CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yönetimindeki dernek ve vakıflarla gerçekleştirilen yardım kampanyalarını eleştirerek, kamuoyundaki bazı derneklerin itibarının sorgulanabilir olduğunu belirtti. Arık, Türkiye'nin insani yardım kampanyalarını organize etme kapasitesinin sorgulanmasının gerektiğini vurguladı ve bu derneklerin neden işin içinde bulunduğu hakkında çeşitli sorular yöneltti.
İçişleri Bakanlığı’na Yöneltilen Soru Önergeleri
Çetin Arık, İçişleri Bakanlığı'nın İdlib için düzenlediği yardım kampanyasının TBMM gündemine taşınmasının ardından, Bakan Soylu'ya yanıtlaması için bir dizi soru önergesi sundu. Bu önergede, yardım için işbirliği yapılan derneklerin kamuoyunda daha önce gündeme gelen olumsuz imajlarının bulunduğunu vurgulayarak, bu organizasyonların neden devletin yardım kampanyalarında yer aldığına dair sorular sordu. Arık, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, insani yardım yapabilmek için organize olmakta yetersiz midir? Bu tür dernekler, ulusal kampanyanın paydaşları olmayı nasıl hak ediyor?” şeklinde eleştirilerini dile getirdi.
İşbirliği Yapılan Dernekler Üzerine Eleştiriler
Arık, Bakanlık tarafından belirlenen ve işbirliği yapılan dernekler arasında Beşir Derneği, Deniz Feneri Derneği, İHH İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı, Hayrat Vakfı gibi isimlerin yer aldığını belirtti. Bu derneklerin daha önce kamuoyunda tartışmalara neden olduğunu hatırlatan Arık, İçişleri Bakanlığı'nın bu kuruluşlarla daha önce herhangi bir işbirliğine gidip gitmediğini ve bu süreçlerin nasıl işlediğine dair bilgileri de talep etti. Ayrıca, hangi konularda ortak projeler yürütüldüğünü sordu. Arık, yardımların nasıl toplandığı ve ne kadar para biriktirildiği konusunda da bilgi istemekte.
Etik Sorgulamalar ve Yardım Kampanyası Sonuçları
CHP'li vekil, İçişleri Bakanlığı’nın tartışmalı bir geçmişe sahip olan derneklerle çalışmasının etik boyutunu sorguladı. Arık, bu işbirliğini nasıl değerlendirdiğini ve bu tür derneklerin devletin insani yardım kampanyalarında nasıl bir rol oynaması gerektiğini merak ettiğini belirtti. Bunun yanı sıra “Bir aradayız, İdlib’in yanındayız” adıyla yürütülen kampanyada toplam ne kadar bağış toplandığını ve bu bağışların nasıl kullanıldığını öğrenmek istedi. Arık, toplumun bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmasının önemine değinerek, şeffaflığın gerekliliğini vurguladı.