CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, kamuoyunda “yenidoğan çetesi” olarak tanımlanan örgütün Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan daha fazla para alabilmek için yenidoğan bebeklerin ölümüyle sonuçlanan suçlarını TBMM gündemine taşıdı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren CHP’li Günaydın, söz konusu olayın yalnızca 21 bebekle sınırlı olmadığını, en az 6 yıl öncesinden başladığı iddialarına dikkat çekti. Günaydın, “Bu olayın CİMER’e yapılan başvuru ile fark edilmiş olması kabul edilebilir değildir. Bakanlığınızın sistematik bir biçimde işleyen ve onlarca bebeğimizin ölümü ile sonuçlanan bu olayı CİMER şikayeti ile öğrenmesi açıklığa kavuşturulmaya muhtaçtır” diye konuştu.
İşte Gökhan Günaydın'ın o soru önergesi:
17 Ekim 2024 tarihinde ulusal basına yansıyan haberlere göre, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yürüttüğü, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 494 sayfalık iddianamede, şüphelilerin, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) fazla para kazanabilmek için bebek hastaların yatış süresini uzattığı, bazılarının sağlık durumunun normalden daha kötü gösterildiği, bazı hasta yakınlarından para alındığı, gelirlerin sağlık çalışanı olan örgüt üyeleriyle paylaşıldığı iddia edildi. Yenidoğan bebeklerin önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilerek, hasta sağlığı ile ilişkili olmayan yoğun bakım yatış kararı veren 22’si tutuklu 47 şüpheli sağlık çalışanının haksız kazanç elde ettiği tespit edildi. Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamede şüphelilerin hastaların mevcut durumlarını gözetmeden gereksiz ya da olması gerekenden daha uzun süre yatışlarını sağlayarak SGK'den yüksek ücret tahsil ettikleri, bazı hasta yakınlarından fazladan para alınarak maddi çıkar elde edildiği ve karın çoğunluğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaşıldığı belirtildi.[1] Hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek maddi çıkar sağladıkları ifade edilen iddianamede, şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları kaydedildi.
Hazırlanan iddianamede, maktul bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı ve bazı bebeklerin bu ünitelerde enfeksiyon kapmasına, bazılarının da ölümüne neden olunduğu öne sürüldü. Buna göre, şüpheli sağlık çalışanları yoğun bakım ünitesinde kalınan gün sayısını, gereksiz ilaç kullanımlarını göstererek haksız kazanç elde etmeye devam ettiler.
Bununla birlikte, söz konusu işlemler İstanbul ilinin Bağcılar, Beylikdüzü, Avcılar, Silivri ilçelerinin yanı sıra Tekirdağ Çorlu ilçesinde yoğunlaşmıştır. İddianamede bahsi geçen hastaneler şu şekilde sıralanıyor: Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım ünitesi. Bu hastanelerden biri (Özel Avcılar Hospital), 2013-2016 yıllarında Sağlık Bakanlığı yapmış olan Mehmet Müezzinoğlu'na aitti.
Dahası, maktul bebeklerin ailelerinin ifadelerine de yer verilen iddianamenin ulusal basına yansımasının ardından, söz konusu isimlerden sağlık hizmeti alan ve bebeklerinin yoğun bakıma yatırılması gerektiğini söyleyen vatandaşlarımızın sosyal medya paylaşımları çığ gibi aktı. Sosyal medyada paylaşılan içeriklere ve ilgili tarihlere bakıldığında, olayın yalnızca 21 bebekle sınırlı olmadığı, aynı zamanda en az altı yıl geriye yürüdüğü öne sürülebilir.
Ülke basınında yankı uyandıran bu olayın, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün özel hastanelerin denetiminden sorumlu bir doktorun (T.E.) Ocak 2023'te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yaptığı başvuru ile fark edilmiş olması kabul edilebilir değildir. Bakanlığınızın sistematik bir biçimde işleyen ve onlarca bebeğimizin ölümü ile sonuçlanan bu olayı CİMER şikayeti ile öğrenmesi açıklığa kavuşturulmaya muhtaçtır:
Söz konusu olayın İstanbul ve Tekirdağ ilinin belirli ilçelerinde yoğunlaşmış olması gözetildiğinde, Bakanlığınız bu ilçelerdeki yoğun bakım ünitelerinin kullanım sıklığını, kullanımda gerçekleştirilen ilaç ve tıbbi malzeme kullanımındaki artışını, yenidoğan bebek ölümlerinin artışını nasıl tespit edememiş ve buna ilişkin nasıl herhangi bir şüphe duyulmamıştır?
Olayın geriye dönük yaşandığı düşünüldüğünde, Bakanlığınızın iddianamede yer alan hastanelerde yaptığı denetimlerin verimli işlediği nasıl öne sürülebilir? Yapılan denetimlerde herhangi bir şüpheye rastlanmamış olması kabul edilebilir değilken, denetimlerde sorumlu personel hakkında işlem başlatılmış mıdır?
Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu bilinen Özel Avcılar Hastanesinin konu ile ilişkili olduğu, iddianamede hastane isminin yer aldığı gözetildiğinde, eski Bakanın görev yaptığı tarihlerde konuya ilişkin herhangi bir şüpheye rastlanmamış mıdır?
[1] Anadolu Ajansı (17.10.2024). “Yenidoğan çetesine ilişkin iddinamede 21 şüpheli bebek ölümlerinden sorumlu tutuldu”. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/yenidogan-cetesine-iliskin-iddianamede-21-supheli-bebek-olumlerinden-sorumlu-tutuldu-/3365315 (erişim tarihi 18.10.2024).