 yıl sonu enflasyonunu yüzde 44,38 olarak açıklamıştı. Buna karşılık 2025 yılı için geçerli asgari ücret artışı yüzde 30 ile sınırlandı. Yani asgari ücretli, 2025 boyunca 14 puanlık bir kayıpla yaşamak zorunda bırakıldı. TÜİK, son açıkladığı veri ile ‘oluşan enflasyon’u yüzde 31,07 olarak ilan etti. Böylece 11 ayda asgari ücret 6 bin 500 lira eridi. Ancak dün asgari ücret 1 Ocak 2026’dan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 27 artırıldı. Geçen yıldan kalan yüzde 14’lük kaybı telafi etmek bir yana, bu seneden de yüzde 4 kayıp eklendi” diye konuştu.
Açlık sınırına da dikkat çeken Gamze Taşcıer, açıklanan rakamın daha şimdiden sınırın üç bin lira altında kaldığını vurgulayarak, “Bugün Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 131 sayılı sözleşme yürürlükte olsaydı, asgari ücret hiçbir koşulda açlık sınırının altına düşmeyecekti. İşçinin masada fiilen yer almadığı bir komisyon karar alamayacaktı. Asgari ücretin belirlenme süreci, yalnızca yürütmenin iradesine bırakılmayacaktı. Erdoğan’ın gönül endeksi değil, yaşamın gerçekleri belirleyici olacaktı” dedi.
Taşcıer sözlerini, CHP iktidarında ILO’nun 131 sayılı sözleşmesini onaylayacaklarını, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısını demokratikleştireceklerini ve ücret politikasını insan onuru temelinde yeniden kuracaklarını ifade ederek tamamladı.